Şehir efsanelerini severiz. Hele bu efsaneleri kült isimlere yakıştırmaya bayılırız. Ondan sonra da gerçeklere kulaklarımızı tıkarız. Çünkü efsaneyi sevmişizdir ve onun yalan çıkması hoşumuza gitmez. Yani kendi kendimizi kandırmayı severiz.
Franz Kafka’nın yaşarken hiçbir eserinin yayınlanmadığı, sadece Prag’da ve Almanca konuşan Yahudi azınlık içinde bilindiği, ölümünden sonra tanındığı tezi de bu nedenle çok benimsenmiş. Sorgulanmadan kabul edilmiş.
“Ben ölünce tüm eserlerimi yakın!” vasiyetine rağmen arkadaşı Max Brod eserlerini yakmayıp yayınlatmasa Kafka’yı ve eserlerini hiç tanıyamayacağımıza inanılır. Çünkü bu imaj Kafka’ya yakışmıştır ve hiç bilinmezken ölümünden sonra eserleriyle meşhur olmak da her yazar adayının hayal ettiği bir şeydir.
Oysa küçük bir araştırma ile bu şehir efsanesinin tam bir uydurma olduğunu anlamamız mümkün. Hatta hiç beğenmediğimiz Wikipedia’nın Almanca versiyonuna bakmak bile bu önemli bilgiyi öğrenmemiz için yeterli. Orada çok iyi ve ayrıntılı yazılmış bir Kafka maddesi var. Biz yine de Wikipedia’ya güvenmeyelim ve Kafka adına açılmış resmi sitelere bakalım. Kafka’nın günümüzdeki yayıncısı Fischer Verlag’ın hazırladığı franzkafka.de’ye göre Franz Kafka’nın ilk yayımlanmış eseri Ocak 1908’de Hyperion Dergisi’nin 91-98 sayfalarında yer alan “Bechrahtung” başlıklı nesir parçalarıdır. Kafka 1883 doğumlu, yani 25 yaşında dergide ilk eseri yayınlandığında.
Hyperion, iki ayda bir, Franz Blei ve Carl Sternheim tarafından Münih’te yayınlanan ve Hans von Weber Yayınevi’nden 1908 ile 1910 yılları arasında on iki sayı çıkmış, Musil, Rilke, Heinrich Mann gibi ünlü yazarların yazdığı bir edebiyat ve sanat dergisidir. Yani Kafka, efsanelerde söylendiği gibi Prag’daki Almanca konuşan Yahudi azınlık içinde kalmamış ve Almanya’da önemli bir dergide yazdıklarını yayınlatarak yazarlık yaşamı başlamış. Daha sonraki yazarlık yaşamı da esas olarak almaya’daki yayınevleri ve dergilerde sürmüş. Yani tüm Almanca konuşan ülkeleri hedeflemiş.
6 Şubat 1909’da, Neu Weger Dergisinde “Ein Damenbrevier”, yine 1909’da Hyperion’da “Gespräch mit dem Beter”, 29 Eylül 1909’da da “Die Aeroplane in Brescia” adlı denemesi Bohemia adlı Alman günlük gazetesinde yayımlanmış. “Großer Lärm”, Ekim 1912’de Prag gazetesi Herder-Blätter’de çıkmış. “Franz Kafka’nın otobiyografik bir düzyazı eskizi” olarak tanımlanan çalışmada ailesinin gürültülü ev hayatından bir kesiti anlatılmış.
Kafka’nın 1912’de yayınlanan ilk kitabı da ilk yazısıyla aynı adı taşıyor. “Bechrahtung”, 18 kısa düzyazı metninden oluşuyor. Alman yayıncısı Rowohlt, o zamanlar yeni bir yayınevi, şimdiyse Dünya’nın en büyük ve önemli yayınevlerinden. Kafka ilk kitabı yayınlandığında hayatta ve 29 yaşında. Yayınevi sahipleri Kurt Wolff ve Ernst Rowohlt, yeni tanıştıkları Kafka’dan bizzat kitap istemişler.
Kafka’nın Kurt Wolff’la bağlantısı Wolff’un Rowolth’dan ayrılıp kendi adına kurduğu yayınevinde de sürüyor. Yani Kafka bir Alman yayıncıdan diğerine transfer oluyor. 1913’ün Mayıs’ında Kafka’nın yaşarken yayınlanan ikinci kitabı “Der Heizer” Leipzig’deki Kurt Wolff Verlag’dan çıkıyor. Bu sonradan Max Brod’un Amerika adıyla yayınladığı romanının bir parçası. Kafka, yayıncısının ısrarına rağmen “henüz tamamlanmadı” diyerek romanın tamamını yayımlamaya ikna olmamış.
1913’ün Haziran ayında Max Brod’un derlediği ve yine Kurt Wolff Verlag’dan çıkan Arkadia adlı yıllıkta “Das Urteil” yayınlanmış. Öykünün alt başlığı da “Felice B. için bir öykü”.
1915’de bizim Başkalaşım ya da Değişim gibi adlarla okuduğumuz, Gregory Samsa’nın böcekleştiği “Verwandlung” önce Die Weiße Blätter dergisinin Ekim sayısında yayınlanmış ve sonra da kitap olarak ilk baskısı Aralık 1915’te Kurt Wolff’un yayınevinden yayınlanmış. Yine 1915’de Almanya’nın prestijli ödüllerinden “Theodor Fontane Sanat ve Edebiyat Ödülü” ile ödüllendirilmiş.
1918’de Der Mord Die Neue Dichtung adlı almanakta yayınlanıyor. 1919’da bizim Ceza Kolonisinde adıyla okuduğumuz “In der Strafkolonie” kitap olarak yayınlanıyor. 1920’de kısa öyküler toplamı “Ein Landarzt” Kurt Wolff Verlag’dan çıkıyor.
“Ein Hungerkünstler” önce 1922’de Die Neue Rundschau gazetesinde yayınlanmış, sonra da 1924’de üç düzyazı metin eklenerek kitaplaşmış. Bu aynı zamanda Kafka’nın ölümünden önce yayınlanan son kitabı.
Joachim Unseld, “Franz Kafka. Ein Schriftstellerleben” (1984) adlı eserinde Kafka’nın yaşarken 46 eserinin yayınlandığını belirtmiş ve bunları listelemiş. Yani Kafka genç yaşta öldüğünde dergilerde eserleri yayınlanmış, altı kitaplı bir yazarmış.
James Hawes “Hayatınızı Mahvetmeden Önce Neden Kafka Okumalısınız”da da (çev. Suğra Öncü, Sel yay.) belirttiği gibi Kafka, eserlerini yayınlatmaya başladığı ilk yıllardan itibaren Almanca konuşulan ülkelerde bilinen bir yazar olmuş. Kitaplarını büyük Alman yayıncılar yayınlamış, öyküleri, düzyazıları iyi Alman dergilerinde çıkmış ve bir de önemli edebiyat ödülünü kazanmış. Yayıncılar Kafka’nın başarılı olacağından o kadar eminmiş ki savaş koşullarına rağmen transferler, avanslar bile söz konusu olmuş.
Ve biz hâlâ Kafka için söylenen “yaşarken hiç tanımamıştı” ve “hiçbir eseri yayımlanmamıştı” diye şehir efsanelerine inanmaya devam ediyoruz.
Metin Celâl – edebiyathaber.net (5 Mayıs 2021)