kahverenkli dergi Aralık sayısıyla yayın yaşamına başladı.
Dergi bülteninden:
“İnsanlığın başlangıcından günümüze uzanan sözü geleceğe taşıyoruz.
Anlatan, hikâyeleştiren; taşa, toprağa şekil veren; görünen dünyaya yorum katan; gerçeği yeniden kurgulayan insanın sözüdür çünkü dünyayı değiştirecek olan.
Sanat dünyayı değiştirir mi? Bu içi boş ve anlamsız soruyla uğraşmıyoruz. Tek başına sanat, gerçeğin yeniden yorumlanışıysa eğer, zaten sanat formuna bürünen hiçbir şey gördüğümüz, algıladığımız şey değildir artık. Dolayısıyla değişmiştir. Sözün gücü de buradan gelir. Anlatmak gerçeği yeniden yorumlamaktır çünkü.
Anlatarak, yeniden yorumlayarak eylemini gerçekleştirir sanatçı. Dünyayı değiştirme iddiasından bağımsız olarak yeni bir “şey” katar aslında dünyaya. Ortaya çıkan şeyin yaşadığımız dünyaya etkisi veya katkısı zamana bağlıdır elbet; bir de özgünlüğüne ve kudretine. Homeros’un İlyada’sı ya da Cervantes’in Don Kişot’u gibi yüzyıllara, hatta bin yıllara dayanan yaratıların yanı sıra, ölü doğmuş binlerce eserle doludur sanat mezarlıkları. Fakat her şeye rağmen anlatmak, söz söylemek isteyen insanın önünde engel değildir bu durum. Çünkü (farklı sebeplerle de olsa) yakıcı bir ihtiyaçtır anlatmak…
İnsanlığın, medeniyetin başlangıcından beri bir ihtiyaç olarak beliren sözü; anlatma ve iletişim kurma ihtiyacını Sait Faik, “Haritada Bir Nokta” öyküsünde “Yazmasam deli olacaktım” son sözüyle varoluşsal bir problem olarak ele alır. Sait Faik gibi duyarlı, hümanist bir insanın kendine dert edineceği şeyler insanın insana, doğaya ettiği kötülük, haksızlık ve “pay” meselesidir tabii ki. Diğerini aç bırakmak pahasına iki balığı paylaşamamak meselesi…
Anlatmak, iletişim kurmak türümüz için yakıcı bir ihtiyaçtır, demiştik. Bu ihtiyacı gündelik hayatta karşılayabilecek pek çok alternatif mevcut. Fakat bizler, kahverenkli dergi olarak bu ihtiyacın bir ifadesi olan sanatla ilgiliyiz. Fonetik sanatlardan, ritmik ve plastik sanatlara; sözü olan herkesin buluşacağı bir adrestir kahverenkli. Yazarak, anlatarak, taşı yontarak, toprağı-hamuru yoğurarak delirmenin eşiğine sırtını dayamış olanların, o eşikte direnenlerin bir kalesidir kahverenkli. Fakat biten değil, inşa halinde olan bir kaledir bu. Duvarlarını sağlamlaştırmak, burçlarını yükseltmek ise bizim elimizde.
Anlatmanın sanat formuyla ilgiliyiz. Burada, bu manada anlatma ihtiyacı duyan ve kendisini gerçekleştirirken başkalarının varoluşunu, özgürlüklerini kısıtlamaya yönelmeyen herkesin sözü olacaktır.
Her ay buluşmak dileğiyle.”
edebiyathaber.net (7 Aralık 2015)