Kanımızdaki toprak, yüreğimizdeki ateş | Anıl Ceren Altunkanat

Şubat 20, 2018

Kanımızdaki toprak, yüreğimizdeki ateş | Anıl Ceren Altunkanat

“Ona artık bizden bir şey alamazsın dememiz gerek. Bir kişi bunu başaramaz. Yalnız olmaz. Ama hepimiz bir arada olduğumuzda, biz çocuklar, kendi varlığımızı ondan geri alabiliriz. Korkularımızı geri alabiliriz. Ve kazanacak mıyız bilmiyorum ama denemeye hakkımız var.”

Yarı vahşi bir kız – adeta bir kurt yavrusu. Annesi ve kurtlardan oluşan sürüsüne bağlı; onlardan oluşan dünyada mutlu. Tanımak için kokluyor. Kızınca ısırıyor. Duyguları ve tepkileri bir kurdunki gibi keskin ve açık. Dürüst ve dolaysız. Feo.

“Kanımızda toprak, ayaklarımızda ateş var ve hikâyelerimizi sonsuza kadar değiştirmeye geliyoruz!”

Ve kurtları, yoldaşları. İnsanın iyi yüzünü de kötü yüzünü de gayet yakından tanıyan, derinden yaralanmış kurtlar. Foe ve annesinin sevgisi, sevgiden öte saygısı ve yol göstericiliğiyle yavaş yavaş iyileşen kurtlar. Hiçbir zaman evcilleştirilemeyecek; sevgisinde de öfkesinde de yabanıl kurtlar.

“Paranın satın alamayacağı, emekle elde edilen şeylerin her zaman olacak olması… Gri’nin, dünyanın tanıdığı en cesur yaratığın mezarının üstünde çarın bile asla sahip olamayacağı bir şey, kurtlardan bir çelenk olması güzeldi.”

Zulmü ve deliliğiyle nam salmış bir general. İnsanların içindeki yaşam ateşini, umudu alevlerle bastırmaya çalışan bir zalim. Korkularını saklayabilmek için halk üstünde korku egemenliği kuran bir zavallı. Rakof.

“Rakof bir şeyleri yakmayı seviyor, hepimiz biliyoruz ama asıl ateş o kurdun içindeydi ve Rakof, yaşayan şeylerin içinde bu ateşi gördüğünde korkuyor.”

Direnmeye korkan, zulmün pençesinden kaçabilmek, zalimin gözüne gözükmemek için kendilerini gitgide küçülten insanlar. İşkenceyi boyun eğerek, sessizlikle savuşturmaya çalışan zavallı insanlar.

“Bakın, cesaret denen şey nereden geliyor bilmiyorum ama eğer içinizden azıcık bir parçasını çıkarmayı başarabilirseniz gerisi kendiliğinden geliyor. Tamam mı? Yani çok büyük bir cesarete ihtiyacınız yok; sadece bir nefeslik yeter.”

Ve çocuklar. Geleceklerini, umutlarını karanlıktan, alevden kurtarmaya kararlı çocuklar. Alevlere minik buz sarkıtlarıyla saldıran azimli çocuklar. Artık korkmak istemeyen, ebeveynlerinin korkusundan utanan çocuklar. Savaşan çocuklar.

“Geleceğimizi korumak zorundayız. Çünkü gelecek kırılgan bir şeydir. Onu korumak için elimizden ne geliyorsa yapmamız gerekir.”

***

Katherine Rundell’in Feo ve Kurt romanı bir solukta okunan, insanı kendi içine alan büyüleyici bir roman. Çok güçlü bir atmosfere sahip, insanı girdap gibi çekiyor. Sarsıyor, silkeliyor, hırpalıyor ama en çok umutlandırıyor. Çünkü Rundell devrimin eşiğinde Rusya’yı anlatırken, Feo ve çocukları anlatırken, Rakof ve zulmü, kurtları ve cesareti anlatırken bugünü, tam da bizim yaşadığımız dünyayı anlatıyor.

“Aldığı her nefes bir bıçağın ucu gibi içine batıyordu. Yeryüzünün birden bükülebilir ve puslu bir yer haline gelmeye başladığını hissetti. Belirsizlik kulaklarını doldurdu ve dünya yakıcı bir keşmekeşten karanlığa doğru kaydı.”

Rundell’in anlatımında, metne ve karakterlere yaklaşımında çok yoğun bir duygu var. Bu okura da görkemli biçimde yansıyor elbet. Okumak değil bu adeta, öykü sanki sizin içinizde, kalbinizde yazılı. Ve Rundell bunu görmenizi sağlıyor. Işık gibi. Sizi seven bir hayvanın – belki kurdun, belki kedinin, belki bir tavşanın – gözlerindeki ışık gibi. Yüreği okunaklı kılan bir şey. İnsanı ve dünyayı bir an için olsun iyi kılan bir şey.

“Dünyanın aniden iyi bir yer olduğu anlarda sanki insanın ciğerine bir şey saplanıyordu.”

Foe ve Kurt esin verici, ışıklı bir kitap. Yalnızca genç okurlar içinde değil. Yüreği ve umudu yaşlanmaya yüz tutanlar için… İnancı kara bir gecede rüzgârın darbeleriyle titreyenler için… Bir kıvılcım bekleyenler için…

“Çünkü gerçekleri görmüyor. Bizim ondan daha fazla olduğumuzu görmüyor. Bizim ruhlarımızda yanan ateşin onun yaktığı ateşlerden çok daha büyük olduğunu görmüyor. Sevginin her zaman korkuyu yendiğini görmüyor.”

Anıl Ceren Altunkanat – edebiyathaber.net (20 Şubat 2018)

Yorum yapın