Jack Kerouac’ın ‘kayıp’ oyunu Beat Kuşağı, yazarın doğumunun doksanıncı yılında Garo Kargıcı çevirisiyle Türkçede.
2005 yılında, New Jersey’de bir depoda, Jack Kerouac’a ait eşyalar arasında kendi kısa ama çağrışımları geniş bir metin bulundu. Beat Kuşağı, Kerouac’ın sağlığında yayımlanmamış bir oyun; tiyatroda da sahnelenmemiş olmasına rağmen, üçüncü perdesinden uyarlanmış, Pull my Daisy isimli, 1959 yılında çekilmiş bir kısa film mevcut.
Oyun, Kerouac ve tayfasının hayatından bir günü olduğu gibi yansıtıyor. Dostlardan oluşan bir ağ bu; sıradan, sıradanlığıyla olağanüstü bir günün sınırları içinde…
Beat Kuşağı’nın, Yolda’nın yayımlanması ardından Kerouac’ın Florida’daki evinde ve bir gecede yazıldığı belirtiliyor.
Beat Kuşağı, Kerouac ve tayfasının yaşamlarından alelade bir günden bir kesit sunuyor. Bu üç perdelik oyun, kahvaltı niyetine şarap, Hayyam dizeleri ve satranç eşliğinde açılıyor, gecenin sonunda varoluşa dair deli dolu bir sohbetle son buluyor. İsimler farklı olsa da, metnin içindeki ipuçları ekibin tanıdık olduğuna işaret etmekte. Jack Kerouac, Neal Cassady, Allen Ginsberg ve tayfa, bir günü beraberce deviriyorlar. At yarışı oynuyor, içki içiyor, tanrıdan bahsediyor, caz dinliyorlar ama en çok, en çok hayal kuruyorlar. Anı yaşama derdinde olan bir güruhun, anlık halleri; yaşama sevinciyle dolu ve naif, ama sürekli devinim içinde.
Beat Kuşağı’nın yazıldığı tarihte Amerika bir yeniden yapılanma sürecinde. Beat Kuşağı’ndaki tayfa ise, güdümlenmiş, kof Amerikan rüyasına rağbet etmektense kendi hayallerini kurmakta ısrarlı. Manyakça koşan atlar ya da hızla geçip giden bir arabanın ardında bıraktığı toz bulutu misali, doludizgin yaşamak derdindeler ve yaşamın tüm sesleri, köklenmiş vaziyette.
“Oyun dediğin budur işte: özel bir konusu yok, özel bir “anlamı” yok, insanlar nasılsa aynen öyle. Yazdığım her şeyi, dünyaya dönmüş ve onu hüzünlü gözlerle izleyen bir Melek olduğumu hayal eder ve öyle yazarım.” Jack Kerouac
Kaynak: www.ntvmsnbc.com (10 Mart 2012)