Öyküleri birçok dergi ve edebiyat sitesinde yayınlanan Meral Saylar’ın ilk kitabı “Bakla Falı”, okuyucuyla buluştu. “Küçük hayatlardan”, basit ve sıradan “fragmanların” yer aldığı kitap, yazarın naif ve sade dili sayesinde birbirini tamamlayarak bir bütünlük oluşturan öyküleri bir araya getiriyor.
Meral Saylar, 1963 yılında Bursa’da doğmuş. Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi İngiliz Dili Eğitimi’ni bitirdikten sonra Anadolu Üniversitesi’nde yine aynı bölüm üzerine yüksek lisans yapmış. İngilizce okutmanı ve öğretim görevlisi olduğu Uludağ Üniversitesi’nden 2006 yılından emekli olmuş ancak halen Bursa’da İngilizce öğretmenliği yapmaya devam ediyor. Şiir ve öyküyle çocukluk yaşlarında tanışan Saylar’ın öyküleri, Edebiyatist, Edebiyat Atölyesi, Kırmızı Kalem Edebiyat ve Masa gibi mecralara yayınlanmış. Geçtiğim yıl, “Kara Bulutlar” öykü dosyasıyla Ot Dergi Öykü Yarışması’nda ilk beşe girmiş. Mart ayında yayımlanan “Var mıydık?” isimli kolektif öykü kitabında iki öyküsü ile yer alan Meral Saylar, Luna Yayınları’ndan çıkan ilk kitabı “Bakla Falı” ile okuyucu karşısında. 21 öykünün toplamından oluşan “Bakla Falı”, kadınların merkezde olduğu, çoğumuzun hemen yanı başında duran ama hayat gailesi içinde dönüp bakmaya bile üşendiğimiz hayatlardan kesitler sunuyor.
Sıradan kahramanları ve onların hikâyeleri var Meral Saylar’ın kitabında. Elbette bu “sıradanlık” nereden baktığımızla ilintili olarak değişkenlik gösterebilir. Zira çoğu kez hayatın ceremesini bu “sıradan” insanlar yüklendiğini unuturuz. Ya da kendimiz eğer o “pozisyonda” değilsek görmezden gelmek isteriz. Böyle yapalım ki; durduğumuz yerin kıymeti artsın ve haliyle bizim de değerimiz tavanı zorlasın. Aynaya baktığımızda gördüğümüz kişiye bambaşka anlamlar yükleyebilmek için bahanemiz olsun. Bizim de zihnimiz tıpkı kitaptaki “Maymun Kaçar” öyküsündeki gibi “zıp” oraya “zıp” buraya uçuveriyordur belki ama oradaki “maymun” gibi Donald Duck’tan medet ummayız. Evde birbirini yiyen anne babalarımız vardır ama içimizi bir günlüğe ikişer cümleyle dökmeyiz de evrende bu derdi çeken bir tek biz olduğumuz için ertesi gün üzerinde ismimizin yazılı olduğu, “bize özel” kahvemizi yudumlarken vaziyeti arkadaşlarımıza takla attırarak anlatırız. Televizyonda bedeni eksilere düşmüş sunucuların mucize formülleri olan kiraz sapından mısır püskülüne, limonlu sudan aç karna sirkeli suya kadar envaı çeşit şeyden medet umup 200 gramın hesabını yaparız da suçu tartıya atarız. Sonra da çıkar gideriz kendimizden. Geriye de “sıradan” dediğimiz hayatların bizde vuku bulan görüntüsünü bırakırız…
“Bakla Falı”nda Meral Saylar’ın “sıradanlığı” sadece karakterlerinde kendine yer bulmuyor. Kullandığı dil de bir o kadar sade. Konuşma diliyle yazılmış kısa, net ve öz cümleler, doğal diyaloglar hem öyküleri hem de Saylar’ın kurduğu bütünlüğü bozmadan, aynı ritimde ilerliyor. Bir ilk kitap için okunmayı fazlasıyla hak ediyor “Bakla Falı”. Ve devamında ne geleceğini de merak ettiriyor.
edebiyathaber.net (9 Haziran 2023)