Kim olduğunu unutsa bile kalbi onu her zaman anımsar… | Cahit Ökmen

Kasım 25, 2022

Kim olduğunu unutsa bile kalbi onu her zaman anımsar… | Cahit Ökmen

Kathleen, George’un sevgili büyükannesi,

günü, saati, nesnelerin yerini, nerde olduğunu unutabilir… 

yakınlarının adlarını karıştırabilir, anımsamayabilir de… onları tanımayabilir de…

gündelik işlerini yerine getirme becerilerini yitirebilir… mantosunun düğmelerini ilikleyemeyebilir örneğin…

ama mutlu. Kathleen çok mutlu.

George onu her gün ziyaret ediyor çünkü; 

onu özlüyor ve bunu söylüyor büyükannesine. 

Ona sarılıyor, birlikte bir bisküviyi paylaşıyorlar. 

Yaşlının yitirdiği becerileri, çocuk henüz yeni edindiği becerilerle tamamlıyor, bunu zerafeti içe işleyen bir farkındalıkla, var olan gerçekliği dönüştüren bir davranış inceliğiyle yapıyor. 

Onunla oyun oynuyor, yaratıcı bir düş gücüyle kurguladığı oyunlar. Hastalığının etkisiyle “başka bir gezegende”ymişçesine zaman ve mekan duygusuna yabancılaşmış büyükannesini bu oyun düzeneği içinde sakinleştiriyor, onu kendi gezegeninin güven duygusuyla ve şefkatiyle sarıp sarmalıyor. 

Fotoğraflar aracılığıyla birlikte geçirilmiş anlara taşıyor onu, dans ediyorlar büyükannenin söylediği eski bir şarkıyla…

Torununun derin sevgisi ve içten ilgisiyle yaşanan anlar Kathleen’de öyle bir mutluluk etkisi yaratıyor ki bellekle, zamanla, mekanla ilgili sağlık sorunları bu sevgiyle büyülenmiş anların dışında kalıyor, etkisini yitiriyor:

Bu günün hangi gün olduğunun ne önemi var ki? “Bu gün günlerden bugün”, “ve bahçede oynama zamanı”. 

Beş dakika önce yapılmış olan şey anımsanmayıversin, George’un incelikli mizahı devrede: “Bence sıkıcı bir iş olduğundan unutmuşsundur.”

Küçük bir çocuk, çok sevdiği yaşlı büyükannesi demans sorunlarıyla iç içe yaşıyorsa onunla nasıl bir iletişim kurar, böyle bir durumla nasıl baş eder? 

Jeanne Willis, “sorun odaklı” bir kitabın düşebileceği didaktik bir tutumun bütünüyle dışında, dokunaklı, duygu ve duyarlıkla işlenmiş, parmak ısırtan bir yaratıcılıkla ördüğü yaşantılarla bu sorunun yanıtını veriyor kitabında. 

Torun George, kaynağını büyükannesine duyduğu sevgiden alan, çocuk doğallığının damga vurduğu tutum ve davranış incelikleriyle bellekte ve yürekte derin bir iz bırakıyor.

George’un büyükannesine duyduğu bu yoğun ve derinlikli sevginin ardında, Kathleen’in bu hastalık yakasına yapışmadan önceki zamanlarda torunuyla arasında yaşanmış büyülü anların varlığını seziyorsunuz okurken. Bu, her yaş okurun yaşlı sevdikleriyle “kendi büyülü anlarını” anımsamasının, onlar için harekete geçmesinin bir olanağını yaratıyor aynı zamanda.

Raquel Catalina’nın kişi, iç ve dış mekan çizimlerinin her biri, kendi başına bir metinsellik özelliği taşıyor. Bu çizimler üstünden, ana hikayeyle örtüşen birçok yorum üretilebilir, birçok paylaşım zenginliği yaşanabilir, ev ve sınıf etkinlikleri tasarlanabilir. George ve büyükannesinin her türlü duygu durumunu, onlar yanınızda soluk alıyormuşçasına metin ve görsel işbirliğiyle hissediyorsunuz. Sonbahara özgü dış mekan çizimleri, çocuk ve büyükannenin sevgi dolu doğallığıyla kaynaşan sıcak ve sade iç mekan görselleri metnin ruhuyla bire bir örtüşüyor. İlk sayfa görselindeki, sarı-kızıl yaprakların, kuşların sessizleştiği yarı çıplak ağaçların, George’un kızıla çalan saçlarının arasında kendini hissettiren sonbahar esintisi, ev içinde yerini büyükanne ve torunun yoğun duygu titreşimlerine bırakıveriyor.

Çocuk edebiyatının nitelikli ürünlerinin en temel özelliklerinden biri de her yaştan okura seslenebilmeleri, metnin dilinin, kurgu ve anlatım özelliklerinin, görsellerinin her yaştan okuru sarıp sarmalaması, “edebiyat lezzeti” yaşatmasıdır. “Anımsıyorum”, tam da böyle bir kitap. Herkesin metniyle-çizimleriyle, ana sorunsalın işlenişindeki yaratıcılıkla ilişki kuracakları, hayranlık duyacakları, iç dünyalarını derinleştirecekleri bir yapıt, bunda çevirinin de büyük payı var elbette! 

edebiyathaber.net (25 Kasım 2022)

Yorum yapın