Kısa Klasikler’de bu ay: Eski Prag Öyküleri, Rappaccini’nin Kızı

Ocak 27, 2022

Kısa Klasikler’de bu ay: Eski Prag Öyküleri, Rappaccini’nin Kızı

Jan Neruda’dan “Eski Prag Öyküleri” ve Nathaniel Hawthorne’dan “Rappaccini’nin Kızı” Can Yayınları etiketiyle yayımlandı.

Tanıtım bülteninden

Bir oturuşta okunabilecek en çarpıcı Kısa Klasikler çağdaş illüstratörler tarafından özel olarak tasarlanan kapaklarıyla okurlarla buluşmaya devam ediyor.

Eski Prag Öyküleri

Prag’ın büyülü atmosferinde zamanı durduran öyküler.

19. yüzyılın renkli Prag’ından beş derin, ironik öykü: Çek şair ve gazeteci Jan Neruda’nın ilk kez 1878’de kitaplaşan Eski Prag Öyküleri, bizi tarihî kent merkezinin en pitoresk mahallesinde gezdiriyor. Büyülü Prag’ın dolambaçlı sokakları, arnavutkaldırımları, vakur aristokrat sarayları, görkemli kiliseleri arasında dolaşırken, amansız rakipler olarak otuz yılı deviren Bay Ryšánek ile Bay Schlegl’in rekabetine ortak oluyor, tek bir hastaya bile dokunmamasıyla nam salan Doktor Heribert’le tanışıyoruz. Neruda’nın öykülerinde ölümsüzleşen yalnızca insanlar değil; kent de onlarla beraber ölümsüzlük iksirini içiyor. Prag’ın en ikonik semti Malá Strana’da geçen bu öyküler, kent sakinlerinin günlük yaşamından gerçek resimler sunuyor. Eski Prag Öyküleri, Çek edebiyatının vazgeçilmezlerinden biri.

#kısaklasikler #çekklasikleri #insanportreleri #gündelikyaşam #kentyaşamı
#kentveinsan #kentedebiyatı #prag

Çeviri: Anıl Alacaoğlu
Dizi: Kısa Klasikler
Tür: Öykü
Sayfa sayısı: 72
Fiyat: 13,00 TL         

JAN NERUDA, 1834’te Avusturya İmparatorluğu’na bağlı Prag’da Malá Strana semtinde doğdu. Çek realizminin önde gelen temsilcilerindendir. Felsefe ve dilbilim öğrenimi gördü. Kısa bir süre öğretmenlik yaptı, günlük gazetelerde yazdı. Ardından yazarlığa yönelerek şiir, drama, seyahatname, sanat incelemeleri yayımladı. Çek vatanseverliğinin yeniden doğmasını teşvik eden çalışmalarıyla tanındı. 1871’de vatan haini ilan edildi. Prag’dan ayrılarak Avusturya-Macaristan monarşisinin diğer ülkelerini dolaştı, Viyana ve Graz’a gitti, Almanya, Fransa, Macaristan, İtalya, Yunanistan ve Mısır’da bulundu. Bu döneme ait, hayatına ve topluma ilişkin ilginç bir tanıklık olan seyahat notları vardır. Yoksulluk, Neruda’nın eserlerinde sıklıkla karşılaşılan bir motiftir; bunun yanı sıra nostaljik unsurlara, baskı ya da yabancılaşma duygularına da rastlanır. Prag’ın küçük burjuvalarıyla ilgili yazdığı hicivlerle ünlenen Neruda’nın öyküleri, okuru Malá Strana sokaklarına, dükkânlarına, kiliselerine, lokantalarına, evlerine götürür. 1891’de Prag’da ölen yazarın mezarı, Vyšehrad Mezarlığı’ndadır. Ölümünden sonra kitaplarında da çok sık geçen Malá Strana’daki Ostruhová Sokağı’nın adı Neruda Sokağı anlamına gelen Nerudova Ulice olarak değiştirildi. Şilili yazar Ricardo Eliezer Neftalí Reyes Basoa, müstearı Jan Neruda’yı Pablo Neruda’nın anısına seçti.

ANIL ALACAOĞLU, 1989’da Akhisar’da doğdu. Ege Üniversitesi’nde Alman Dili ve Edebiyatı öğrenimi gördü. 2009’da ilk kitabı Üçüncü Sınıf Kadın, 2021’de öykü kitabı Başka Yasalar yayımlandı. Alacaoğlu bugüne dek Michael Ende, E.T.A. Hoffmann, Gustav Meyrink, Stefan Zweig, Joseph Roth, Frank Schätzing, Andrzej Sapkowski, Bodo Kirchhoff, Sibylle Berg, Sebastian Fitzek ve Elfriede Jelinek gibi yazarlardan çeviriler yaptı.

Rappaccini’nin Kızı

Karanlık romantizmin ustasından efsunlu bir aşk öyküsü.

Karanlık romantizm ve gotik akımların Amerikan edebiyatındaki önemli temsilcilerinden Nathaniel Hawthorne, Rappaccini’nin Kızı‘nda esrarengiz bir aşk hikâyesi anlatıyor.

Tıp öğrencisi genç Giovanni öğrenimini sürdürmek için geldiği Padova’da bir oda tutar ve böylece kendini Profesör Giacomo Rappaccini’nin bitkileriyle meşhur bahçesinin üst katında bulur. Bitkilerin dört bir yanından adeta fışkırdığı bu bahçe ürkütücü bir güzelliğe sahiptir; tıpkı Rappaccini’nin kızı Beatrice gibi. Kentteki herkesin çekindiği profesörün göz kamaştıran bitkileriyle yaptığı deneyler ve ürettiği iksirlere pek aşina olmayan Giovanni, çok geçmeden bilim, aşk ve büyünün birbirine karıştığı karanlık bir hikâyenin parçası olur. Hawthorne’un anlatımında sıklıkla sembollere de yer verdiği bu kısa öykü sayfalar ilerledikçe daha etkileyici ve ürkütücü bir hal alıyor.

#kısaklasikler #amerikanklasikleri #alegori #aşk #bilim #zehirlibitkiler #iksirler
#büyülübahçe

Çeviri: Zeynep Avcı
Dizi: Kısa Klasik
Tür: Öykü
Sayfa sayısı: 56
Fiyat: 13,00 TL         

NATHANIEL HAWTHORNE, 1804’te cadı mahkemeleriyle ünlü Salem, Massachusetts’te, Hathorne soyadıyla doğdu. Dört yaşındayken, gemi kaptanı olan babası bir seyahat sırasında hayatını kaybetti. Cadı mahkemelerindeki acımasız tutumlarıyla bilinen akrabaları ve özellikle yargıç John Hathorne’la birlikte anılmamak için soyadını Hawthorne olarak değiştirdi. Üniversite yıllarında geleceğin başkanı Franklin Pierce’ la ile arkadaş oldu ve seçimlerdeki adaylığı sırasında arkadaşı için bir kampanya biyografisi yazdı. Biyografi büyük beğeni topladı ve diplomatik görevlerin önünü açtı.Takip eden birkaç yıl İngiltere’deki Amerikan konsolosluğunda çalıştı. Bir yandan Kızıl Damga ve The Seven of Gables (Yedi Çatılı Ev) ile Amerika’nın en büyük yazarlarından biri ve karanlık romantizmin temsilcisi olarak anılıyordu.Temalarını çoğunlukla püriten aile geçmişinden ve dönemin New England’ından esinlenerek şekillendirdi. 1850’de Herman Melville’le tanıştı ve Melville o yıllarda üzerinde çalıştığı Moby Dick‘i Hawthorne’a ithaf etti. 1864’te yakın dostu Franklin Pierce’la çıktığı bir gezide, uykusunda öldü.

ZEYNEP AVCI, 1947’de doğdu. ODTÜ’de İdari Bilimler ve İÜ’de Sosyoloji okudu. 1966-1975 yılları arasında Cumhuriyet, Yeni İstanbul, Hürriyet, Kelebek, Milliyet gazetelerinde, Sipa Press ajansında çeşitli görevler üstlendi. Kötü Bir Yaratık (1983), Ahşap Köşkün Hanımefendisi (1986), Aşk Meleğinin İşleri (1998) adlı öykü kitapları, Bir Kadının Güncesinden Sayfalar (1989) adlı bir deneme kitabı bulunan Avcı’nın Abelard ve Heloise adlı oyun çevirisi Avni Dilligil En İyi Çeviri Ödülü’ne değer görüldü.

edebiyathaber.net (27 Ocak 2021)

Yorum yapın