Can Yayınları’nın kısa modern serisi devam ediyor. Franz Kafka’nın Bir Köpeğin Araştırmaları ve Oriana Fallaci’nın Doğmamış Çocuğa Mektup kitapları okuyucuyla buluştu.
Tanıtım bülteninden:
Bir Köpeğin Araştırmaları
Düşünen hayvan.
Bir köpek filozofun bilebildiğimiz ve bilemediğimiz şeylere dair düşünceleri, bize hayatı ve varoluşumuzu sorgulatabilir mi? İnsan gibi davranmayı ve konuşmayı öğrenmiş bir maymun, insan olmuş sayılır mı? Franz Kafka, absürd fabllarında hayvanlara insan kostümü giydirmeden onların düşüncelerine ve dünyayı nasıl gördüklerine yer veriyor. Bir Köpeğin Araştırmaları, Kafka’nın tüm eserlerinde olduğu gibi insan merkezli dünyanın ve deneyim biçimlerinin ötesine göz kırptığı bir yapıt.
Franz Kafka: 1883’te Prag’da doğdu. Kafka’nın ailesiyle olan ilişkisi, Yahudi asıllı oluşu, içinde yaşadığı toplum ve siyasal ortam, çevresine yabancılaşmasını kolaylaştırdı. 1906’da hukuk doktorasını tamamlayan Kafka’nın ilk yapıtları Bir Kavganın Tasviri ve Taşrada Düğün Hazırlıkları, 1912’den önce yayımlandı. 1912’den başlayarak Dönüşüm, Amerika, Dava adlı başyapıtları birbirini izledi. Ceza Kolonisinde adlı öyküsü –suç sorununu işlemesi açısından– Dava ile ilişkiliydi. Vereme yakalanan Kafka, 1924’te Viyana yakınlarındaki Kierling Sanatoryumu’nda öldü ve Prag’da toprağa verildi. Şato adlı son romanı yarım kalan Kafka, yapıtlarında çağımız insanının korkularını, yalnızlığını, kendi kendine yabancılaşmasını ve çevresiyle iletişimsizliğini dile getirdi. Kafka, tüm yapıtlarının yakılmasını vasiyet etmiş olsa da, dostu Max Brod bu isteğini yerine getirmedi ve onun eserini 20. yüzyıl edebiyat tarihine kazandırdı.
Tevfik Turan, 1954’te İstanbul’da doğdu. İstanbul Üniversitesi’nde Alman Dili ve Edebiyatı, Sanat Tarihi ve Pedagoji okudu. 1981’den bu yana Hamburg Üniversitesi Türkoloji Kürsüsü’nde Türkçe okutmanlığı yapıyor. Yabancılar için bir Türkçe kitabı (Langenscheidts Praktisches Lehrbuch Türkisch), iki sözlük çalışması (Langenscheidt) var. Patrick Süskind’in Güvercin, Herr Sommer’in Öyküsü ve Kontrbas adlı yapıtlarının yanı sıra Sten Nadolny’nin Yavaşlığın Keşfi, Walter Benjamin’in Tek Yol ve Berlin’de Çocukluk, Peter Handke’nin Kalecinin Penaltı Anındaki Endişesi ve Solak Kadın, Ernst Jandl’ın Daha İyisi Saksofon, Cees Noteboom’un İşte Şu Hikâye adlı kitaplarını dilimize kazandırdı.
Doğmamış Çocuğa Mektup
Onun bedeni, onun kararı.
İstenmeyen bir hamilelik, şüpheleri ve sancılı sorgulamaları da beraberinde getirir: Birini yaşamaya zorlamak adaletsizlik midir? Acı çekmenin kaçınılmaz olduğu bir dünyaya hiç gelmemiş olmak tercih edilebilir mi? Oriana Fallaci’nin kendi yaşamından izler de taşıyan 1975 tarihli eseri Doğmamış Çocuğa Mektup, günümüzde hâlâ tartışmalı olan kadın sorunlarını soğukkanlılıkla masaya yatıran, kadınlığa ve yaşam verme gücüne dair yazılmış en vurucu itiraf örneklerinden biri.
Oriana Fallacı, 1929’da Floransa’da doğdu. Mussolini iktidarına karşı İtalyan direniş hareketine katılan, işgal sırasında Nazilere yakalanıp işkence gören marangoz babası onu, Giustizia e Libertà adlı antifasişt bir hareketin üyesi yaptı. Nazilerden kaçıp müttefiklere sığınmaya çalışan İngiliz ve Amerikalı askerlere eşlik edip rehberlik yaptı. Bu deneyimleri sırasında savaşın korkunç yüzüyle karşılaştı. Gazetecilik hayatına 1950’de başladı, dünyanın farklı kıta ve ülkelerinde muhabirlik yaptı; ödüller aldı. İlk romanı Penelope alla guerra’yı (Penelope Savaşta) 1962’de yayımladı. Önemli devlet adamlarıyla, sanatçılarla yaptığı röportajlar ve yazdığı makaleler birçok dile çevrildi. 11 Eylül 2001 saldırısından sonra İslama karşı aldığı tavırla eleştiri alan yazar, 2006’da öldü.
Pınar Kür, Bursa’da doğdu ama hiç orada oturmadı. Çocukluğu Anadolu’nun çeşitli kentlerinde ve Londra’da geçti. 13 yaşında gittiği ABD’de beş yıl kaldı. Ortaöğrenimini New York’ta tamamladı, yükseköğrenimine yine orada başladı. İstanbul’da Robert Kolej Yüksek Okulu’nu bitirdikten sonra beş yıl Paris’te yaşadı. Sorbonne Üniversitesi’nde, Karşılaştırmalı Edebiyat Kürsüsü’nde doktora yaptı. Yurda döndükten sonra Devlet Tiyatrosu’nda çalışmaya başladı. Çeşitli gazete ve dergilerde tiyatro eleştirileri yazdı. 1984’te Akışı Olmayan Sular adlı öykü kitabıyla Sait Faik Hikâye Armağanı’nı kazandı. İstanbul Bilgi Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi’nde öğretim üyeliği yaptı.
edebiyathaber.net (18 Kasım 2019)