Sıradan bir inat hikayesi aslında benimkisi…
Edebiyat Haber’e emek verenlere ve katkıda bulunanlara sonsuz saygılarımı ve teşekkürlerimi sunuyorum; gerçekten de onlar olmasaydı, Edebiyat Haber böylesine bir etkinlik düzeyine erişemezdi.
2009 yılında Köpek Adamlar adlı romanım yayımlandığında otuz beş yaşındaydım. Basılı bir dergi çıkarmak istiyordum ama param yoktu; hem de hiç…
Yıllardır, edebiyat temalı kültür sanat yayınları arasında uzak ara birinci olan Edebiyat Haber, 2010 yılında kurulduğunda, gazetelerin kitap eklerinin yayın dünyasında tartışmasız bir egemenliği vardı ve haklı bir durumdu bu; çünkü oyunun kuralı şudur: Yayınevleri kitaplarını tanıtırken, herkesin “baktığı” yerde bulunmak ister. Kitap ekleri çok okunuyordu, etkileri fazlaydı; dolayısıyla yayınevlerinin oralarda olmaları gerekiyordu. Zamanla bu durum çok değişti tabii…
O vakitler bizi kimse ciddiye almazdı. “Biz” diyerek olduğumdan büyük görünmeye çalıştığıma bakmayın, aslında hemen her işi geceli gündüzlü çalışarak tek başıma yürütüyordum o zamanlar. Annemlerle yaşadığım günlerdi. Gündüzleri mutfakta, öğlenleri odamdaki küçük masada, geceleri ise yatakta çalışırdım. Bilirsiniz çalışırken, iyisiyle kötüsüyle yaşam durmaksızın akar; tüberküloz tanısıyla evde altı ay karantinada kaldım, sevgilimle şehir dışında birkaç güzel hafta sonu kaçamağı yaptım, bir ara düşüp kalça kemiğimi kırdım, şu bu… Peki bu günlerde Edebiyat Haber sekteye uğradı mı? Kesinlikle hayır. Beni tanıyanlar işime ne denli saygı duyduğumu iyi bilirler. İşine saygı duymak, esasen başkalarından saygı görmenin önkoşuludur.
2012 yılı sonları Edebiyat Haber için dönüm noktası oldu: Site çöktü. O zamanlar -yeterli bütçemiz olmadığı için- yedekleme hizmeti alamıyorduk. Kardeşimle birlikte delice bir çaba içine girip sitenin kurtarabildiğimiz bölümünü tek tek yeniden yükledik. İki kişi, günde on sekiz saat ve üç hafta… Yayına başlayıca şu sözün gerçek anlamı tecrübeyle sabitti artık: “Tedbirin azamisi olmaz!” Bu gayretimiz Can Öz’ün dikkatini çekti; başta Can Yayınları olmak üzere hemen her yayınevi bizimle çalışmaya başladı. Biz de ne kazanıyorsak büyümeye ayırdık: Şu anda Edebiyat Haber için; ihtiyaç halinde satın aldığımız hizmetler yanında, benimle birlikte iki uygulayıcı editör, iki sosyal medya sorumlusu, bir reklam ve tanıtım sorumlusu olmak üzere toplam altı kişi çalışıyor.
Pandemi adeta, insanları hallaç pamuğu gibi savuran, dönüştüren bir fırtana ve hala dinmiş değil malum. Salgının başlangıcında -edebiyat dünyasının içinde bulunduğu durum ile ilgili- yaptığımız doğru tespitlerle işimize sahip çıktık ve yola devam ettik. 15 Mart 2020 tarihinden sonra aylarca Edebiyat Haber’in “kasasına” tek kuruş girmemesine karşın birlikte çalıştığımız hiçkimseyle yollarımızı -ekonomik nedenlerle- ayırmadık; gerçekçi ve en kötü senaryoyu hesaba katan bir borç yapılanması ve kredi kullanımı ile teknemizi fırtınalı denizin üstünde tutmayı başarabildik.
Bence varlığı hemen hissedilmeyen ama yokluğu derhal hissedilen tek şey güven. Koşullar ne olursa olsun işimizin başında bulunmamız yayınevlerinin Edebiyat Haber’e duyduğu güveni pekiştirdi; zor günler geçirmelerine rağmen, biri hariç hiçbiri reklam vermekten vazgeçmedi. Hatta Edebiyat Haber, Kitap Cumhuriyeti adlı Türkiye’nin ilk dijital kitap platformunu kurarak önemli bir atılım gerçekleştirdi. Önümüzdeki yıllarda, Kitap Cumhuriyeti’nin dijitalleşen yayıncılağa yeni bir soluk ve zenginlik katacağını düşünüyorum.
Güven derken, bana güvenen iki ismi anmadan geçmemem gerekiyor: Feridun Andaç ve Cemil Kavukçu. Bilindiği gibi Feridun Andaç yıllardır her hafta Edebiyat Haber’de yazıyor. Çoğu konuda bana akıl hocalığı yaptığını, ufkumu genişlettiğini ve önemli ilişkiler sağladığını belirtmeliyim. Edebiyat Haber’de haftanın iki günü yayımladığımız öyküleri seçen Cemil Kavukçu’nun varlığı dahi Edebiyat Haber’in başkalaşmasına, saygı görmesine neden. İki isme ne kadar teşekkür etsem azdır.
Elbette inişler ve çıkışlar, tutku gerektiren bu işin doğasında var. Bir teşekkür de iniş zamanlarının kısa sürmesi için kolumuzdan tutarak bize destek olan yayın dünyasındaki dostlara -ki onlar kendilerini bilirler.
Bazı konularda standartları oluşturduğumuzun farkındayız ama eksiklerimiz de çok doğrusu; öncelikle siteyi görsel olarak -zamanı gelince- yenilemek istiyoruz.
Bu arada en büyük hayallerimden birini sizlerle paylaşmak isterim: Dijital kültür yayınlarının -ortak sorunlar ve hak temelli- bir araya geleceği bir oluşum. Bunu gerçekleştirebilmek için yakında adım atmaya başlayacağız.
14 Şubat Dünya Öykü Günümüz kutlu olsun!
Herkese sağlıklı ve güzel günler dileyerek birkaç istatistikle bitirmek isterim yazımı:
2020 Yılı (Yıllık)
Aralık 2020 (Aylık)
2020’de gerçekleşen ziyaretlerin illere göre dağılımı (İlk 10)
2020’de gerçekleşen ziyaretlerin ülkelere göre dağılımı (İlk 10)
edebiyathaber.net (14 Şubat 2021)