Milliyet Moda’da, Can Şişman’ın kitap fiyatlarını konu ettiği yazı büyük ilgi gördü: İşte o yazı:
Kitap en iyi dost olabilir, hiç kimsesi olmayan biri kitapları sayesinde ruhen zengin sayılabilir; bunlar hep doğru şeyler.
Ama kitapların fiyatlarına dair öyle uçuk bir gidişat söz konusu ki yılda 1 kitap alan bir kişi belki şikayetçi değil.
Fakat bir kitapçıya gidip haftada 3-4 kitap satın alan birinin cebinden rahat 50 lira çıkıyor.
Sizce bu ne kadar normal?
Son dönemde birçok kitap alışveriş sitesi açılıyor ve her biri de gayet profesyonelce işlerini yapıyor.
Diyelim İstanbul’da bir kitapçıya gitmek istiyorsunuz, adresiniz belli, sadece birkaç nokta var öyle her kitabı bulabileceğiniz.
Eğer uzaksa o zaman çare kitap siteleri.
Bu kadar da değil…
Kitap sitelerinden alışveriş yapmak çok daha kârlı.
Rutin indirimlerin haricinde bir de üstüne çeşitli kampanyalar düzenleniyor.
Her kitapkurdunun yakından takip ettiği indirimler bunlar.
Ama neden kitap satın alan biri fiziksel olarak adımlar atıp bir kitapçıya gittiğinde daha fazla para ödüyor?
İnternet sitelerinde gerçekleşen o indirimlerin en azından yüzde 0.1’i bile bir kitapçıda yapılsa hayat çok daha şahane olmayacak mı?
İnsanlar internet üzerinden kitap alışverişi yapmaya neden zorlanıyor?
Kitap karıştırmadan kitap almak keyifli değil.
Ama kitap okuyan birçok insan sırf daha ucuz diye internetten alışveriş yapmayı tercih ediyor.
Sonuç olarak da ne oluyor?
Kitapçıların sayısı hem azalıyor hem de kimse oradan kitap almıyor.
Yani kitapçıya gidip kitap keşfedip satın almak yerine kitapçıda vakit geçirip internetten satın alma kültürüne dönüşüyor.
Sizce doğrusu bu mu gerçekten?
Bir orta yol bulunamaz mı?
twitter.com/mayksisman
[email protected]
edebiyathaber.net (5 Aralık 2017)