Kitapların ilk cümlesi o eserin yazgısıdır biraz da. Okur ya gönlünü kaptırır ya da usulca uzaklaşır. Yazar için de epey zor bir süreçtir. Nice haller yaşanır o ilk cümle hatırına.
Orhan Pamuk, ilk cümle sancısını şöyle anlatmıştı bir söyleşisinde “Bir kitabın ilk cümlesi benim için önemlidir. Çok düşünürüm. İlk cümle kitabın bütün ruhunu, gideceği yolu, okura vereceği ruh hallerini sezdirmelidir. Kitabın adını, ilk cümlesini, son cümlesinin ne olacağını yıllarca not tutar düşünürüm.”
Enis Batur’un 2006’da edebi eserlerin ilk cümlelerini bir araya getirip bir enstitü kurma fikri duyanların yüzünde tebessüm bırakacak bir fikirdi, özellikle de has edebiyat okurunun. Batur bu merkezin adını bile koymuştu: İncipit Enstitüsü.
Bakın, Batur bu konuda ne demişti “İncipit Enstitüsü, adı üstünde, yeryüzünde bugüne dek yazılmış bütün kitapların ilk cümlelerini bir araya toplamak, onları sınıflandırmak, biçimlendirmek ve ilişkilendirmek, yorumlamak ve boyutlandırmak amacıyla kurulmuş, elde ettiği bütün sonuçları günbegün sunmayı, paylaşmayı hedefleyen bir merkezdir.”
“İncipit” Latince’de “başlangıç”, “giriş cümlesi” anlamına geliyor ve pek çok dilde incipit olarak yazılıyor. Yine Batur’un aktardığına göre incipit, Latin edebiyatında zamanında tasnifi kolaylaştırdığı için kullanılan bir terimmiş, sonrasında ise 4-5 yüzyıl kullanılmamış ve üzerinde durulmamış. Çağımızda bu işin meraklılarından söz ediyor usta yazar.
İlk cümle sancısını bir de Enis Batur’dan dinleyelim “Yazar bir türlü onu bulamaz. Sanki o bütün bir notayı, sol anahtarını temsil ediyor gibidir. Kıvranır durur ve eğer tam kıvamında bir ilk cümleyi kâğıda dökerse onun bütün kitabın kaderini değiştireceğini düşünecek kadar batıl bir boyutu vardır. Bir bakıma yazarların üslup dünyalarını da çok ele veren bir şeydir, ilk cümle.”
Enis Batur, Türkiye’de herhangi bir çalışma yapılmadığından yakınıyordu: “Delinin birinin taş atması önemlidir. Ben zaman zaman yazılarımda bu taşları atıyorum. Ara sıra da atılan taşların halkalarından bir şeyler doğduğu oluyor.”
Aslında, zaman zaman kimi mecralarda enstitü için ‘sessiz’ bir başlangıç yaptık. Daha da ötesinde, böyle bir enstitünün açılması için yıllarca umutla bekledik. Geçen onca yılın ardından pek bir ses çıkmayınca, edebiyat okuru olarak, bu güzel hayalin gerçekleşmesi dileğiyle, İncipit Enstitüsü’nü internette kurmaya karar verdik.
Yeryüzünde bugüne dek yazılmış bütün kitapların ilk cümlelerini bir araya toplama işinin epey uzun ve zorlu olduğunun farkındayız. Batur’un dediği gibi bizimkisi tamamen kuyuya taş atmak, başka bir deyişle, ‘incipit’in çağımızdaki ‘meraklıları’na dahil olmak.
İncipit Enstitüsü’nün, ‘incipit’ kitaplığı Türk ve dünya edebiyatından eserlerle her geçen gün büyüyor. Enstitü ‘şimdilik’ üç edebi türe odaklanmış durumda: roman, öykü ve deneme.
Siz de katkıda bulunmak istiyorsanız [email protected] adresine has edebiyata katkısı olduğuna inandığınız kitapların ilk cümlesini gönderebilirsiniz.
edebiyathaber.net (5 Şubat 2013)