19 Ekim’e kadar Tepebaşı’nda kitapseverlerle buluşacak olan Sahaf Festivali’nde yağmura rağmen sahaflar sokakta olmaktan ve sahaf gezmeyen okurla buluşmaktan memnun.
Beyoğlu Sahaf Festivali, sahaflığı bir kültür olarak yaşatmak ve okurların özel ihtiyaçlarına karşılık vermek için 2006 yılından beri Beyoğlu Belediyesi ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Daire Başkanlığı işbirliğiyle düzenleniyor.
Festivale bu yıl 73 sahaf katılıyor. Stantlarda Türkçe, İngilizce, Almanca, Fransızca kitapların yanı sıra eski ve nadide dergiler, mektuplar, film ve tiyatro afişleri, başta Osmanlıca ve Arapça olmak üzere çeşitli dillerde belgeler, eski fotoğraflar, kartpostallar ve özel koleksiyonlar meraklılarını bekliyor.
İkinci gününde festivali yağmurlu bir havada, sabahın erken bir saatinde ziyaret ettik. Bu nedenle oldukça sakindi. Konuştuğumuz sahaflar tezgâhlarını yağmurdan koruma telaşındaydı ve henüz siftah yapmamışlardı ama festivalden memnuniyetlerini dile getirdiler. Her yıl festival zamanını dört gözle bekliyorlar; hem sahaflar hem de kitapseverler…
“Dışarı çıkıyor, nefes alıyoruz”
Halil Bingöl: Biz sahaflar hanlarda kalıyoruz. Festivalle senede bir kez de olsa oradan dışarı çıkıyor ve rahat nefes alıyoruz. Ekonomik açıdan bir rahatlama söz konusu oluyor. Çünkü sahaflık güç bir iş ve kira, vergi derken borçlanıyoruz. Festivalle borçlarımızı temizleyip bir sene idare edebiliyoruz.
Cihangir Demiroğlu: Sahaf festivali hem maddi olarak hem manevi olarak bizim için iyi bir gelişme. Katılımdan memnunuz.
Ekrem İlbey: Festival bizim için hem tanıtım hem de maddi olarak bir imkân. Tabii vatandaşlar için de öyle. Onlar da bir sürü sahafı, kitabı bir arada yakalayabiliyorlar. Daha yeni başladık ama memnun olacağımızı düşünüyorum.
“Yeni nesil sahafı filmlerde görüyor”
Nazım Hikmet Erkan: Birçok sahaf festivali dört gözle bekliyor. Çünkü artık insanların kitap alma alışkanlıkları çok değişti. Çoğunlukla internet üzerinden yeni kitaplar satın alınıyor. Sahaf dolaşma alışkanlığı bırakıldı. Ne yazık ki yeni kuşak sahafın ne olduğunu bilmiyor. Sahafı filmlerde görüyorlar. O gördükleri sahneler üzerine sahaf dolaşıyorlar. Böyle bir romantize edilme durumu var. Maalesef Türkiye’de artık koleksiyoner de çok az. Belli alanlara ilgili insanlar düzenli olarak sahaflara gidip geliyor o kadar. Bize daha çok yeni kitaplar soruluyor. Sahafiye dediğimiz baskısı olmayan kitaplar sorulmuyor. Sorulanlar da birkaç yıldır çok popüler olmuş Turgut Uyar, Edip Cansever, Oğuz Atay kitapları.
Mihrican Şen: Festivalin her sene olmasından çok memnunuz. Güzel başladık, bayram sonuna kadar devam edeceğiz. İyi geçeceğini düşünüyorum. İnsanlar sokakta kitap almayı, kitap mağazalarından kitap almaktan daha fazla seviyor. Onu burada da görüyoruz. Bize genelde çocukluklarında okudukları kitapları soruyorlar. O kitapları tekrar görmek, satın almak çok hoşuna gidiyor.
Seyit Buğra Turanlı: Tepebaşı, okurların kitapla buluştuğu bir yer. Festivalin bu sene de güzel geçmesini umut ediyoruz. Belli bir okur kitlesine hitap ediyoruz. Onlar da zaten festivali dört gözle bekliyorlar.
Elif Çengel: İnsanlar eski kitapları seviyor. Özellikle gençlerden yoğun talep oluyor. Okurlar sıklıkla şiir, edebiyat ve tiyatro kitapları soruyor. İhtiyaçlarına karşılık vermeye çalışıyoruz.
Kaynak: bianet (2 Ekim 2013)