Wolbaek’in yazdığı, Mayorang’ın çizdiği, adaptasyonunu da Azi’nin yaptığı “Kızıl İblis’in Dönüşü” serisinin ilk kitabı yayınlandı. Önceki hayatında kurallara karşı gelme bahanesiyle, mensubu olduğu diğer tarikat üyeleri tarafından öldürülen Kızıl İblis’in, Jinho adıyla gerçek hayata yeniden dönüşünü anlatan kitap, olay örgüsü içinde değindiği meselelerle de iki koldan birden ilerliyor.
“Dövüş Sanatları Camiası’na katıldıktan 5 sene sonra dünyada adını duymayan kalmamıştı. Yedinci senesinde, sadece varlığı bile dünya için tehlike oluşturuyordu. Ve sekizinci senesinde İblis Tarikatı’na katıldı. Böylece kutsal İblis Tarikatı tarihinde ilk kez dışarıdan gelen biri tarikatın lideri oldu. Adı mite dönüştü. Ve efsane oldu.” Orijinal hikâyesi Wolbaek’e, adaptasyonu UGPP&Azi’ya ait olan, çizimlerini de Mayorang’ın üstlendiği “Kızıl İblis’in Dönüşü”, Athica Yayınları’ndan Bahar Oba Yoon’un çevirisiyle Türkiyeli okurlarla buluştu. Alıntıdaki hikâyenin sahibi olan Kızıl İblis’in, yaşadığı mistik evrende olağanüstü güçleri karşısında hiçbir şey yapamadıkları için diğer tarikat üyelerinin birleşerek onu öldürmesinin ardından “normal” insan olarak “normal” dünyada yeniden dönüşünü anlatan kitap, fantastik tarafının yanına serpiştirilen bilgece diyaloglarla başka bir yönden de okurun ilgisini çekmeyi başarıyor.
Kızıl İblis’in “normal” dünyadaki hayatı, hafızasının çoğunu kaybettiği bir trafik kazasının ardından kaldığı hastanede başlıyor. Jinho adıyla bu dünyada var olan Kızıl İblis, annesi, babası ve kız kardeşinin de desteğiyle sağlığına kavuşuyor. Ama ne kavuşmak! Jinho nam Kızıl İblis, önceki hayatında sahip olduğu müthiş güçlerin varlığının bu dünyada da devam ettiğini fark ediyor. İlk başta afallasa da yavaş yavaş sıradan bir insan olmaya yavaştan alışıyor. Ailesinin kim olduğu, ne iş yaptığı sırasıyla Jinho’nun aklında parıldamaya başlıyor. Tamamen iyileştikten sonra okula da devam ediyor. Yine başlarda arkadaşlarını tanıyamıyor, derslerinin ne olduğunu bir türlü çıkaramıyor ama bu konu da zamanla yerine oturuyor ve Jinho nihayet normal bir insan gibi yaşamaya başlıyor.
Her şey diğer insanların hayatındaki gibi ilerlerken Jinho, sahip olduğu güçleri kullanması gereken bir durumla karşılaşıyor. Okuldaki en yakın arkadaşının, ensesi sağlam bir çocuk tarafından itilip kakılmasına şahit olmasıyla Jinho onu hem fiziksel hem de psikolojik olarak yaşamaya müsait olmayacak bir hâle sokuyor. Bu olayın ardından onda bir tuhaflık olduğunu sezen arkadaşları, Jinho’nun kahramanca tavırlarına tav olduğu için konunun üstü kapanıyor. Ama mahvettiği çocuğun dedesi okulun müdürü olduğu için Jinho’dan ucu ailesine kadar dayanan ağır bir intikam alıyor. O andan itibaren Jinho, şimdiki hâlini ve eski hâlini bir araya getirip gerçek hayattaki “canavarlara” karşı zırhını kuşanıyor ve bu dünyadaki “savaşa” müdahil oluyor.
“Kızıl İblis’in Dönüşü”, süper güçlere sahip genç bir kahramanın hikâyesini anlatıyor ancak Kızıl İblis’in, Jinho olarak “normal” dünyaya dönüşüyle birlikte kitap sadece bir fantastik-macera çizgi romanı olmanın çok ötesine geçiyor. Yazar ve çizer ekibinin klişelerden yola çıkıp farklı bir öyküye büründürdükleri kitap, kötülüğün, başka suretler hâlinde gerçek hayatta da var olduğuna, onlarla olan savaşın ise iyilikle, dostlukla, akılla kazanılabileceğinin altını kalın çizgilerle çiziyor. Jinho’nun bir de sürpriz bir geçmişi var ama kaideyi bozmayıp, serinin kalan iki kitabını bekleyelim. Heyecanı kaçmasın!
edebiyathaber.net (3 Haziran 2023)
““Kızıl İblis” dönüyor! | Burak Soyer” üzerine bir yorum