Knut Hamsun’un “Rosa” adlı romanı, Behçet Necatigil çevirisiyle Timaş Yayınları tarafından yayımlandı.
Tanıtım bülteninden
Hamsun’u çevirmek benim için şiir yazmak gibi bir şey.
Behçet NECATİGİL
Timaş Yayınları olarak Türkiye’de koleksiyonunda en çok Knut Hamsun eserine sahip yayınevi olarak Rosa’yı size sunmaktan büyük heyecan duyuyoruz. Hamsun’un diğer bütün eserleri gibi Rosa da bir Behçet Necatigil çevirisi. Rosa, Benoni‘yle başlayan hikâyenin devamı. Knut Hamsun’un çalışmaları arasında özel bir yere sahip, bir diptiğin ikinci kısmı. Okurun Pan‘dan da aşina olduğu karakterlerin de uzak yuvası. Buram buram Norveç, Nordland’ın kendine has doğası, ormanları, faunası ve florası, denizi, parlak yaz geceleri, ağır kış günleri var bu romanda… Ve tıpkı bu doğanın bir yansıması olarak insanları: Önyargılar, çekingen yaklaşımlar, alçak sesli cümleler, kısıtlanmış hareketler, arzular ve hayaller. Knut Hamsun, İskandinav toplumunun da en önemli sorunlarından birini merkezde tutmaya: Etik ve tipik değerleri ile geleneksel kırsal kültür ve kent dünyası, kapitalizm, para arasındaki çatışma. İkinci sıradaysa yine, yeni kavuşmalar ve ayrılıklarla aşk var. Şiddet ya da utangaçlık, gerçekçilik ya da duygusallık, hiçbir şey bu dillendirilmeyen engelleri aşmaya, âşıkların gerçekten kavuşmasına yetmiyor.
Editörün Görüşü
Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Knut Hamsun’un yazarlık kariyerinde belirleyici olan romanlarından biri olan Benoni‘nin devam romanı niteliğindeki Rosa, ümitsiz bir aşk hikâyesini, Norveç kırsalıyla, pastoral ayrıntılarla ve tabiat övgüsüyle harmanlıyor Hamsun. Bu etkileyici roman, Türkçe edebiyatın köşe taşlarından Behçet Necatigil’in çevirisiyle taçlanıyor.
Knut Hamsun Hakkında
Knut Hamsun Kimdir? 1890’dan başlayarak dünyanın sayılı romancıları arasına girecek ve Knut Hamsun adını alacak olan Knud Pedersen, Norveç’in kuzeyinde Lom kasabasında doğdu (04 Ağustos 1859). On sekizinde, bir şiir ve hatta bir de küçük bir aşk romanı yazdı, Esrarengiz Adam başlıklı. Bu roman, gezginlik yıllarında tanıştığı bir kitapçı tarafından bastırıldı da. Bir yıl sonra daha büyük, epik bir eser kaleme aldı. İbsen’i okumuştu, onun etki ve büyüsü altında bulunuyordu. Bir Karşılaşma adındaki bu kitabı da Bodö’de bir kitapçı yayımladı. İmzasını Knut Pedersen Hamsund diye atmıştı. Tasarılar, planlarla doluydu kafası ve yirmisinde bile değildi henüz. Norveç’ten Amerika’ya uzanan maceralı hayat hikâyesinde birçok zorlukla karşılaştı Hamsun, ama yaşadıklarından ilham almayı, bunları birer edebiyat şaheserine dönüştürmeyi ustalıkla başardı aynı zamanda. Otuzu aşkın eseri arasında Açlık, Pan, Victoria, Sonbahar Yıldızları Altında, Hüzünlü Havalar, Son Mutluluk, Rosa, Benoni, Dünya Nimeti en önce hatırlanan romanlarıdır. 1920 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanmıştır.
Söylenenler
Çağımızın yazarları arasında, orijinal yaratıcılık yönünden Hamsun’u kenara itebilecek tek bir kişi bile göremiyorum. Üslübu dış görünüşüyle ihtişam ve süsten uzaktır. Güzellik Onun sadeliğinde gizlidir… Anlatırken felsefe yapar. Ama Onun önceden ne diyeceğini kestirmeye çalışmak boşunadır… Ahlaki bir dogma, sosyal bir hipotez ortaya atmaz. Onun düşünceleri bir ideal kadar hürdür.
Maxim GORKİ
O, ansızın bir uçuruma yuvarlanabilir, bir kavgada ölebilir yahut insanlardan uzak, tenha bir Fijord’da boğulabilir veya bir çilingir sofrasında yığılıp kalabilir. Ama öyle ormanlar içinde sessiz, sakin ren geyiklerini seyrederken çıkıp gitmesi dünyadan… Hayır, hayır gönlüm bu sonu Hamsun’a yakıştıramaz.
Hermann HESSE
Hamsun erkekliğin temsilcisidir. Zorla elde edilmiş bir zarafet, sert, buruk gem vurulmuş bir ihtiras. Saf ve öğrenilmesi imkânsız bir hamiyet ve mahcubiyet… Her gerçek erkeklik sanatında vardır bunlar.
Stefan ZWEIG
Büyüklüğü mü nerede… Bir yerde veya çok yerde, ölçü veya sınırsızlığında. Karmakarışık, iç içe ve aynı zamanda kişinin kaderiyle yan yana… Onun bakışı yazan eli artık burada merhametsizdir.
Gerhart HAUPTMANN
edebiyathaber.net (13 Ocak 2020)