Okul öncesi çağında olan ya da okumaya yeni başlayan küçüklere kitapları ve okumayı sevdirme konusunda ilgi çekici, albenili, renkli resimli ve sevimli görünümlü çocuk kitaplarının büyük önemi ve işlevi vardır.
Hazırlanan kitapların iri harflerle basılması; metnin kolay anlaşılır, kısa, düzgün ve nitelikli cümlelerle oluşturulması, bu çağa seslenen kitapların anlam ve değerini yükseltir.
Fedai Çakır’ın yazdığı iki sevimli çocuk kitabı da yukarıda saydığımız kriterlere uygunluğuyla dikkati çekiyor öncelikle. Kara Yele ve Kütburun ile Kocakarın adlarındaki bu kitaplar, renkli, farklı tarzda kapak görselleri ve iç resimleriyle çocuk dünyasını zenginleştirirken, aynı zamanda iri harfleri, kısa ve etkili cümleleriyle okul öncesi ya da okumayı yeni öğrenen çocuklara okuma ve anlama kolaylığı sağlıyor. Her iki kitapta anlatılan olaylar, söz konusu yaş grubu çocuklarına uygun, dağınık olmayan; ancak merak, gizem ve heyecan boyutunu da göz ardı etmeyen yalın kurgulardan oluşuyor.
Kara Yele masalı, yüksek dağlarla çevrili vadide yer alan bir köydeki insanların anlattığı efsaneleşmiş Kara Yele adlı yaban atının öyküsü üzerine kurulmuş. Ormanın derinliklerinde yaşayan Kara Yele adlı at çok az kişiye görünmüştür; o yüzden düş mü gerçek mi, kara veremez köylüler. Yelesi upuzun ve simsiyah olan bu atı bir masal varlığı gibi anlatırlar. Uçan bir at gibidir o, bir görünür bir kaybolur. Sanki düşlerin, masal ülkesinin derinliklerinden çıkıp gelmiştir ormana. Küçük Çoban Memo da bu atı merak eder; onu görmeyi o kadar çok ister ki. Bir gün gerçekten onunla karşılaşır Memo; bir göz açıp kapayıncaya kadar sürede belirip kaybolan bu atın sevgisiyle dolup taşar içi.
Gerçek, yüzünü görmek isteyenlere gösterir kendini; düşler, efsaneler dünyasının gerçekleri de öyle… Çoban, bütün masallarda önemli bir figürdür; düşler, düşünceler içinde yaşar; yalnızdır, kendiyle baş başadır çoban. Çevresindeki tüm güzelliklere duyarlıdır, ayrıntılara dikkat eder. Burada Çoban Memo’nun duyarlılığı hiç şaşırtmıyor bizleri.
Bir gün Memo küçük bir tayın ayağının çalılara fena halde sıkışmış olduğunu, ayağını bir türlü kurtarıp yürüyemediğini görür ve hemen yardıma koşar. Ayağını kurtarıp yeniden koşup yürümesini sağladığı bu tayın Kara Yele’nin yavrusu olduğunu anlar az sonra. Gittikçe heyecanlı bir durum alır olaylar. Bir akşamüzeri Memo’nun sürüsüne aç kurtlar saldırır. O anda birdenbire mucizevî durum ve olaylar içinde buluruz Memo’yu. Bu olayları ve devamını kitabı okuyacak miniklere bırakalım. Okul öncesi ve ilk okuma çağındaki çocuklara hayvan sevgisi, doğa sevgisi, bir düşü gerçeğe dönüştürme gibi iletiler sunan Kara Yele’yi çocuklar severek okuyacaklar.
Kütburun ile Kocakarın masalında, deniz kıyısında bir köyde geçiyor olaylar. Aynı evin avlusunda yıllarca bir arada yaşayan ama hiç geçinemeyen iki arkadaşın masalı bu. Kütburun bir köpek, Kocakarın bir eşektir. Durmadan kavga eden iki arkadaş her gün birlikte dağa giderler ve ev sahibiyle birlikte dağdan odun getirirler. Ev sahibi yaşlı adam her ikisini uyarıp öğütler verdiği halde onları bir türlü düzeltemez. Ancak öyle bir gün gelir ki dağ yolunda bir başına, sahipsiz kalan bu iki geçimsiz arkadaş, yine bağıra çağıra kavga ederlerken, önlerine aç bir ayı çıkıp da önce Kocakarın’a saldırdığında durumlar inanılmaz derecede şaşırtıcı bir hal alır. Her ikisi de dostluğun değerini ve anlamını fark edecektir bu gelişen durumlar içinde. İlgiyle okunan Kütburun ile Kocakarın’da canlı, etkileyici bir dil kullanılmış; masal metni çocuklarla konuşurcasına yazılmış. Resimler harika bir düş yolculuğuna çıkarıyor küçük okurları.
Kara Yele ve Kütburun ile Kocakarın, okul öncesi ve ilk okuma dönemindeki çocukların ilgi ve beğeniyle okuyacakları kitaplar arasında yer alıyor.
Hülya Soyşekerci – edebiyathaber.net (12 Aralık 2012)