Küsurat Yayınları; 4 Enişte 1 Cenaze, Hayatındaki Tüm Kışları Unutan Adam ve Kapattık Kardeşim adlı kitaplarını tatilde okunmak üzere öneriyor.
Tanıtım bülteninden
Tatil planları yapıldı mı? Gezilecek yerler, görülmesi gereken turistik mekânlar, mutlaka denenmesi gereken yiyecekler listeleri hazır, peki tatilin olmazsa olmazı okuma listeleri hazırlandı mı? Bu yaz yüzümüzü mizaha çevirelim dedik ve birbirinden eğlenceli kitapları derledik! Bir sahil kıyısında, şehrin en kalabalık meydanında ya da evin en serin köşesinde buluşmak üzere!
“Ben Yartu Tanak, ailemle birlikte Dünya isimli gezegenin 41. Kuzey paraleli ve 28. Doğu meridyeninde yer alan İstanbul şehrinde doğdum. Dedem, annem, teyzelerim, eniştelerim ve aile dostlarımızın neredeyse tamamı ise benden seneler evvel, Asya kıtasının 40. Kuzey paraleli ve 37. Doğu meridyeninde varlığını sürdüren Ordu şehrinde dünyaya gelmişlerdi. Bu paralel ve meridyenler, ülkemizde, kütüğümüzün neresi olduğu hayati önem taşıdığından, hayatımın akışında doğduğum yerden daha etkili olacaktı.”
Deadlinea yetişeceksin, müşteriden revize alacaksın, dur bunlar yetmez ne kadar yoğun olursan ol İnstegram’a havalı fotoğraf yükleyeceksin, heştegçokmugüzelizki, özel tasarım kahveler içeceksin, sakın şaşırma menümüzde Türk kahvesi yoktur. Türk dizisi izlemek yasak olmasa da ay çok banal, Netflix izleyeceksin, yüksek belli kot pantolon giyeceksin, ikinci el dükkânından aldığın rengarenk gömleği içine sokacaksın. Araya İngilizce kelimeler serpiştirdiğin cümlelerle müşterini etkileyeceksin, pek tabii zorlu processlerden geçeceksin. İşte sana Ajans İnsanı. Yirmi altı yaşındaki Yartu Tanak, tam da böyle bir Ajans İnsanı’ydı. Ama hayatın onun için hazırladığı birtakım sürprizler vardı. Eniştesigiller yoldaydı, onlara geliyordu. Hatta sanırım gelmişlerdi. Kapı çalıyordu.
Hayatındaki Tüm Kışları Unutan Adam
“Ben onu hayatın en güzel yerlerine davet ettim, o beni en karanlık odalarına bırakacak. Biz adil bir düzlem üzerine inşa etmiyoruz postmodern ilişkimizi.”
“Geçmiş denen şey eski bayramlara benzemez. Çoğu zaman virüslüdür.”
“Bilirsiniz en büyük haltlar vicdan kelimesinin altında yenir.”
Uyandığında şehrin tamamını kaplamış bir beyazlık ve bu beyazlığın üzerinde hareket eden insanlar görmüştü Burak. İnsanlar mutlulukla ilgili çığlıklar atıyor, yerde birikmiş o beyaz şeyleri birbirlerine fırlatıyorlardı. Dehşete düşmüştü. Televizyonu açtığında bu şeyin bir yağış biçimi olduğunu anladı. O da ne? Burak, hayatındaki tüm kışları unutmuştu! Peki, ölmek üzere olan insanların kısa süreli kankası olduğu hatırlamak istediği bir şey miydi?
Eşofmanlı ve çok düşünceli insanların yaşadığı bir toplumda ölüm üzerine düşünmek kolay iş değildi. İnsanı ölüme hazırlayacak bir kankası olsa fena olmaz mıydı? Burak iç sıkıntısının başkenti olan evlerinden bir daha dönemeyecek bir biçimde çıktığında başına bunların geleceğini bilmiyordu, bilse ister miydi; o da muamma ama telefonu depresif insanların 900’lü hatlarına dönmüştü bile…
Kaan Burak Şen’in yüzünü absürd mizahın sonsuz dehlizlerine çevirdiği romanı sıradanlığın defterine dönüşü olmayan bir çentik atacak. Üşümenin, ağlamanın ve yalnızlığın teknik birer mesele olarak algılandığı Hayatındaki Tüm Kışları Unutan Adam ikliminde geçmişinizi temize çekme fırsatı yakalayacaksınız!
“Sen ne zaman bamya yapsan kötü şeyler oluyor görmüyor musun? Bırak bamya yemeyelim. İnsan hayatının kopuş noktalarında bamya olabilir mi? Sen bamya yaptın diye babam ölebilir mi? Sen bamya yaptın diye abimin sevdiği kadın başkasıyla evlenebilir mi? Sen bamya yaptın diye Ada siktir olup gidebilir mi? Sen bamya yaptın diye şut direkten dönebilir mi? Ama oluyor anne işte. Bırak artık bamya yapmayı.”
“Babam devrimle ilgili kitapları samanlıkta saklıyordu. Karl Marx gelse ve kirlerinin samanlıkta sakladığını bilse, utancından yerin dibine girerdi.”
“Şu aralar güvensizlik çok moda anne, haberin olsun. Gümüş dolu vitrin önünde çekilen çocukluk fotoğrafımı koynuna koyabilirsin. Kıskanç komşulara ve onların dünyayı kurtaramayacak başarılı çocuklarına dağıtabilirsin her ziyaretlerinde.”
Bodrum Kat, Ayı ve Aksi gibi dergilerin kuruluşunda yer alan Özgür Akkaya’nın kaleme aldığı, on dokuz absürt öyküden oluşan Kapattık Kardeşim, yüzünüzde hüzünle karışık bir tebessüm oluştururken sizi mutlu olduğunuz kaldırımdan yürümeye davet ediyor. Bu daveti kabul etmek ya da dünyanın yuvarlaklığını sorgularken benliğinizi kederlere salmak sizin elinizde! Kimsenin eceliyle ölmediği yerlere, bir çizgi filmi bitirip öbürünün jeneriğini heyecanla izlemeye koyulduğumuz, gururun, içi demli çay dolu viski şişelerinin ve anne dantellerinin en demode olduğu zamanlara, götürecek olan hikâyeleri bir çırpıda okuyacaksınız!
edebiyathaber.net (28 Haziran 2019)