Söyleşi: Ünver Alibey
Ganeşa Yayınevi “Fantastik” Öykü ve İllüstrasyon Yarışması Düzenliyor. Yayınevinin sahibi Kutalmış Fidan’a soruyoruz.
Ganeşa nasıl bir yayınevidir?
Ganeşa, ismini Hint Mitolojisindeki bilgelik tanrısı, fil başlı Ganeşa’dan almaktadır. Ganeşa, Hindistan’ın en büyük destanı Mahabharata’yı yazmaya girişir ama o kadar uzundur ki buna kalem dayanmaz. En sonunda dişini kırar ve yazmaya devam eder. Biz de fil başlı Ganeşa’nın azim ve bilgeliğinden ilham aldık. Ganeşa Yayınevi, kitap tüccarlığı yapmamaya özen gösteren bir yayınevi, Türkiye’de önceden basılmamış kitaplara yoğunlaşıyor. Seçtiği kitaplarda çizilen sınırların ötesine uzanmayı hedefliyor.
Neden böyle bir yarışma düzenliyorsunuz?
Türkiye’de ilk defa bu yıl Mitolojik öykü yarışmasını düzenledik. Mitoloji yarışması bizleri özellikle gençlerin sınırsız hayal güçlerini sergileyeceği hem edebi hem de görsel alanda kendilerini gösterebilecekleri bir yarışma düzenlemeye götürdü. Yeteneklerin kendilerini gösterebilmelerine şahit olmak bize heyecan verdiği gibi ülkemize yeni değerlerin kazanılmasına katkıda bulunmak bize gurur veriyor.
Yarışmanın tarihi ne?
Yarışmamızın son başvuru tarihi, “12 Eylül 2024” ve yaş aralığımız “18-28”
Herkese bolca ilham!
Yarışmanın illüstrasyon ayağını çeşitli yarışmalardaki birinciliklerinden tanıdığımız Özgür Hünel koordine edecek.
Öncelikle seni tebrik etmek istiyorum. Yine bir yarışmada birinci olmuşsun. Biraz bahseder misin?
Çok teşekkür ederim. En son, Ganeşa Yayınevi’nin düzenlediği “1. Ganeşa Mitolojik Öykü Yarışması”nda birincilik ödülü kazandım. Bu yarışmanın ilanına internette denk geldiğim anda “mutlaka katılmalıyım” demiştim. Zira mitoloji benim çocukluğumdan beri tutkuyla bağlı olduğum bir alandır. Çocukluğumda Yunan mitolojisi haricindeki mitolojiler için neredeyse hiç kaynak olmaması benim için üzücüydü, neyse ki günümüzde artan ilgiye paralel olarak diğer mitolojilerle ilgili kaynaklar da dilimize kazandırılıyor. Ganeşa Yayınevi de mitolojik ve kültürel yayınlarıyla bilinen, yayınlarıyla literatüre katkıda bulunan bir yayınevi. Düzenledikleri bu yarışmayla da Türk spekülatif edebiyatında bir açığı kapatmış oldular zira bilimkurgu, fantastik, korku gibi türlerde yarışmalar yapılıyorken mitoloji temalı bir öykü yarışması ilk defa düzenlendi. Ben öyküyü yazarken antik çağlarda geçen bir mit kaleme almak yerine, zamandan ve mekandan bağımsız, postmodern özellikler barındıran bir öykü kaleme almak istedim. Öyküm temelde, Mezopotamya mitolojisinden tanrıça İştar ve tanrı Tammuz’un sevişmesini konu alıyor. İki ilahi varlığın sevişmesi, ölümlü bir insan tarafından “gözlemlense”, insan akıl sınırlarının ötesindeki bu çeşit bir paranormal fenomeni deneyimlemek neye benzerdi, bunu anlatan psikedelik bir öykü.
Peki, fantastik temalı yarışmanın önemi nedir sence?
2022 yılında Kayıp Rıhtım’da yayınlanan, Özgür Tacer ile yaptığın röportajda, “Yoksa ufukta bir de fantazi öykü yarışması mı var?” şeklinde bir öngörüde bulunmuştun, bilmem hatırlar mısın? : ) İki sene sonra bu öngörün gerçek oldu. Ganeşa Yayınevi, mitoloji öykü yarışması ile bir açığı kapatmıştı demiştik. Fantastik öykü ve illüstrasyon yarışması ile de ikinci bir açık kapanacak. Bilim kurgu alanında TBD’nin klasik yarışması vardı ama bilim kurgunun kardeş türü fantastik üzerine bir yarışmamız yoktu. Evet FABİSAD’ın öykü ve illüstrasyon yarışmalarına fantastik türde eserler ile de katılabiliyorsunuz ama o yarışma fantastiğe özel olmayıp, genel olarak tüm spekülatif türlere açık. Bu bağlamda sadece fantastiğe odaklanan bir yarışmanın ortaya çıkması edebiyat dünyamız için çok güzel bir gelişme diye düşünüyorum. Bu yarışma vasıtasıyla genç yazar ve sanatçıları üretmeye teşvik edebilecek ve alana yeni eserler kazandırabileceğiz diye umuyoruz.
İllüstrasyonları değerlendirirken neleri dikkate alacaksınız?
Yetenek, yaratıcılık, özgünlük, etkileyicilik, konuya uygunluk, kullanılan tekniğe hakimiyet, kompozisyon, renk uyumu, siyah-beyaz dengesi gibi görsel tasarım kıstaslarını dikkate alacağız.
Yarışmaya katılacak illüstratör arkadaşlara ne gibi tavsiyelerde bulunabilirsin?
Sadece yarışmaya katılacaklara değil, genel bir öneri olarak, tek kelime ile “özgünlük” derim. Bu da bence “kendin olmak” ile mümkün. O konuyu o bakış açısıyla belki daha önce yüz kişi anlatmış, çizmiş olabilir. Ama kimse senin gibi yapmadı. Eğer tekniğinde şahsileşebilmişsen, bakıldığında bunu senin yaptığın anlaşılacak kadar tarzında keskinleşebilmişsen, daha önce bin defa işlenmiş bir konuyu bile ele alsan, hala özgün ve yaratıcı olabilirsin. Kendin olmaya ve kendin gibi anlatmaya / resmetme çalış.
Yarışmanın öykü ayağının jürisinde de yine tanıdık bir isim var. Özgür Tacer geçtiğimiz yıla kadar TBD Bilimkurgu Öykü Yarışmasının jüri başkanıydı.
Özgür Bey, hayrola? Biz senin bu tür işlerden yorulduğunuzu sanıyorduk.
Dinlendim, geçti… J
Şaka bir yana, yarışma yürütücülüğünün yorucu tarafı hazırlık ve organizasyon safhasıdır. Değerlendirmenin farklı aşamalarında otuzu aşkın jüri üyesi okuyucuyla koordine olabilmek, iş planına uygun ara süreçleri tamamlayabilmek, işin aritmetiği, tablolaması vesaire zordu ama öykü okumak ve tartışmak en çok mutluluk veren tarafıydı. Son iki yıldır yürütücü olarak değil ama jüri üyesi olarak TBD ailesiyle öykü okuyup tartışmanın keyfini sürüyorum.
Ganeşa Yayınevi’nin davetiyle bu sene keyfim ikiye katlanacak diye sevinçliyim. Türkiye’de fantastik tarzda öykücülüğün nasıl bir gelişme gösterdiğini çok merak ediyorum. İlk yerli fantastik öykü derlemesi olan 1002. Gece Masalları okuyucuyla buluşalı 20 yıla yakın olmuş, severek okuduğum bir antolojiydi. Umuyorum bu yeni yarışmanın bize kazandıracağı öykülerle daha niceleriyle buluşacağız.
TBD’nin yarışmasından farkı ne? Sistem yine aynı mı?
Henüz yönergeyi görmedim ama eşitlik ve tarafsızlık anlamında benzer ilkelerin geçerli olacağını düşünüyorum. TBD’nin yarışmasında daha ziyade aritmetiğe yaslanan, belli kriterler çerçevesinde değerlendirme yaptığımız formalist bir yaklaşım sergiliyoruz ama bu işlerin tek bir doğrusu yoktur. Bu anlamda Ganeşa’nın tercihlerini ben de merak ediyorum.
Yarışmaya katılacak öykücü arkadaşlara bir mesajın var mı?
Yeri geldikçe amatör öykücülere verdiğim provokatif bir tavsiyem vardır: öykünüzün ilk taslağını mutlaka yırtıp atın. Elbette abartılı bir öneri, ama bundan kastım bir kısa öykünün bile üzerinde çok uzun süre uğraşılması gerektiği. Demlenme süresi her edebiyat eserine iyi gelir. İlk başta akla gelmeyecek bazı incelikler zaman içinde öyküye işlendikçe vasatı iyiye, iyiyi mükemmele dönüştürebilir çünkü.
Bir de iyi bir fantazi yazarının çok farklı kültürel kanallardan beslenmesi gerektiğine inanırım. Fantaziye ilgisi sadece Tolkien, Le Guin ya da Rowling gibi bilindik isimlerden ibaret olan bir yazar adayının biz okuyuculara pek bir yenilik sunacağını düşünmüyorum. Oysa yeni yazarlar keşfetmeye meraklı; manga, anime, grafik roman, FRP gibi alanlara ilgi duyan; bilimkurgu, korku, polisiye gibi komşu türlerle temastan çekinmeyen çok yönlü bir fantazistin her zaman anlatacak daha çok hikayesi olur gibime geliyor.
edebiyathaber.net (20 Temmuz 2024)