Leyla Erbil'in 'Karanlığın Günü' romanı “Jour d'Obscurité” adıyla Fransa'da yayınlandı. Fransızca'ya Alfred Depeyrat tarafından çevrilen kitap Actes Sud Edititions tarafından 1 Şubat 2012'de basıldı.
Leyla Erbil’in başyapıtlarından “Karanlığın Günü” Fransa’nın en önemli yayınevlerinden Actes-Sud tarafından “Jour d’Obscurité” adı altında yayımladı. Kitapları şimdiye kadar Almanca ve Kürtçe’ye çevrilen yazarımız böylece Fransızca’ya ilk defa çevrilmiş oldu.
Fransa’da da romanla ilgili pek çok yazı yayımlandı. İşte onlardan bazıları:
Le Quotidien du Pharmacien 5 Mart 2012
Leylâ Erbil: Karanlığın Günü
1960’lı yılların yenilikçi öykücü ve romancısı Leyla Erbil’in Fransızca’ya çevrilen ilk kitabı “Jour d'obscurité” (Karanlığın Günü). 1980’li yıllarda geçen romanın kahramanı İstanbul’a yerleşmiş, iki çocuk sahibi, evli, bir de sevgilisi var. Annesi Alzheimer hastalığından muzdarip olduğu için kliniğe yerleştirilmesi gerekiyor. Aşkları, günlük hayatı, arkadaşlarıyla karşılaşmaları, sol entelektüelleri… Annesinin hafıza kaybı onu yeniden geçmişe götürür, ülkesinin kayıp izlerini yeniden keşfeder gibi.
Center France, Le Populaire, 24 Şubat 2012
(kitap hakkında Jean-Guy Soumy imzalı yazı)
Kadınların cesaretine methiyeler düzen Karanlığın Günü, Leyla Erbil’in Fransızca’ya çevrilen ilk kitabı. Çağdaş Türkiye’nin karmaşıklığına dair özenli bir metin olan Karanlığın Günü, yaşlı bir kadının yaşadığı Alzheimer hastalığının çevresindekilerde nasıl bir huzursuzluğa yol açtığını anlatıyor.
1980’li yıllardayız. Neslihan, İstanbul’a yerleşmiş bir entelektüel ve romancıdır. Evlidir ancak sağı solu belli olmayan bir aşığı vardır. Annesinin hastalığıyla mücadele etmesi gerekir. Neslihan zamanla farkeder ki annesinin giderek ilerleyen hastalığı onun için yakın geçmişe ulaşmanın son fırsatıdır.
Annesinin bakımının yapıldığı hastanede zaman durmuş gibi görünse de, Neslihan’ın gündelik hayatı günlük gazetede yaptığı iş ve ailesi arasında akıp gider. Annesinin korumacılığı ile ondan kurtulma çabaları arasında kalır. Bu bakımdan günümüz kadınlarına benzer. Ancak ifadesinde kendisini biricik kılan bir yumuşaklık, bir mesafelilik ve bir açıklık vardır. Annesinin yaşlılığa dair sözleri, Neslihan’ın yaşadığı binanın boşluğunda yaşayan güvercinler gibi uçuşur. Kanat çırpışları gibi uzaklaşan sözler, giderek daha az duyulur olur. Giderek de değer kazanır. Bu, karanlık günlerin başlangıcıdır.
Kaynak: Onka Ajans (16 Mart 2012)