“Elif dendiğinde herkes bir duruluyor, gözleri doluyor, utangaç gülücükler saçıyordu. Bana Elif dendiğinde dümdüz bir çizgi canlanıyordu zihnimde. Harfti kız benim için. Elif bile kendisine âşık olmadığımı öğrenince şaşırmıştı. ‘Hayırdır birader bir yanlışımızı mı gördün?’ dedi bana kız.”
Okula başlamadan Kuran kursuna giden Selçuk bir türlü okumayı sökemez. Ta ki bunun Arapça gibi sağdan sola okunmadığını fark edene kadar… Liseye başlaması gerektiğinde ayırt etmeksizin tüm liselerin sınavına girer ama sadece “meslek lisesi” sınavında derece yapar. Ülkenin “ara elemana” ihtiyacı olduğunu düşünen babasına, bu durum çok makul gelecektir. Ancak haylazlığı bırakıp üniversiteye gitmek isteyen Selçuk babasını bir şekilde ikna eder ve yeni açılan “süper lise”ye yaptırır kaydını. Adı süper lise sonuçta. Selçuk burada her şeyin süper olacağını düşünür fakat olaylar pek de hayal ettiği gibi gelişmez. Kendini lisenin en belalı tiplerine bulaşmış vaziyette bulur. Büyük maceralar onu beklemektedir. Ancak yalnız değildir: Tüm hayatı boyunca omuz omuza olacağı mahalleden arkadaşları da yanındadır.
“Aynı mahallede, aynı tarihlerde dünyaya gelmişlerdi. Aynı okul, aynı su, aynı yemek, aynı sevinç ve hüzünlerden beslenmişlerdi. Aslında kendilerine seçme şansı verilmeden birbirlerine hediye edilmişlerdi.”
Selçuk, eski çete lideri İsmet, Mete, Serkan, çete lideri Çoban ile onun Terlikleri, tüm okulun âşık olduğu Elif ve Selçuk’un büyük aşkı Güneş…
“İnsanlar tanıdıkları insanları ister istemez yeni tanıştıkları zamanki gibi bilirler hep. Bu yüzden kaç yaşına gelirseniz gelin, anne babanızın gözünde altını değiştirdiği çocuksunuzdur. Sen senelerce altına sıç, onlar temizlesin. Sağım solum ağrıyor bile demekten aciz ol, ağzına lokma koymasalar aç gez, sonra vay efendim ben kaç yaşına geldim büyüdüm artık… Ceo olsan fark etmez. O seni badi badi yürüyüşünle hatırlayacak hep.”
“Beden Dersini Unutabilir mi Bir Liseli? Var mı İhtimali?”
Beden dersi için yaşanan heyecanlar, lise dostları, bu yıllarda yaşanan aşklar, ergenliğin zirvesinde olan gençler, bu gençlerin “çete” kavgalarını dört gözle bekleyen mahallenin dedikoducu teyzeleri, yorganın içinden çıkan dedeler, doldurulan altılı kuponları, annesinin yapıp sakladığı böreği mutfağın dört bir yanında arayanlar ve daha nicesi Liseden Arkadaşlar’da sizi bekliyor.
Kitabı okurken kahkaha atarak hayatımın en eğlenceli yılları olarak nitelendirdiğim lise yıllarımı anımsadım çokça. Özellikle Müdür Doğan Bey ile ilgili kısımları okurken daima, “Yavrum, istirham ediyorum!” diye söze girerek bizi kibarca azarlayan çılgın okul müdürümüzü zikrettim.
Düğün Dernek, Çalgı Çengi filmleri; İşler Güçler, Kardeş Payı, Üsküdar’a Giderken dizileriyle adını duyduğumuz Selçuk Aydemir’in kaleminden içtenlikle süzülen Liseden Arkadaşlar, sizi hem kahkahalara boğacak hem de hayatınızın en samimi yıllarına götürecek.
Dışarıda, toplu taşımada, kamusal alanda okurken dikkatli olun, aksi takdirde kendi kendine kahkaha atan deli damgası yiyebilirsiniz.
Gizem Demir – edebiyathaber.net (4 Eylül 2018)