Çizgi film sevmeyen yoktur aslında, kişi büyük olsa da küçük olsa da dünya gerçeklerinden biraz uzaklaşmak ister ve hatta çoğu zaman sonunu bilsek de çizgi filmlerin hayal dünyasında kaybolmak hepimize iyi gelir.
Tom & Jerry, Bugs Bunny izleyip de sevmeyen yoktur diyebiliriz. Her yaşa hitap eden bu çizgi filmlerin bizi eğlendirmesinin yanında bir çok şey de öğretir. Özellikle kovalamaca sahnelerinde Gioachino Rossini’nin William Tell üvertürünü sıkça duymamız gibi Tom & Jerry’de Tom Jerry’yi yenebilmek için Franz Liszt’in en çok tanınmış eserlerinden biri olan Macar Rapsodisi no:2’yi piyanoda çalmaya çalışmaktadır. Piyanoda en zor çalınabilen eserlerden biri olan Macar Rapsodisi No:2’yi çalabilmek Tom’a da çok zor gelir ve sonunda pes edip kazanan yine Jerry olur.
Çizgi filmlerin büyülü dünyasından çıkıp tekrardan gerçek dünyaya döndüğümüzde Macar Rapsodisi No:2’nin hikayesi ise şöyledir: Macar müziğini ilk kez araştıran büyük piyano virtüözü ve besteci Franz Liszt, halk ve Çingene müziğiyle çocukluğundan başlayarak yaşamı boyunca ilgilenmiştir. 1859’da yazdığı Çiganlar ve Macaristan’daki Müzikleri adlı kitabında da bu müzikten etkilendiğini belirtir aslında. 1840-46 yılları arasında Macar Ulusal Ezgileri ve Macar Rapsodileri adıyla bestelediği on albümü Macar Ulusal Melodileri olarak yayımlamış, 1850’den sonra bunları Macar Rapsodileri adı altında toplamıştır. Liszt’in Macar Ulusal Müziği olarak kabul ettiği bu müzik, Macar Çingenelerinin kullandığı “Çigan Gamı” adı verilen renkli ve çekici sistemle, daha 9. Yüzyıldan kalan ulusal Macar ezgilerini yeni bir anlayışla yorumlamaları ancak Bartok ve Kodaly gibi Macar bestecilerin çalışmalarıyla 20.yüzyılda gün ışığına çıkmıştır. İlk rapsodilerini 1851-53 yılları arasında yayımlayan, son beşini de yaşamının son 20 yılında besteleyen ve bu 19 rapsodiyi E. Zerdahelyi’ye ithaf etmiştir.
Macar Rapsodisi No:2 yalnızca rapsodiler arasında değil, tüm klasik müzik repertuarının en tanınan ve en sevilen eserleri arasındadır. Özellikle bir Romen ezgisinin kullanıldığı giriş motifiyle dinleyiciyi büyüler ve gerilimi arttırır. Daha sonra ağır bir şekilde devam edip mutlu Major ezgiye dönüşünce de karanlık havada şarkı söyler gibi bir zariflik ve doğallık kazanır. 2. bölme canlı zil ve üçgen sesleriyle orkestradaki diğer enstrümanlarla birlikte parlak bir gösteriye dönüşür bir ara ağırlaştıktan sonra yine parlak ve canlı muhteşem bir finalle son bulur.
Ünlü eleştirmen Eduard Hanslick, Liszt’in 1874 yılında rapsodiyi seslendirişini şöyle anlatır: “Gerçek bir Çigan stilinde melankolik bir doğaçlamayla serbestçe başlayan ve sonra bir çardaş şenliği olarak süren bu özgün eser, O’nun gençlik ruhunu yansıtıyor. “
Herkesin özellikle 6.30’ dakikadan itibaren duyduğunda izlediği çizgi filmlerin aklına geleceği bu parçayı Köln Filarmoni Orkestra’sının harika performansıyla izleyelim, İyi seyirler.