Oğuzhan Aslan’ın Üç Musa adlı polisiye romanı Arsine Yayınları etiketiyle geçtiğimiz günlerde okuyucuyla buluştu. Editörlüğünü usta yazar Algan Sezgintüredi’nin üstlendiği roman Türk polisiye roman geleneğinde mali suçlara ilk kez değinen bir metin. Romanda olay örgüsü mali suçlar, cinayet, tarikatlar ekseninde ilerliyor. Hepsi de günümüzün dikkate değer meseleleri, kapitalizmin Türkiye’deki derinleşmesine bakarak Aslan’ın bu konularda kalem oynatması değerli bir çaba.
Romanın merkezindeki karakterlerden biri olan Ali Musa, mesleğinin başlarındaki bir avukatın karşılaşacağı bütün zorluklarla yüzleşiyor. Akıl hocası aracılığıyla uluslararası bir firmanın mali açıdan zor duruma düşmesinin ardındaki gerçeği araştırmaya başlıyor ve doğduğu topraklar olan Malatya’ya doğru yola çıkıyor. Kentin sokaklarında bir yandan geçmişiyle yüzleşirken öbür yandan da aldığı davanın peşine düşüyor ancak devletin varlığıyla yüzleşmek zorunda.
Başkomiser Musa ise vahşice katledilmiş bir cesedin başında dururken klasik bir dava ile karşı karşıya kalmadığının da farkında. “Polisiye romanlarda genellikle bir cinayet anlatılır. Kiminde sebep paradır, kiminde aşk, kiminde ise intikam. Tıpkı gerçek hayatta karşılaşılan cinayetler gibi. Sebebin para olduğu cinayetler insanların hırsı üzerinden anlatılır, okunur. Aslında para kaynaklı cinayetlerin temelinde mali bir suç vardır. İşte Oğuzhan Aslan, hukukçu kimliğinin yardımıyla okurlara, mali suçların insanlara neler yaptırdığını anlatıyor. Üç Musa; para, hukuk sistemi, adliye, macera ve entrikanın iç içe geçtiği sürükleyici bir roman ve Oğuzhan Aslan, gelecek vaat eden, keşfetmeye değer bir yazar,” diyor polisiye yazarı Doruk Ateş arka kapak yazısında.
Üçüncü tekil kişi anlatıcının kullanıldığı Üç Musa romanında dil genel olarak iyi. Yazarın kelime dağarcığı geniş, Türkçesi düzgün. Bazı yerlerde dolaylı anlatım ve ağdalı bir dil kullanılmış ancak genel olarak iyi bir yazı dili olduğunu gönül rahatlığıyla belirtebiliriz. Konu olarak seçilen fikir kesinlikle iyi, içi dolu. Tablodan yola çıkmak taşıdığı bütün risklere rağmen çok iyi bir fikir. Üç Musa; adının verdiği vaadin ve kapak resminin sarsıcı etkisinin altını doldurmaya çalışıyor, zor bir işin üstesinden gelmek için yazarın gösterdiği çaba kıymetli. Kitabın adı kışkırtıcı ve merak uyandırıcı. Olay örgüsünde adli kanıt, incelemeler, teorik ve pratik çözümlemeler bir polisiye romanda olması gerektiği gibi.
Seriden iki kitap daha çıkacağı için Oğuzhan Aslan, yeni romanlarında beş duyuyu uyaracak unsurları daha fazla kullanabilir. Yazarın sesini azaltabilir. Bölümler arası dengeyi daha iyi kurgulayabilir. Anlatmak ve özetlemek yerine gösterme tekniğini daha çok kullanabilir. Yan karakterleri daha canlı kılmaya çalışabilir. Diyaloglar ise daha yalın, işlevsel ve tutumlu olabilir. Yazım ve maddi hatalar sıfıra indirilebilir.
Üç Musa zorlu konuları incelikle harmanlayan, ilk olmanın kusurlarını taşımasına karşılık her anlamda nitelikli bir yerli polisiye roman. Yazarın ve kitabın yolu açık olsun.
Serkan Parlak – edebiyathaber.net (19 Mart 2020)