Mehtap Temiz’e 4 soru | Mehmet Özçataloğlu

Kasım 3, 2021

Mehtap Temiz’e 4 soru | Mehmet Özçataloğlu

1-Neden çocuklar için yazıyorsunuz?

Çocukken,  çocuklara yazılmış farklı kitaplara ulaşmanın kolay olmadığını sanıyordum. Sürekli aynı kitabı okuyup başka düşlere yolculuk etmek; farklı kitaplara ulaşma isteğimi daha çok artırıyordu. O zamanlar, okul kütüphanesindeki sayılı kitaplara ulaşmak benim için eşi benzeri bulunmaz bir duyguydu. Daha elime alıp okumaya başlamadan, diğer kitabı okumanın heyecanı başlıyordu. Bu yüzden her kitabı, tek bir sözcüğünü atlamadan sindire sindire okuyordum. Resimli kitaplar olduğunda bu süre daha da uzuyordu. Sadece sözcükleri değil resimleri de özenle okuyordum. O duyguyu anlatabilmem olanaksız. Duyumsamaktan öte gidemiyorum…

Okuma kültürü edinmemi, çocukken okuduğum; belleğime ve yüreğime silinmez izler bırakan o sayılı kitaplara borçlu olduğumu çok iyi biliyorum. Bu nedenle çocukluktan başlayan okuma arayışımın beni çocuklar için yazmaya yönlendirdiğini söyleyebilirim. Çocukluğumda okuduğum eserler sayesinde bir yanım hep çocuk kaldı. Çocuk kalabilmek zor… Çocuk kitapları bu zoru başarabilir. İşte bu yüzden çocuklukta okunulan kitapların, yaşam boyu; kişinin belleğini ve yüreğini diri tutan tohumlara benzetiyorum. O tohumların minicik bir parçası olabilmek adına çocuklar için yazıyorum.

2- Okuduğunuz ilk çocuk kitabı hangisiydi? Sizde ne gibi izler bıraktı?

Okuduğum ilk çocuk kitabı “Parmak Çocuk”. Bu kitabı, büyük bir merakla okumuştum. Bugüne değin devinen merakımın ilk kıvılcımı olmuş olabilir. Çünkü bu kitabı her okuduğumda, belleğimde yepyeni sorgulamalar baş gösteriyordu. Okuduklarım ve kitabın resimleri arasında bağ kurmaya çalışıyordum. En çok, parmak çocuğun cevizden yapılmış yatağa sığıyor olması ilgimi çekmişti. Gerçek bir ceviz bulup, kabuğunu parmağımla ölçmüştüm. Parmak çocuğun, cevizin kabuğuna sığmasını kendimce anlamlandırmaya çalışmıştım. Bu parmak ölçütü kime göreydi? Her ceviz kabuğu aynı büyüklükte miydi? Bu gibi sorular hep kafamı kurcalamıştı. Çünkü evde bulduğum cevizin kabuğu ve benim parmağım anlatılanlara uymamıştı… Bu yüzden bu kitabı sevdiğim kadar eleştirdiğim de olmuştu. Bugün, eleştirel okuma becerisi edinmemde bu kitabın katkısının büyük olduğunu söyleyebilirim. Bir de çocuklar, yetişkinlerin göremediği incelikleri asla gözden kaçırmıyorlar. Bu anlamda çocuk kitaplarının, çocukların sorgulayıcı yanlarını ortaya çıkarmalarında büyük önem taşıdığını söyleyebilirim.

3- Bu kitabı keşke ben yazsaydım, dediğiniz oldu mu?

Açıkça söylemem gerekirse, hiç böyle bir düşüncem olmadı. Bu zamana kadar, inanılmaz güçlü fikirler barındıran çocuk kitapları okudum. Her birinde, yazarların eşşiz yeteneklerine derin bir saygı hissi duydum. Kendimce silkelenip, çocuklar için yazmanın ne denli ciddi sorumluluk olduğunu hissetmemde, uyaran olduklarını söyleyebilirim. Kendi yeterliliklerimin sınırlarını zorlamamda ve daha iyi metinler oluşturmamda ivme kazanmamı sağladıkları gerçek… Gün yüzüne çıkmayan, hiç yazılmamış sağlam çocuk metinlerin varlığı kuşkusuz. Bu anlamda geçmişte yazılanların, geleceğe; daha iyilerini üretebilmek adına uzun bir yol açacağını düşünüyorum. Üstelik açtıkları bu uzun yolda pusula olabileceklerini de… Değerli yazar Emin Özdemir’in, “O İyi Kitaplar Olmasaydı” eserinin başlığında olduğu gibi; o kitaplar iyi ki var, o yazarlar da…

4- Çocuklara yönelik kitaplardan en son hangisini okudunuz? Kitapla ilgili düşüncelerinizi kısaca belirtebilir misiniz?  

Bazı çocuk kitaplarını okuyup yeniden okumak çocukluğumdan gelen bir alışkanlık olsa gerek. Bu nedenle yıllar önce okuyup notlar aldığım; Gianni Rodari’nin yazdığı Masal İçinde Masal adlı kitabı yeniden okudum.

Masalların çocuğun birçok yönden gelişmesine katkı sağladığını biliyoruz. Yapıtın günümüz masal kitaplarının bilindik yönlerinin aksine çok farklı bir tasarım-içerik yapısına sahip olduğunu gözlemledim. Özellikle bilindiğin dışına çıkan, bilineni değişime uğratan, tekdüzelikten çıkan yaratıcı bir anlayış ile çocuğu meraklandırmaya, sorgulamaya, sormaya, kendini ifade etmeye, başkalaşmaya, farklılaşmaya davet eden güçlü bir yapısı çabucak göze çarpmakta. Her masalın birçok sonuçla bitebileceğini eğlenceli bir dille anlatan bu kitapta; tek bir masalın üç farklı sonla bitmesi oldukça dikkat çekici. Yaşanılan olayların sonuçları her zaman aynı olmayabilir. Yine olayların sonuçlarını davranışlar ve tutumlar belirlerken; beklenmedik farklı gelişmelerinde olabileceğini fark ettirmesi açısından oldukça ilgi çekici. Tüm bu olaylar anlatılırken, çocukta bırakılmak istenen etki; kaynağını insana, doğaya ve yaşama ilişkin sevgilerden alma noktasında oldukça duyarlı. Yapıt; çocuğun sonraki evrelerini, yaratıcılığını, benliğini ve değerlerini olumlu olarak destekleyebilecek nitelikte. Özellikle, “Kendinize ait fikirlerinizi söylemekten çekinmeyin.”,” Başkalarının fikirleri sizinkine benzemeyebilir.”,” Herkesin kendine göre bakış açısı olabilir.” gibi çocuklar için çok önemli olan farkındalık düzeyinin gelişmesine de katkı sunabilecek güçlü bir yapıt olduğunu söyleyebilirim.

edebiyathaber.net (3 Kasım 2021)

Yorum yapın