1. Neden çocuklar için yazıyorsunuz?
Ben “sokaklarda oynayamayan yeni nesil”denim. Büyüdüğüm apartmanın önünden vızır vızır arabalar geçerdi. Böyle anlatınca insanların yüzünde üzgün bir ifade oluyor ama harika bir çocukluk geçirdim. Bir kitaba gömülüp saatlerce kafamı kaldırmazdım. Özellikle de fantastik edebiyatın benim için ayrı bir yeri vardı. Sürükleyici bir kitabın verdiği hissi, açtığı kapıları, gösterdiği dünyaları düşününce başka çocukların da bu duyguyu tatmasını istedim. Daha heyecan verici olan, o dünyaları benim göstermemdi.
2. Okuduğunuz ilk çocuk kitabı hangisiydi? Sizde ne gibi izler bıraktı?
Elbet öncesinde başka kitaplar okumuşumdur; ama okuduğumu hatırladığım ilk kitaplar Muzaffer İzgü’nün Ökkeş serisindendi. Size benzemeyen, farklı hayatlar yaşayan karakterlerle tanışmanın, onların hikâyelerini dinlemenin empati becerisini artırdığını düşünüyorum. Ben de okurken hem güldüğümü hem de içimin burkulduğunu hatırlıyorum. Üzerinden yıllar geçmesine rağmen Ökkeş’i düşününce yine aynı hisler açığa çıkıyor.
3. Bu kitabı keşke ben yazsaydım, dediğiniz bir kitap oldu mu?
Onlarca. Ne zaman müthiş keyif duyduğum bir kitap bulsam bu cümleyi kuruyorum. Soruyu okur okumaz da aklımda Biz Hep Şatoda Yaşadık belirdi. Tuhaf ama zaman zaman da tanıdık gelen kız kardeşliği, aidiyet duygusunu, o karanlık atmosferi Shirley Jackson gibi yakalayabilmek isterdim.
4. Çocuklara yönelik kitaplardan en son hangisini okudunuz? Kitapla ilgili düşüncelerinizi kısaca belirtebilir misiniz?
En son Frances Hodgson Burnett’in Gizli Bahçe’sini okudum. Sömürgecilik, sevgisizlik, hastalık gibi ağır temalara yer vermesine rağmen insanın içini ısıtan, gülümseten sıcacık bir kitap. Yüz yılı aşkın bir süre önce yazılmasına rağmen kolaylıkla bağ kurabiliyorsunuz. Okuduğum için çok mutluyum; hatta bu kitapla çocukken karşılaşmış olmayı dilerdim.
edebiyathaber.net (20 Nisan 2022)