Ben küçüktüm, artık babam ya da dedem mi şart koştu, yoksa Gülderen Halam mı öyle istedi bilmiyorum ama Kastamonu’ya ikimiz gittik otobüsle. Orta yaşlarında bir duldu o zaman, kaygısız görünür, yılışıklığı sevmez, kimseye eyvallah etmezdi. Tuhaf esprilerine ise sadece kendisi gülerdi. Yol boyunca halamı kollayıp muhabbet arayan yan koltuktaki kadın artık dayanamayıp, “Nerelisin kardiş?” diye sorunca, “Kiloluyum,” diye cevap verdi mesela ona; sonra yol boyunca kıs kıs güldü.
Neyse, Kastamonu Otogarı’na sabah saatlerinde indik. Ben sanıyorum ki doğruca Noter’e gidip, boşanmanın ardından halama kalmış olan arsanın satış işlemlerini tamamlayacağız, işimiz bitince de döneceğiz. Eski püskü bir taksiyle çarşıya indik önce. Halam bildiği bir dükkâna girip pide yaptırdı, ayran istedi yanına. Sonra bir bakkala girdik, iki çeşit paketli dondurmayla çok pahalı olduğu için bayramlar dışında asla alamadığım çikolatadan iki paket. Sonra başka bir taksiye binip, birtakım dolambaçlı yokuşları tırmandık ve bilmediğim bir evin önünde indik. Halam cebinden bir anahtar çıkardı, eve birlikte girdik. Mutfağa geçtik, pideyi tabağa güzelce koydu, ayranı bardağa doldurdu, bakkaldan aldığı poşeti de masaya bırakıp elini beline koyarak, “Bak,” dedi, “şimdi yemeğini ye, dondurmanı çikolatını bitir, sonra da beni bekle bu masada. Uzun sürmez. Sakın ortalığı karıştırma. Tamam mı?” Gözüm dumanı tüten pidede, başımı salladım. Sonra saf saf, “Noter burası mı hala?” dedim. Yine kıs kıs güldü. “Sen öyle say,” deyip evin başka bir odasına gitti. Kapıyı kapattığını duydum, sonra da içeriden gelen sesleri. Halam bir saat sonra çıktı, karşıma geçti, gözlerime baktı ve dedi ki: “Şimdi Noter’e gidiyoruz. Burada olanları da unutuyoruz. Yoksa bir daha ne halan olurum, ne de gezmeye götürürüm seni.” Çok korktum, hemen, “Tamam,” dedim. Sonra taksiyle çıktığımız o yokuşu seke seke inerek Noter’in yolunu tuttuk halamla.
edebiyathaber.net (11 Ocak 2023)