Hayatı, anlamı ve dili metaforlar oluştururlar. İddialı bir cümle olabilir bu fakat, cümle kurduğumuz, konuştuğumuz anları şöyle bir düşünelim. Özellikle anlaşılmayı çok istediğimiz, bir şeyi iştahla anlattığımız o anları. Bir meseleyi dümdüz mü anlatırız böyle anlarda yoksa bir şeylerden yardım alır mıyız? Benzetmelerden, atasözlerinden, imgelemelerden, mecazlardan ya da konumuz olduğu üzere metaforlardan. İnsanlar her konuştuklarında metaforları kullanırlar. Kullanırız, evet. George Lakoff ve Mark Johnson imzalı Metaforlar (Minotor Yayınları – 2022) alt başlığından da anlaşıldığı üzere Hayat, Anlam ve Dil üzerine sürekli kullandığımız fakat -bilinçli veya zaman zaman bilinçsiz- çok da farkında olmaksızın başvurduğumuz metaforlar ile ilgili kapsamlı bir bilgi dağarcığı sunuyor bizlere.
Bir Düşünce ve Anlam Genişlemesi Olarak Metaforlar
Gökhan Yavuz Demir’in çevirisi ile yayımlanıp sunumuyla başlayan Metaforlar için “Yuvamızdır” sahiplenmesi çok önemli. Çünkü metaforlar sürekli olarak hayatımızda, zihnimizde, anlatacağımız olaylarda, dilimizde, yazdığımız tüm hikâyelerde, anlam arayışımızda. Fakat tüm bunlara rağmen metaforların tam olarak neye tekabül ettiği veya neyi temsil ettiği konusunda fikir sahibi değiliz. Yani ilk etapta çeşitli yazarların kitaplarından örnekler vererek konuya giriş yapan Gökhan Yavuz Demir’in de belirttiği üzere, metafor sadece bir sorunu değil, aynı zamanda bir düşünce ve eylem sorunudur da. Tam da burada kendimize bir güzergah belirleyerek konumuzun muhatabı metaforu şuradan anlatmaya başlayabiliriz: Metafor nedir?
Kelimenin köken anlamından başlarsak; “Grekçe metaphoradan gelen “metafor” kelimesi, meta: öte ve phrein: taşımak kelimelerinden oluşarak “bir yerden başka bir yere götürmek” anlamına geldiğini öğreniyoruz. Gökhan Yavuz; “Metafor, bir forma en az iki içeriğin sığdırılmasıdır.” diye başlıyor Metafor tanımlamalarına ve “Bu, lafzi anlam ile fiüratif anlam arasında çözümü zor bir bulmaca yaratır. Metafor, metaforik bir ifadedeki bu iki anlam arasındaki gerilimin sonucudur. Metaforik ifade erilim diye adlandırdığımız şey, gerçekte ifadedeki iki anlam arasında değil, daha ziyade ifadenin iki zıt yorumu arasında vuku bulan bir şeydir. (…) Bir metafor metaforik ifadenin lafzi olarak yorumlanmasının artık mümkün olmadığı bir noktada ortaya çıkabilecek yorum boşluğunu doldurur. İfadedeki gerilime verilen cevap yeni bir anlam genişlemesidir. Kısaca bir metafor, bize daima gerçeklik hakkında yeni bir şeyler söyler.” diyerek geniş tanımlama tabanına yayıyor Metaforlar’ı.
George Lakoff & Mark Johnson ortak çalışması ile yayımlanan Metaforlar için Gökhan Yavuz’un da vurgu yaptığı üzere bir anlam genişlemesi kitabı diyebiliriz. Yazarların her ikisinin de insanların dillerini ve tecrübelerini nasıl anladıklarına dair ilgisinden doğan Metaforlar olağan/gündelik dille ilgili bir sorun değil, olağandışı dille ilgili bir sorundur denilerek ilk etapta öneminin neye tekabül ettiği anlatılmak isteniyor.
Metafor hiçbir kavramla ilgili söylenmeyecek denli beraberce, iç içe yaşadığımız bir kavram. Düşüncemize yön veren kavramlar sadece zihne özgü değilken Metaforlar bizim gündelik faaliyetlerimize yön verme özellikleriyle ön plandalar hep. Lakoff ve Johnson metaforların yalnızca bir kelime olmadıkları, yani yalnızca bir dil sorunu olmadığı insanın düşünme sürecinin büyük ölçüde metaforik olduğu yönünde fikirlerini beyan ediyorlar. Faklı bir bakış açısı bu ve bizler açısından da sadece bir dil meselesi değil hayat meselesi ile de karşı karşıya olduğumuzu anlatmaları adına önemli. Günlük kullandığımız dil ile ilgili metaforik kullanımlar adına o kadar önemli örnekler veriyorlar ki zihnimiz önemli bir açıklığa doğru yol almaya başlıyor. Mesela ilk verdikleri örnek; TARTIŞMA SAVAŞTIR. “Tartışmada yaptığımız şeylerin çoğunu kısmen savaş kavramı yapıya kavuşturur. Hiçbir fiziki çatışmanın olmadığı yerde bile şifahi bir çatışma vardır ve bir tartışmanın yapısı –hücum, savunma, karşı hücum vs.- bunu yansıtır. İşte tam da bu anlamdadır ki TARTIŞMA SAVAŞTIR metaforu bir kültürde beraber yaşadığımız metaforlardan biridir; tartışmada sergilediğimiz eylemleri yapıya kavuşturur.”
Zaman paradır, zihin makinedir, aşk bir yolculuktur, önemli olan büyüktür, tartışma bir yolculuktur, görmek dokunmaktır, aşk deliliktir, varlık gizli bir nesnedir, duygusal etki fiziksel temastır vb… Sonsuza, açıklığa doğru yol alan metaforlar dünyasından bahsedilmekte ve örnekler çoğaldıkça çoğalmakta. Son derece kişisel olan metaforlar zihnimizin ve dilimizin öznesini oluşturuyorlar. Dilimiz, ifadelerimiz olan metaforların aynı zamanda ve baskın olarak bir düşünce ve eylem meselesi olduğunu anlıyoruz. Beraber yaşadığımız metaforlar ile hakkında ve gündelik hayatımıza nerede girdikleri ve girmedikleri hakkında bir bilinç geliştirebilmek, kendini anlama, estetik tecrübe ve ritüelleri devam ettirebilme konusunda bizlerin en büyük yardımcısı olabilirliklerine dikkatimiz çekiliyor.
Metaforik Yapbozlar
Kitaptaki her bölüm sonrası bir diğer bölümün neden yazıldığı ve bulunulan bölümün neden yazılacağını açıklayarak ilerleyen çağdaş felsefeci olmasının yanı sıra bilişsel dilbilimci olan Lakoff ve yine aynı unvanlara sahip Johnson hayatın oluşumunda insan zihnine dair önemli bir yapbozu, bu yapbozun dili, anlatımı ve anlamı nasıl oluşturduğu, hayatı nasıl şekillendirdiği konusunda Metaforlar ile ilgili kaynak niteliğinde bir kitap kazandırıyorlar dil bilimi bağlamında kurgu dışı literatüre.
“Metaforlar sadece öteleri görülmesi gereken şeyler değildir. Aslında onların ötesi yalnızca başka metaforlar kullanılarak görülebilir. Metaforlar vasıtasıyla tecrübeyi kavrama yeteneğimiz, dünyayı biricik algılama ve tecrübe etme tarzlarını sağlayan metaforlarla birlikte görme yahut dokunma veyahut işitme benzeri bir duyu gibidir. Metafor, faaliyetlerimiz dokunma kadar önemli ve vazgeçilmez unsurlardan biridir.”
Hayata, zihnimize ve bilincimize dair bu denli güçlü bir yapının nasıl işlediğine dair nitelikli bir kitap olan Metaforlar’ı okumanız dileğiyle.
edebiyathaber.net (20 Eylül 2022)