Miguel de Unamuno’nun yazdığı Satranç Ustası Don Sandalio’nun Romanı, Bengi Paixao çevirisiyle Timaş Yayınları tarafından yayımlandı.
Tanıtım bülteninden
İnsanlara ve aptallıklarına katlanamaz hale gelen bir adam, sahil kenarında inzivaya çekilir fakat burada da insanlardan sıyrılamaz. Her gün gittiği dernekte satrancı adeta kutsal bir görevi yerine getirir gibi ustalıkla oynayan Don Sandalio’yla tanışır. Bu suskun adam, sıradan hayatının en büyük gizemi, çözmek istemediği bilmecesi haline gelir. Hangisi önemlidir: Don Sandalio’nun aslında kim olduğu mu, yoksa anlatıcının zihninde ona biçtiği kimlik mi? XX. yüzyılın en önemli düşünürlerinden Miguel de Unamuno, hayatının son yıllarında yayımlanan Satranç Ustası Don Sandalio’nun Romanı’nda yaşama dair temel kaygılarını ve kendine özgü roman anlayışını incelikle ortaya koyuyor; benliğin anlamını sorguluyor.
Bu kitap neden önemli
Miguel de Unamuno 98 Kuşağı olarak bilinen, İspanyol-Amerikan Savaşı sırasında aktif olan ve kendini kültürel ve estetik yenilenmeye adamış modernist entelektüellerden oluşan grubun önde gelen temsilcilerinden biridir. Bilhassa denemeleriyle 20. yüzyılın başında İspanya’da oldukça etkili olmuştur. Denemenin yanı sıra roman, oyun, şiir türlerinde de eserler vermiştir. Temelini akıl ve duygu, inanç ve mantık arasındaki gerilimden alan eserleriyle varoluşçuluk akımının temsilcilerinden biri sayılmaktadır. Mektup biçiminde kaleme aldığı Satranç Ustası Don Sandalio’nun Romanı’yla okuru “Ben kimim?”, “Öldükten sonra benden geriye ne kalır?”, “İnsanların söyledikleri kimliğimin ne kadarını oluşturuyor?” gibi sorular üzerine düşünmeye sevk eder.
En önemli cümle
“Benim Don Sandalio’m dernekte satranç oynayan değil, diğeri; beni ruhumun derinliklerine sokan, peşimi bırakmayan Don Sandalio; onun hayalini kuruyorum, hatta onunla birlikte acı çekiyorum.”
edebiyathaber.net (8 Eylül 2021)