Bu ne? Yeni kitabı mı çıkmış?

Kapak resmindeki esmer kız çocuğu, Günışığı Kitaplığı’nın Öpücük Ne Renktir? kitabından biliyordum onu. Yine soru işaretleriyle bakıyordu bana. Minimoni, bu sefer neyi merak ediyorsun acaba?

Fuar standındaki kızla bu kısacık sohbet nabzımı 100’e çıkarmaya yetmişti. Sonraki dakikalar Rocio Bonilla’yla tanışacak olmanın heyecanıyla geçmek bilmedi. Neyse ki kalbim böyle çarpıntılara alışkındı. Çocukluğumdan beri pek çok şey, hatta hemen hemen her şey beni böyle heyecanlandırırdı; karıncalar, basketbol antrenmanı, piyano sesi, koroda öğrendiğim bir şarkı; dondurma, karpuz, sadece Kuyucak pazarında bulunan cevizli pevliz, kitapçıda saatler geçirmek, yaz sıcağında denize girmek, kelimeleri ipe dizip kâğıda dökmek…

Kendimi bildim bileli, hayatım irili ufaklı mutlu heyecanlarla çevrili. Tüm bu coşku nereden geliyor peki? Yanıtı Günışığı Kitaplığı’nın yeni çevirisinde gizli: Sevgi Nedir Acaba?

Rocio Bonilla, hayatı, çizimleri ve muhteşem eğlenceli hikâyeleri ile kalbimi güm güm attıran insanlardan biri. Bu yüzden aylar önce Bologna’da imzalattırdığım kitabının Türkçe versiyonuyla okurla buluşacağını duyduğumda açıklanamaz bir mutluluğa büründüm. Açıklanamaz, çünkü kaynağı görünmez bir şeyden geliyor. Görünmediği halde çok sağlam, bir yanıyla pek nahif, diğer yandan dağları yerinden oynatabilecek kadar güçlü ve her yerde bulabileceğiniz bir şey.

Nedir o?  En iyisi Minimoni anlatsın size. 

Minimoni, yani Monika, bazen büyükleri anlamakta zorlanıyor. Özellikle de sevgiden bahsettiklerinde. Sevgi çok güçlüdür diyor büyükler, ama onu görmek mümkün değil; sevgi küçük şeylerde bile bulunabilir diyorlar, mesela böceklerin arasında mı? Sevginin insanı uçurduğundan bahseden şarkılar var, hatta bir yanıyla suladıkça büyüyen bitkilere de benziyor. Ama tüm bunlar bir türlü Minimoni’nin gözünde canlanamıyor. Acaba sevgi, hissettiklerimizle ilgili olabilir mi?

Bu tatlı kız çocuğunun peşinde sayfa sayfa dolaşın; sizi mutlu eden, heyecanlandıran her ne varsa aklınıza dolduğunu göreceksiniz. Sevgi nedir, nereden gelir, yeniden keşfedeceksiniz. Bir an durup gözlerinizi kapadığınızda, kilometrelerce öteden elinize ulaşan bu hikâye sayesinde tüm dünyanızın sevgiyle dolup taştığını hissedeceksiniz. Şahane, değil mi?

Bu hikâye, içimizi ısıtan, kalbimizi gümleten her şeye! İhtiyacımız var, sulayarak değil belki ama mutlu anları çoğaltarak, sevdiğimiz şeyleri yaparak sevgiyi büyütmeye ihtiyacımız var. Tanımadığım onlarca insanla elimde aynı kitap, imza kuyruğunda beklerken anladım bunu. Ortak heyecanların kolektif bir sevgiye dönüşmesi pekâlâ mümkün.

Bırakalım sevgiyle dolup taşsın dünya, bu da mümkün. Ne de olsa o pek sevdiğim yazarın dediği gibi, “…aşk dağıldıkça azalan bir şey değildir.”

Yaşasın çocuk kitapları.

edebiyathaber.net (5 Temmuz 2024)