MSGSÜ Çarşamba Seminerleri kapsamında 14 Ekim’de Artıkişler Kolektifi, Nihan Somay ve Merve Bedir’in “Misafirperverlik Sözlüğü’nden ‘Aidiyet Sonrası’na” başlıklı sunumu izlenebilir.
MSGSÜ Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Çarşamba Seminerleri’nin #Sınır teması kapsamındaki üçüncü sunuşu, kentsel dönüşüm, soylulaştırma, zorunlu göç, mültecilik, kentiçi emek, arşivleme ve kolektif toplumsal hafıza gibi Türkiye’de toplumsal yaşamın farklı kırılma alanlarını sorgulayan güncel ve tematik çalışmaları ile kolektif üretim ve alanları yaratmaya çalışan Artıkişler Kolektifi; KABA HAT Kolektifi üyesi, Banu Cennetoğlu ile birlikte Liste’yi üreten, sosyal ve ekonomik prekarya bağlamında sanat yayınlarının araştırılması ve üretimi üzerinde çalışmakta olan Nihan Somay; Misafirperverlik Sözlüğü (Istanbul) ve İstisna Nehir (Plovdiv) küratörü, Kenti Yeniden Öğrenmek Programı (Shenzhen) kurucusu mimar ve araştırmacı Merve Bedir yapacak.
“Misafirperverlik Sözlüğü’nden ‘Aidiyet Sonrası’na” başlıklı sunuşlarının tanıtım metninden:
“… yabancı, öncelikle misafirperverliğin yükümlülüklerinin kurgulandığı yasal dile yabancıdır; sığınma hakları, bunun sınırları, normları, uygulanışı, vs. O, kendisinin olmayan, evin hakimi, ev sahibi, kral, lord, otorite, ulus, devlet, baba…’nın O’nu zorladığı bir dilde misafirperverlik istemek zorundadır. Bu şahsiyet, O’nu kendi diline çeviriye zorlamaktadır ve bu ilk şiddet eylemidir. (Jacques Derrida, Misafirperverliğe Dair)
Misafirperverlik Sözlüğü, misafir, ev sahibi ve misafirperverliğe dair iç içe geçmiş kavramları ve yanılgılarını ortaya çıkarmayı amaçlamıştı. Sergi, misafir ve ev sahibi arasındaki pek çok sorumluluk ve gerilim içeren ilişkiyi ve bunun göstergelerini Istanbul mekanları üzerinden incelemeye çalıştı: İnsanlar kentte ne zaman misafir ne zaman ev sahibi olurlar, ne zaman birbirine ziyaretçi ne zaman yabancıdır? Hangi durumda birbirlerine düşman hangi durumda tutsak olurlar? Misafir nasıl görünmez olur?
Son bir yıldır, 2’inci Dünya Savaşı’ndan beri belki sesi en fazla duyulur şekilde yeniden sürekli geçicilikten, göçebeleştirilmekten bahsediyoruz. Avrupa yolunda Avrupa sınırlarında ölenleri rakamlarla toplayıp çıkarıyoruz. Hiç kimseye ait olmayan mekânlara bakıyoruz: Kabul merkezlerine, nehirlere, boş binalara, şehir-dışı arazilere: ‘Aidiyet sonrası’nın[1] mekânlarına, Ovcha Kupel’den Amman’a.
Bu toplantıda yukarıdaki konuları tartışacağımız sunuşların yanında, herkesi ‘temsilden harekete nasıl geçebileceğimiz’[2] hakkında birlikte sesli düşünmeye davet ediyoruz. Yıkımın yarattığı enerjiyi nasıl dönüştürebiliriz?”
[1] Oslo Trienali (2016): Aidiyet Sonrası (http://oslotriennale.no/afterbelonging)
[2] Artıkişler (Otonom Arşivler: bak.ma, pad.ma ile buluşuyor)
edebiyathaber.net (13 Ekim 2015)