Dünya edebiyatının sevilen iki romanı, Miguel de Cervantes’ten Don Kişot ve Victor Hugo’dan Notre-Dame’ın Kamburu, Mundi Çocuk etiketiyle raflarda yerini aldı. Çocukları iyilik, kötülük ve adalet gibi kavramlar üzerine düşündürtecek olan eserler, usta yazarların akıcı dili ve anlatımıyla okurları sürükleyici bir maceraya çıkaracak.
Basın bülteninden
Mundi Çocuk, dünya edebiyatının sevilen iki romanını çocuklarla buluşturuyor. Miguel de Cervantes’ten Don Kişot veVictor Hugo’dan Notre-Dame’ın Kamburu romanları bu ay Mundi Çocuk etiketiyle raflarda yerini alıyor. Sürükleyici hikâyeleriyle farklı dünyaların kapısını aralayan iki kitap, aynı zamanda çocukları insan ruhu, iyilik ve kötülük, adalet üzerine düşünmeye itiyor.
Yel değirmenleriyle savaşan bir kahraman…
Asıl adı Alonso Quejana olan İspanyol soylusu bir adam, okuduğu şövalye hikâyelerinden öyle etkilenir ki, adını Don Kişot olarak değiştirir ve sadık yaveri Sancho Panza’yı da yanına alarak, atları ve kalkanlarıyla yola koyulur…
Don Kişot’un adaleti ve iyiliği savunmak için atıldığı olağanüstü maceraları anlatan, Cervantes’in klasik eseri Don Kişot, mizahla harmanlanmış trajik olay örgüsüyle edebiyatın unutulmayan eserlerinden biri. Cervantes’in ilk modern roman olarak kabul edilen eseri, yel değirmenleriyle savaşan bir kahramanın sürükleyici hikâyesi olarak zihinlere kazınıyor.
Dansçı Esmeralda ile çanların koruyucusu Quasimodo
Usta yazar Victor Hugo, Fransız edebiyatının en önemli klasiklerinden biri olan Notre-Dame’ın Kamburu’nda, merhameti, zulmü, karanlık duyguları, tutkuyu kısacası insana dair her şeyi, sürükleyici bir dille kelimelere döküyor. Dansçı Esmeralda, katedral çanlarının koruyucusu Quasimodo, Prens Phoebus ve rahip Frollo’yu merkeze alan roman, onlar üzerinden insan duygularını irdeliyor.
Keçisi Djali’nin eşliğinde tef çalıp Paris sokaklarında dans ederek hayatta kalmaya çalışan şehirli Esmeralda, sevdiği adamı öldürmekle suçlanıp idama mahkûm edilir. Notre-Dame’ın zangoçu kambur Quasimodo onu kurtarmak için mücadele ederken, kendi duygularıyla baş edemeyen rahip Frollo, başka planların peşindedir. İyi ve kötüyü, çirkin ve güzeli sorgulatan bu sürükleyici roman, Victor Hugo’nun akıcı dili sayesinde okuyanda Notre-Dame Katedrali ve Paris sokaklarında geziyormuş hissi yaratıyor.