Yeni kurulmasına karşın yayımladığı kitaplar ve edebiyat anlayışıyla yayın dünyasında kendine önemli bir yer açan ON8‘in Yayın Yönetmeni Müren Beykan ile söyleştik:
Adınız niçin ON8? 18 yaş ve üzeri kitaplar mı bunlar? “Sakıncalı” mı?
ON8, bir yaş sınırı olarak anlaşılmamalı, her ne kadar bir gençlik sesi barındırıyor olsa da. ON8’i edebiyatta farklı bir seçki, gençliğe ilişkin konuların ve gençliği merkez alan bir bakışın edebiyat içinde hayat bulduğu bir yayın anlayışı olarak tanımlamak daha doğru. Burada ON8, bir anlamda okur olarak ebeveyn ve kurum denetiminden çıkmış, kendi kitabını aramak anlamında rüşte ermiş okuru anlatıyor. 15, 18, 28, okura göre değişir; burada sözü edilen, edebi on sekiz. “Sakınca”ya gelince, bizce hiçbir sakıncası olmasa da, ülkemizde sakınca tanımı günden güne genişliyor ne yazık ki.
Edebiyatın genç ve yetişkin olarak ayrılabileceğini düşünüyor musunuz?
Böyle bir ayrımı elbette kabul etmiyoruz. ON8, “gençlik edebiyatı” gibi belirsiz bir tanımla sınırlamıyor kendini, hatta “beni sadece gençler okur/okusun” da demiyor. Her yayınevi, her editörlük edebiyata dair bir önerinin, seçkinin ve karakteristik bir bakışın taşıyıcısıdır aslında. ON8; edebiyatı tanımlamıyor, ona alt başlıklar koymuyor, sadece edebiyatı tarıyor, içinden belli öneriler geliştiriyor, tıpkı bir okur gibi seçimler yapıyor. Konuları itibariyle önce genç okurlara konuştuğu ve onların edebiyattan zevk alması için uğraştığı, seçimlerini ona göre biçimlediği doğru. Hatta, “ben de varım!” sloganıyla girdik piyasaya. Ancak, gençlik konularına/duygularına yakınlık duyan herkes okurumuz bizim.
ON8, Günışığı Kitaplığı’nın alt markası olarak boy gösterdi. Çok farklı iki okur kitlesi için çalıştığınızı söyleyebilir miyiz?
Günışığı Kitaplığı‘nın yaş alıp edebiyatın engin sularına dalan ergen okurlarını yalnız bırakmak istemedik; onlar da bizi bırakmak istemiyordu. Dolayısıyla ON8 bambaşka bir marka olarak, “genç yetişkin” (young adult) denebilecek bir edebiyatı kucaklamak üzere yola çıktı; Günışığı Kitaplığı’yla benzerliği olmayan bir koleksiyonu hedefliyor. Ama her ikisinin de ortak noktaları yok değil: Okurunu önemseyen, edebiyatla tanışmayı olabildiğince erken yaşlarda mümkün kılmaya çalışan ve bu anlamda uzmanlaşmış editörlüğe önem veren yapılar olmaları en önemli ortaklıkları. Ancak, bu çatı-anlayış altında, her iki marka için de farklı yayın kurullarıyla, farklı ölçütler çerçevesinde çalışıyoruz.
ON8 kitaplarının seçiminde ölçütleriniz nelerdir?
Edebiyatta, öncelikle kendimiz okur olarak zevk aldığımız her türlü edebi eseri değerlendiriyoruz. Belki de neyi ölçüt almadığımızı söyleyerek başlasak daha doğru olur: Gençlik edebiyatı adı altında üretilen şablonlardan özellikle kaçıyoruz. Genci çözülmesi gereken bir “sorunlar toplamı” olarak ele alan metinlerden uzak durmakla başlıyoruz işe. Son yıllarda sıkça tekrarlanan fantastik kurgulara yenilerini eklemek de istemiyoruz mesela. Edebi zevkimizi de metnin evrensel değerlere yaklaşımı, ayrımcılığın her türüne karşı duruşu, okuru umutsuzluğa sürüklememeye gösterdiği özen noktasında, tekrar tekrar değerlendirmeye alıyoruz.
ON8, yerli yazarların kitaplarını basmayı düşünüyor mu?
Elbette. Hazırlıklarımız bu yönde. Bizi izlemeye devam edin, sürprizlere hazır olun.
edebiyathaber.net (30 Mayıs 2012)