Yol ya da yolculuk değildir insanı yıpratan, araya giren mesafedir aslolan!
Çocukluk günlerimize çok sık döner olduk bu günlerde. çoğul konuşuyorum çünkü etrafımdakiler de aynı durumda. Sohbet konusu çocukluk olunca herkesin gözünde bir buğulanma, Yüzünde bir hüzün beliriyor. çocukluğunu kötü anımsayana ve anlatana rastlamadım henüz. Hem de onca yoksulluğa ve yoksunluğa rağmen. Günümüz çocuklarına bakınca her türlü olanağa sahip olmalarına rağmen mutsuz olmalarına anlam veremiyorum. Nedir bunun altında yatan neden? Bir miktar değer kavramları olmamasına bağlıyorum.
İstemeden, beklemeden, ihtiyaç duymadan sahip olmaları da bir başka neden olabilir. Mutsuzluğun nedenleri irdelenip çoğaltılabilir fakat konu onların mutsuzluk nedenleri değil. Bizim çocukluğumuzdaki mutluluğumuz. Yoksulluk ve yoksunluğa rağmen mutluluğumuzun nedeni de “değerlerle” yetiştirilmemiz olsa gerek. Bize bu değerleri aktaran masallarımız vardı. Masalları okuyan- anlatan ebeveynlerimiz, büyüklerimiz. Şimdilerde çocuklar odalarnda, ekran başında, yalnız başlarına büyüyorlar. Onlara masal okuyacak-anlatacak büyükleri de yok, masallar da yok. Albert Einstein’a atfedilen bir söz var. “Çocuklarınızın zeki olmalarını istiyorsanız onlara masal okuyun, eğer onların daha zeki olmalarını istiyorsanız onlara daha çok masal okuyun.” Cemal Süreya ise bu konuda “Küçükken masal dinlememiş çocuklar, büyüdüklerinde kedi resmini bile cetvelle çizer” demiş. Masalın eğitimdeki yerini fazlasıyla vurguluyor bu sözler. Herkesin bir yerlere yetişme telaşında olduğu hız dünyasında masallara ve değerlerin aktarılmasına emek veren yazarlarımız var hâlâ neyse ki. Hayal K. Tuncer imzalı iki kitaptan söz edeceğim bugün. “Evvel Zaman İçinde/ Masallarla Değerler 1-2.” Final Kültür Sanat Yayınları tarafından yayımlanan bu iki kitapta toplam on masal yer alıyor. İlk kitapta okurlar “merhamet, cesaret, iyilikbilir olmak, sadakat, çalışkanlık, emeğe saygı, adalet, hoşgörülü olmak, dürüst kazanç sağlamak” kavramlarıyla-değerleriyle karşılaşıyor okuduğu masallarda. İkinci kitapta ise “dürüstlük, yardımlaşma ve dayanışma, cömertlik, dostluk, iyilikseverlik, fedakarlık, hatadan dönmek, kanaatkarlık” kavramları karşılıyor okuru.
Şöyle yazıyor arka kapakta. “Bir zamanlar zamanın başlangıcında insanlar masallarla büyüdüler. Büyükten küçüğe aktarılan bu masallar çocuklara büyük bir serüvenin kapılarını aralarken, aynı zamanda öğüt dolu sırlar barındırıyordu. (…) dünden bugüne taşıdıkları evrensel değerleri okurlarının kulaklarına fısıldıyor.”
Yazının başında sözünü ettiğim konuyu da destekliyor bu satırlar. Bugünün çocuklarının masalları ve değerleri yok ne yazık ki.
Çocukları masallarla buluşturmalıyız. Çocukları değerlerle tanıştırmalı, onları o değerlere sahip çıkan bireyler olarak yetiştirmeliyiz. Böylelikle nitelikli bir insan, gerçek anlamda insan olarak yetişmelerini sağlayabiliriz. Sonrasında bu çirkin dünyaya direnmeyi de öğretebilirsek mutlu bir yaşamları olacaktır sanırım. Onlar bu değerlerle tanışırken bizim için de bir anımsama fırsatı olacaktır bu masallar.
Yazarın dediği gibi “Dünyayı sevgi kurtaracak ve bir insanı sevmekle başlayacak her şey.” O zaman masal yolculuğu başlasın.
edebiyathaber.net (22 Temmuz 2024)