Nasır tutmuş ellerimi, bilirim. Bir ah çekmek kadar ciğeri yanmış ellerimi… İğrenç geliyor belki de önceden söylediğim iki cümle. Ben şimdi bu ellerimi nereye gizlesem… Ceplerim. Göğsüm. Yüzüm. Hayır. Hayır. Hayır. Masamdaki zarlar bile düşeş. Yüreğim, her yerim yamalıyken… Terziler biçemez ellerime o teneşirin üzerinde giydiğim kefeni. Öldüm mü anne? Anne, öldüm mü? Ölümle mi sınanıyorum? Ellerim anne! Sevmek isterken o altın saçlarını sevdiğimin. Hiç bu kadar uzak olmamıştım ölüme. Koltuk altımdaki üç beş şiir hiç mi hiç zihnimi bu kadar… Ne yapsam ellerim yağmurdan kaçırılan bir şemsiye kadar tuhaf kalıyor bu dünyada. Anne, sevmek de neymiş ellerim böyleyken? Sevmek anne! Hiç bu kadar güzel yakışmamıştı üzerime. Utanıyorum anne! Anne, utanıyorum! Sevmenin yüzüne bakmaya utanıyorum. Anne, sevdam deyip sevmenin o güzelliği avuçlarımda. Sevdam. Sevdam. Sevdam.
edebiyathaber.net (4 Mart 2023)