Onur Akyıl’ın “Nâzım Hikmet: Anlamı Örgütleyen Ozan” adlı biyografi kitabı Gerekli Kitaplar etiketiyle yayımlandı.
Tanıtım bülteninden
“Ben bir insan
Bir Türk şairi Nâzım Hikmet
Ben tepeden tırnağa insan
Tepeden tırnağa kavga, hasret ve ümitten ibaret…”
Nâzım bu dünyadan geçmemiştir, bu dünyada kalmıştır. Tıpkı “büyük”lüğün öznenin yerini alışı, onun adına anılışı gibi, Nâzım da birçok şeyin yerini alan, onlar yerine anılan başka bir şey olarak başarmıştır bunu.
“Hayatı bir direniş biçimi olarak” yaşayan Nâzım Hikmet’in çocukluğuna, ilk gençliğine, Resimli Ay dergisiyle başlayan serüvenine ve dostu Vâlâ’yla “iyi bir komünist olmak için” gittiği Sovyetler’deki hayatına doğru yolculuğa çıkacaksınız.
Nâzım’ın nasıl Nâzım olduğunun hikâyesi…
Arka kapaktan
“İnsanlar, okurlar, edebiyatçılar, komünistler her Nâzım dediklerinde hep başka bir şeye gönderme yaparlar. Nâzım’ın kendisine dönen, kendisine erişen göndermeler ise aslında hiç de ilginç olmasa da ilginçtir, ilginç olduğu düşünülebilir; böyle söylenir.
Böylelikle süren şey Nâzım’dan çok, politik olandır aslında, sağlanan budur. Dolayısıyla Nâzım’ın bunu hak edip etmediğine hep yeniden bakmak gerekir. Bu anlamda yapılmış bir çalışmadır bu; bir biyografidir elbette, bir Nâzım biyografisidir. Fakat açık olan başka bir şey var ki, biyografi çalışmalarında genel olarak ele alınan, üzerine çalışılan ismin hayatından, yaşamının önemli noktalarından ya da ayrıntılarından bahsedilirken yaşamayan bir şey çıkar ortaya; yaşanmamış gibi duran bir hayat. Kuru bilgiler, seçilmekte ve istiflenmekte zorlanılmış ayrıntılar, durup dururken üzerine gidilen ve neredeyse ele alınan ismin hayatıyla yakından uzaktan ilgisi olmayan başka başka meseleler… Kısacası, gerçekten de biyografi en zor çalışma türlerinden biridir hele ki söz konusu Nâzım gibi bir isim olduğunda.”
Onur Akyıl’ın “sunuş” yazısından
edebiyathaber.net (22 Kasım 2019)