“Yaşar Kemal’in İnce Memed isimli romanını Rusça’ya çeviren Nâzım Hikmet’tir.” Birkaç gün önce sosyal medyada bu paylaşımına rastlayınca tabii ki heyecanlandım. Çünkü benim için çok yeni bir bilgiydi. Nâzım Hikmet’in birçok biyografisini okumuştum ama bu bilgiye rastlamamıştım. Büyük bir şair, büyük bir yazarın efsane romanını kendi dilinden, Türkçe kadar iyi bildiğini düşüneceğimiz bir dile, Rusça’ya çevirmişti. Üstelik benim bildiğime göre Nâzım Hikmet Türkçeden yabancı dillere hiç çeviri yapmamıştı. Tabii yanılıyor olabilirdim, konunun yani Nâzım Hikmet’in yaşam öyküsünün uzmanı değil, meraklısıyım.
Nâzım Hikmet İnce Memed’i ne zaman çevirmiş, diye internette arayınca Wikipedia’nın Türkçe uygulamasının “İnce Memed” maddesinde “İlk olarak 1957’de Bulgarcaya çevrilen romanı 1959’da Nâzım Hikmet Rusçaya çevirdi,” bilgisine ulaştım. Bu bilgi birçok internet sitesinde de tekrar ediyordu. Aynı aramada Twitter’dan da paylaşımlara ulaştım. Birçok kişi İnce Memed’i Rusça’ya Nâzım Hikmet’in çevirdiğini yazmış. 34 bin takipçili Tekin Deniz’in hesabından ise şöyle bir bilgi paylaşılmış; “Nâzım Hikmet’in son büyük heyecanı ise Yaşar Kemal. Öldüğü hafta, Yaşar Kemal ile buluşacak. İnce Memed’i çok sevmiş Nâzım Hikmet. Rusça’ya çevirmeye çalışıyor. Vera’nın anlattığına göre çok heyecanlanmış Yaşar Kemal’i göreceği için. Kalbini zorlamış olmalı bu durum…” Yani Nâzım Hikmet’in ölüm sebebi olan kalp krizinin İnce Memed’i Rusça’ya çevirmesinin verdiği heyecan olduğu ima ediliyor ya da öyle anlıyoruz. Tabii çevirmek istemiş ama başlayamamış, başlamış bitirememiş de olabilir. Yaşar Kemal’i göreceği için heyecanlanması ilginç, çünkü daha önce Paris’te buluştuklarını biliyoruz.
Melih Güneş’le “Nâzım’ın Evinde Vera’nın Sofrasında” kitabını hazırlayan usta sinemacı, yazar Arif Keskiner şöyle anlatıyor: “Yaşar Kemal de İngilizce öğrenmek için Tilda ile beraber Cambridge’e gitmiş. Nâzım’ın Paris’te olduğu haberini alınca hemen onların yanına gitmişler. O güne kadar hiç tanışmamışlar fakat Yaşar Abi, Nâzım hayranı. Nâzım da Moskova’da Yaşar Kemal’i hiç tanımadığı halde kitaplarını çevirtiyor, bastırıyor. Ve ilk defa Paris’te karşılaşıyorlar. Yaşar Abi bunu anlatırken mutluluktan ölürdü” (bkz. https://www.birgun.net/haber/nazim-in-evine-gittigimizde-vera-dan-randevu-aldik-109446).
Nâzım Hikmet 3 Haziran 1963’de vefat ettiğine göre çeviri ölümünden sonra yayınlanmış diye düşünebiliriz. Yani elimizde iki tarih var; Wikipedia’ya göre 1959’da Tekin Deniz’in Twitter paylaşımından yola çıkarak öngördüğümüze göre 1963 sonrası Nâzım Hikmet’in İnce Memed çevirisi yayınlanmış olabilir.
Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı’nın internet sitesinde Öner Yağcı’nın hazırladığı, eserleri yanında hakkında yazılmış kitapları da içeren geniş bir kaynakça vardır (https://www.nazimhikmet.org.tr/nazim-hikmet/bibliyografya/). İlk iş olarak oraya bakıyorum. İnce Memed çevirisi bir yana Nâzım Hikmet’in yabancı dillere yaptığı herhangi bir çevirisinin yayınlandığına dair bilgi yok. Olmaması da normal karşılanabilir, çünkü kaynakça sadece Türkçede basılan eserleri kapsıyor. Keşke Nâzım Hikmet’ten dünya dillerine yapılan çevirilerin de bibliyografyasına ulaşılabilinse.
Nâzım Hikmet’in yabancı dillere yaptığı çeviriler bilinmiyor ama Türkçeye birçok çeviri yaptığı biliniyor. En çok bilinen çeviri eseri Bursa Cezaevi’nde yatarken, 1942’de Zeki Baştımar’la birlikte çevirdikleri Tolstoy’un Harp ve Sulh’üdür. Üç cilt halinde yayınlanan bu dev eseri çevirmenlerden biri hapiste diğeri dışarıdayken mektuplaşmalarla nasıl birlikte çevirdikleri de tabii ilginç bir öyküdür. Sezin Aydemir’in “Nâzım Hikmet’in çeviri serüveni” başlıklı makalelerini okumanızı öneririm. (https://t24.com.tr/k24/yazi/nazim-hikmetin-ceviri-seruveni,1909 ve https://t24.com.tr/k24/yazi/nazim-hikmet-harb-ve-sulh,2028).
Nâzım Hikmet’in 1930’lu yıllarda önce kendi adıyla, sonra Orhan Selim mahlasıyla Jack London, Çehov gibi yazarlardan öyküler çevirip gazete ve dergilerde yayınlattığı da biliniyor. Bu öykülerin bir derlemesi de kitap olarak bütün eserleri arasında yayınlanmış ve halen baskısı mevcut. Sovyetler Birliği Anayasası’nı dilimize çevirmekle uğraştığı, İpek Film stüdyosunda çalışırken filmleri Türkçeleştirdiği, 1938’de hapse girdiğinde Toska operasının librettosunu Türkçeye çevirdiği biliniyor. Yrd. Doç. Dr. Sevdiye Köksal, “Bir Çevirmen: Nazım Hikmet” başlıklı araştırmasında “1949 yılında Nazım’ın La Fontaine’den Masallar’ı Ahmet Oğuz Saruhan takma adıyla Ahmet Halit Kitabevi tarafından yayımlanır; bu çeviri yapıtın yayımlanmasından sonra 29 yıl boyunca Nazım Hikmet’in kitapları Türkiye’de basılmaz” diyor (bkz. https://www.insanokur.org/bir-cevirmen-nazim-hikmet-yrd-doc-dr-sevdiye-koksal/). Nâzım Hikmet’in Dünya’da yayınlanmış tüm kitaplarının ilk baskılarını derleyen “Ellerin İzinde” çalışması ile de tanıdığımız Melih Güneş’e danıştım. Verdiğim bilgi Melih’in de ilgisini çekti. Rusça kaynaklarda bir tarama yapmış. Yaşar Kemal’in İnce Memed’inin Rusça’ya çevirisinin ilk baskısının 1959 olduğunu, çevirinin “Yabancı Edebiyat Yayınevi”nden çıktığını, çevirmenlerin de M. Kerimov ve G.P. Alexandrov olduğu bilgisine ulaştık.
“Yaşar Kemal’in İnce Memed isimli romanını Rusça’ya çeviren Nâzım Hikmet değildir, M. Kerimov ve G.P. Alexandrov’dur” desek ne olur? Tabii ki internette bu bilgi uçar gider ama “İnce Memed’i Rusça’ya Nâzım Hikmet çevirmiştir” bilgisi her zaman kalır. Zira doğru olan değil, ilginç bilgi geçerli günümüzde.
edebiyathaber.net (7 Eylül 2022)