Boğaziçi Üniversitesi, Nâzım Hikmet’in 53. ölüm yıldönümünde usta şair ve yazarı “Rus Kültür Devrimi, Konstrüktivizm ve Nâzım Hikmet” konferansı ile andı. Boğaziçi Üniversitesi Atatürk Enstitüsü öğretim üyelerinden Prof. Dr. Zafer Toprak’ın konuşmacı olduğu konferansta, Nâzım Hikmet’in edebi kişiliğinin oluşumunda etkili olan sanat akımları üzerinde duruldu.
Boğaziçi Üniversitesi Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Araştırma Merkezi tarafından düzenlenen konferansta bir konuşma yapan Prof. Dr. Zafer Toprak, evrensel bir sanatçı olan Nâzım Hikmet’in zaman, mekân ve alan olarak üç ana eksende anlaşılabileceğini söyledi.
Toprak, zaman olarak, Nâzım Hikmet’in iki savaş arası dönemde, tarihçilerin bunalımlı bir dönem olarak adlandırdığı zaman aralığında eserlerini verdiğini belirterek Nâzım’ın mekân olarak sadece Türkiye sınırları içerisinde kalmadığını, evrensel bir yazar olduğunu vurguladı. Alan olarak ise sadece bir edebi alanda eser vermediğini belirten Toprak, özellikle siyasi bir kişiliğe sahip olan Nâzım Hikmet’in bu özelliğinin göz ardı edilmemesi gerektiğinin üzerinde durdu.
Hikmet’in Türkiye’de Meşrutiyet’in ürünü iki edebiyat akımından birisi olan Yeni Edebiyat’a mensup olduğunu ifade eden Toprak, Nâzım Hikmet’in Milli Mücadele yıllarında Rusya’da bulunduğunu ve edebi kimliğinin bu dönemde gerçekleşen Rus Kültür Devrimi’nin etkisi altında geliştiğini ifade etti. Rus Kültür Devrimi’ni ve buna yola açan siyasi ve toplumsal olayları anlamanın Nâzım Hikmet’in sanatını anlamak açısından büyük bir öneme sahip olduğunu belirten Zafer Toprak, Rus Kültür Devrimi’nin 19 yy’da ortaya çıkan Modernizm ile ilgisinden söz ederken bu dönemde ortaya çıkan Sembolizm, Dadaizm, Fütürizm gibi avangart düşünce akımlarının hepsinin, kapitalizmin altın çağının geride kaldığı bir dönemde yerleşik evrensel değerlere tepki olarak doğduğuna dikkat çekti.
Toprak, fütürizmin geleceği kutsayan ve geçmişten kopmayı öngören anlayışının, Nâzım Hikmet’in Resimli Ay dergisinde yayınlanan “Putları Yıkıyoruz” yazısının da temeli olduğunu ifade etti. Bu yazısında Nâzım Hikmet’in Mehmet Emin Yurdakul, Abdülhak Hamit ve Yakup Kadri gibi ‘’geçmişte kalmış’’ yazarları eleştirdiğini belirterek geleceğe dönmek gerektiğini savunduğunu ekledi.
Toprak ayrıca Nâzım Hikmet’in Rus fütüristlerinden Mayakovski’nin etkisinde kalarak yazdığı “Makineleşmek İstiyorum” isimli şiirinin edebi kişiliği ile ilgili çok şey anlattığını vurgulayarak, usta şairin tüm bu aşamalardan geçtikten sonra toplumcu gerçekçi edebiyat adına çok önemli bir alan açtığını sözlerine ekledi.
edebiyathaber.net – (6 Haziran 2016)