Nazmi Özüçelik’in “Hayat Bir Tutan Çörekotu Tadında” adlı öykü kitabı Kitap Cumhuriyeti’nce yayımlandı.
Kitap hakkında:
Okumaya başlayacağınız kitap, oldukça dikkat gerektiren öykülerden oluşuyor. Bir imgeden ya da temadan bir bütüne doğru gittiğinizi sandığınız anda, o bütünün paramparça olduğunu ancak noktayla göz göze geldiğinizde anlayacaksınız. Çünkü her bir öykü, aklınızdaki boşlukları doldura doldura ilerliyor ama yolun sonunda sayısız eksikliklerle baş başasınız artık. Söz, yeni bir evre kazanmış ve geçmişin bütün izleri eleştiri eleğinden geçerek insancıl renklere bürünmüştür adeta…
Sözün her anlamı; sanattan sosyal yaşama, ikili ilişkilerden toplumsal yaralara kadar güçlü bir politik eleştiriyle yüklüdür. Kurulan çok sade bir cümle, tasvir edilen sıradan bir berber dükkânı, anımsanan sevimsiz bir geçmiş ya da herhangi bir roman kahramanı; hepsi bu derin eleştiren payını alır. Bu yüzden, Hayat Bir Tutam Çörekotu Tadında’daki öyküleri bir solukta okuyup geçemeyeceksiniz. Mutlaka kaçırdığınız bir imge olacaktır ve geriye dönüp tekrar tekrar…
Yazar, bütün öykülerinde samimi bir dili ve anlatımı seçmiştir. Çünkü masanın üzerini bir sürü şeyle doldurmak dikkati dağıtır…
Kitaptan:
Kapının ağlayan bebek zil sesiyle irkildim. Bilgisayarlı koltuğumdan fırladım, gidip kapıyı açtım. Karşımda şakakları kırlaşmış olgun yaşta bir adam, elinde katlanmış ekranıyla bana bakıyor.
“Buyurun,” dedim.
“Ben…” dedi. “Soğuk Bakanlığı’ndan geliyorum. Buzdolabı denetçisiyim.”
Ah! İşte korktuğum başıma geldi. Bir umutla, “Sanki yakında gelmişlerdi,” diyecek oldum.
“Geçen ay Miladi takvimin kaldırılmasıyla ortaya çıkan bir durum: Yenilemek zorundayız,” dedi.
Ayakkabılarını kapının önünde çıkarırken, “Size verilecek terliğim yok, ne yazık ki” dedim. “Neden galoş takmıyorsunuz?”
“Yasaklandı,” dedi. “Duymadınız mı? Yanlışlıkla evde unutulan bir galoş yüzünden üç yaşındaki bir çocuğun ölmesiyle sosyal medya ayağa kalktı. Başına geçirmiş. Boğularak ölmüş.”
“Onu duymuştum, ama yasağı duymadım,” dedim.
“Mikro delikli galoşlar üretilene kadar galoş kullanılmayacak,” dedi.
“Devletin vatandaşını düşünmesi güzel,” dedim.
Alaycı bir gülümsemeyle: “Yok canım, göründüğü gibi değil,” dedi. “Küresel Yargı böyle durumlarda mağdur ailelere ödenecek tazminatın alt sınırını daha da yükseltmiş. ‘Böyle birkaç olay daha olursa, bakanlık bütçesi sarsılır,’ diyorlar.”
Beni toy bir genç olarak görmemesi için, “Tabii ki, öyle,” dedim.
Nazmi Özüçelik kimdir?
İzmir Namık Kemal Lisesi’nden mezun oldu. İstanbul Teknik Üniversitesi’nde Kimya mühendisliği, İstanbul Üniversitesi’nde İşletme Ekonomisi Yönetimi Uzmanlığı (MBA) ve Avustralya’da Tasmanya Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi’nde Resim ve Seramik öğrenimi gördü.
Avustralya’da yaşadığı dönemde, 4EB Radyosu Türkçe Bölümünde dört yıl programcı ve sunucu olarak amatör radyoculuk ve uzun yıllar Etnik SBS Radyosu için Türkçe Bölge Muhabirliği yaptı. Sidney’de çıkan haftalık Dünya Gazetesi’nde iki yıl köşe yazıları yazdı. “Meryem Kız” adlı öyküsü 2008’de ‘Sözcükler Edebiyat Dergisi’nde yayımlandı. Yurt dışındaki bir yarışmada “Hasan’ın Öyküsü” adlı öyküyle ikincilik ödülü aldı.
Akşam Ötüşleri adlı ilk şiir kitabı 2016 yılında, Kalbi Kırıklar Cenneti adlı ilk öykü kitabı ise 2019 yılı başında yayımlandı.
Yazarın edebiyat ve sanat üzerine yazıları yakın geçmişte Oggito ve İzlekler Sanat Dergisi’nde ve “Sanat ve Teknoloji” başlıklı derlemesi İzlekler’in Sanat3 kitabında yer aldı. Parşömen Sanal Fanzin’deki düzenli günlük yazılarının yanında, aynı dergide edebiyat/sinema üzerine deneme/eleştiri yazılarını da sürdürmektedir.
“Hayat Bir Tutam Çörekotu Tadında” adlı öykü kitabı Ocak 2022’de Kitap Cumhuriyeti’nce yayımlanmıştır.
Kitabı ücretsiz olarak indirmek için>>>
Kitap Cumhuriyeti hakkında her şey>>>
edebiyathaber.net (1 Şubat 2022)