Necla Akdeniz’e 6 soru | Can Öktemer

Nisan 22, 2022

Necla Akdeniz’e 6 soru | Can Öktemer

En son okuduğunuz kitabın adı nedir?  İzlenimlerinizi öğrenebilir miyiz?

Son okuduklarım arasında beni en fazla etkilen kitap olarak yanıtlayayım sorunuzu. Jenny Erpenbeck’in yazdığı “Gidiyor, Gitti, Gitmiş” isimli mültecileri konu alan roman. “Ötekinin  ne’liği” üzerine yazılmış sahici, sarsan, ısıran romanlardan biriydi. İlginç bir tarzı var Erpenbeck’in. Mültecilik gibi bir olguyu, genellikle görmezden gelinen bu sorunu, görünür kılmak ve gündelik yaşama dâhil etmek gibi bir derdi üstlenmiş yazar bu romanda. Hep söylendiği üzere; romanlar bir görüşü, bir düşünceyi savlayan ya da bilgi veren, fikir beyan eden metinler olmamalı, sadece göstermeli, asla  savunmamalı…, tarzındaki eleştirilere aldırış etmeden, kendi özgün üslubuyla yazmış Gidiyor, Gitti, Gitmiş’i.

Son okuduğunuz kitapta, en beğendiğiniz cümle ya da alıntı nedir?

“Nereye gideceğini bilmiyorsa eğer, nereye gider bir insan?”

Yeni bir kitaba başlamadan önce arkadaşınızdan mı tavsiye alırsınız, kitap eklerinden mi yararlanırsınız yoksa tamamen sezgilerinizle mi hareket edersiniz?

Tamamen sezgilerimle hareket ederim. İçimdeki yazma arzusunu harekete geçiren, bir derdi, bir muradı olan, elbette edebi tarzda yazılmış kitapları seçerim.

Keşke bu kitabı ben yazsaydım dediğiniz bir kitap var mı?

Anna Kavan’ın “Buz” adlı romanı. Edebiyatın en kaotik cadısı, ismini verdim ona. Buz’u okur okumaz diline, sözcüklerine ve düş gücüne hayran oldum yazarın. Buz kadar kaygan, kırılgan ve batan bir dille yazılmış distopik bir roman Buz. Gökyüzüne karşı yeraltının, güneşe karşı ayın, aydınlığa karşı karanlığın, sıcağa karşı soğuğun, yağmura karşı karın, kısaca kitonyen dünyaların sesi olmuş.  

Yazdıklarınızı ilk olarak ne zaman gün ışığına çıkardınız ve ilk kimlere okuttunuz?

Beş yaşından beri yazar olmayı hayal eden biri olarak yazmaya geç başladım maalesef! İlk romanım Gök Kuşaksız, elime kalem alıp yazdığım ilk metindir. Başlarda kimseye okutmadım tabii. Tek başıma bir odada, esrik bir halde, günde on iki saat yazarak bitirdim romanı. Sonra hayranı olduğum yazar İsmail Güzelsoy’a okuttum. Beklemediğim bir övgüyle karşılaşınca, “Tamamdır,” dedim ve arkadaşlarımla paylaştım. 

Belirli yazma alışkanlıklarınız var mı? Gürültülü bir yerde mi yoksa sessiz bir ortamda mı yazmaktan hoşlanırsınız?

Sadece kuş sesleri eşliğinde yazabiliyorum. Onun dışında, müzik dâhil, seslere tahammülüm yok. Yüzyıllık bir meşe ağacının olduğu bahçeye açılan çalışma odamda, masa başında, bilgisayarda yazıyorum.

edebiyathaber.net (22 Nisan 2022)

Yorum yapın