Neden Julia Quinn , Judith McNaught…. Neden?
Son yıllarda kitap satışlarna bakacak olursak, “histrocial romance'”olarak adlandırılan tarihi aşk romanları büyük ilgi görüyor. Okurların büyük büyük çoğunluğu kadın desem sizi şaşırtmam, öyle değil mi? Peki neden tarihi aşk?
Ben bunu günlük yaşantımızın sıkıntısı, beraberinde getirdiği stres ve uzaklaşma arzusuna bağlıyorum. Kitap dünyasına giriş yapan birçok kişi gündelik yaşantısını bir kenara bırakır zaten. Bu kez farklı? Nesi mi?
Evet kadınlar aşk okumayı, romantizmi sever... Ama günümüzde aşk bile yozlaşmışken, yaşadıklarımızın “gerçek aşk” olup olmadığına bile emin olamazken “güncel aşk” okumak daha az ilgi görüyor olabilir. Çünkü kıyaslayabileceğimiz bir ortamdayız zaten, o romandaki karakterin yaşadıklarını biz de yaşamışızdır, yaşarız ya da yaşayamayız…. Onlar mutlu sona kavuşurken biz hüsranla biten bir ilişkinin gölgesinden kurtulamayız. Ya da romanlardaki fazla mükemmel hayatlar bize fazla gelir. İşte bu noktada günümüz aşk romanlarına ilgi biraz azalıyor.
Oysa tarihi aşk romanlarında (örn.) 19. yy İngiltere’sinde, bir balo salonu, danslar, giysiler, kabarık etekler, saçlar, dükler ve düşes olmayı hayal eden genç kızlar... Evet, her şey yine kusursuz. Erkekler itibar, unvan sahibi, sosyetenin gözde bekarları... Peki bunları kim biliyor? Gerçek anlamda kim yaşadı, gördü? Günümüz için hiç kimse. Okurken hayal ediyoruz ve yaşanmışlık örneği olmadığı için kıyaslama, karşılaştırma yapamıyoruz. Sonrası sınırsız hayal gücü… Çocukken bayıldığımız masallar gibi. Ve sonsuza dek mutlu yaşananlar gibi...
İşte tarihi aşkları bir adım öne çıkaran somut bir örneğimizin olmaması.
Julia Quinn‘in Bridgerton Serisi’nden yeni romanı Sana Muhtacım çıkacakmış çok yakında! Dün yayınevinin facebook sayfası üzerinden açıklandı haber, kitap kapağıyla birlikte. Okurlar nasılda heyecanlı! Elbette ben de alıp okuyacağım ama günümüz aşk romanlarını en az tarihi aşklar kadar sevdiğimi de söylemeliyim.
Keyifli okumalar…
Nesil Kaan – blog.milliyet.com.tr (25 Ocak 2013)