Hazırlayan: Mehmet Özçataloğlu
1- Neden çocukları için yazıyorsunuz?
Uzun yıllar yazı odaklı fakat başka sektörlerde çalıştım. İçimde hep çocuk ile ilgili yazmak, onların dünyasına kendi sığıştırmak isteği vardı. Elbette bir yanımın çocuksu olması ve hâlâ çizgi filmler, animasyonlar izleme heyecanım beni çocuk edebiyatına yöneltti. Çocukların dünyası gerçek, çocukların dünyası zekice kurgulanmış hayallerin ve oyunların merkezi aslında. Onların dünyasına hikâyeler ile girmek, kafamdakileri onlarla paylaşmak ve ardından söyleşiler yapmak benim için müthiş bir deneyim. Nedenlerinden bazılarına böylelikle sıralayabilirim…
2- Okuduğunuz ilk çocuk kitabı hangisiydi? Sizde ne gibi izler bıraktı?
Walt Disney kitaplarını çok severdim, fakat çabuk sıkıldım onlardan. Ömer Seyfettin’in Bomba kitabını okuduğumda irkildiğimi hatırlıyorum. Ta ki Şeker Portakalı’nı okuyana kadar. Benim çocukluğumdaki çocuk kitapları, günümüzün çocuk kitaplarından çok farklıydı. Ajite edici, acıklı, çaresizlik içere ya da saraylardaki prens ve prensesleri anlatıyordu. Bunların hiçbiri benim “çocuk” dünyama iyi gelmiyordu. O nedenle ilk bu kitabı okudum, çok heyecan duyduğum kitap “Şeker Portakalı’ diyebilirim. Zeze’nin hikâyesi de acıklıydı ancak ben sanırım onun “hayallerini” sevdim, Zeze’nin gerçekliğini sevdim. Diğer romanlarda olmayan gerçekçiliği ile özdeşim kurdum. Ve hâlâ kitaplığımda durur Zeze, ara ara selamlaşırız.
3- Bu kitabı keşke ben yazsaydım, dediğiniz bir kitap oldu mu?
Her yazarın mutlaka bir kitaba öykünmesi vardır herhalde. Benimki “Büyük Sözcük Fabrikası” kitabıdır. Aylak Kitap’tan yayımlanan eserin içindeki kurgu bana “keşke” dedirtmiştir.
4- Çocuklara yönelik kitaplardan en son hangisini okudunuz? Kitapla ilgili düşüncelerinizi kısaca belirtir misiniz?
Bazı çocuk kitapları, klasik olsun ya da olmasın size kendini yeniden okutur ya bana da öyle oluyor zaman zaman. Michael Ende’nin “Bitmeyecek Öykü” kitabını okuyorum şu sıralar. Açıkçası Momo da çok iyi bir eserdir fakat benim favorim hep Bitmeyecek Öykü olmuştur. Fantazya adlı dünya, benim hayal dünyama benziyor, orada her şey mümkün. Ne her yer pamuk şeker, ne her yer kötü kalpli canavarların diyarı. Kitaptan kitaba geçişte size içine alan, sizinle bir oyun paylaşan ve belki de her çocuk kitabı gibi bitmeyen bir öykü sunuyor size. Çocuk gerçekliğine çok uygun, onun hayal dünyasında sağlam bir yere oturan, detaylı anlatımı ile asla okurunu sıkmayan –belki de sıkması gereken- bir kitap Bitmeyecek Öykü. Önümüzdeki yıllarda hatta belki 80 yaşında bile hep okumak isteyeceğim bir kitap olarak, benimle yoldaşlık yapıyor.
edebiyathaber.net (22 Temmuz 2020)