Nermin Yıldırım eserleriyle Everest Yayınları’nda. Yazarın Unutma Dersleri ve Bavula Sığmayan gibi beğenilen yapıtlarıyla yeni romanı Everest Yayınları tarafından yeniden yayımlanacak.
Ev
“Bazen yalnızlık her şeyi öyle seyreltir ki, duru bir bakışla görüp seçiverir insan kendine benzeyeni.”
Uzun ve zorlu bir yürüyüşün hikâyesi bu. Kayboluşun, kaybedişin ama yine de umutla arayışın… Hayatı boyunca ait olduğu yeri aradıktan sonra, en nihayet bu uğurda ülkelerarası bir rotayı yürüyerek aşmaya karar veren Seher’in hikâyesi.
Güçlü kadın karakterleri ve derin psikolojik tahlilleriyle tanıdığımız Nermin Yıldırım, işte bu yürüyüşe ortak ediyor bizleri. Yolunu kaybetmişlerle, evini arayanlarla, kendini hiçbir yere ait hissetmeyi başaramayanlarla birlikte yürürken, adımlarımız bizi haritada ileri taşıdıkça zihnimizin içinde geriye doğru gidiyoruz. Görünenlerin, hatırlananların ötesine geçip belleğin bölünerek çoğalan, çoğaldıkça silikleşen karmaşasına tanıklık ediyoruz.
2021 yılında Duygu Asena Roman Ödülü alan Ev, Yıldırım’ın dupduru anlatımıyla, okuru kâh hüzünlendirip kâh tebessüm ettirerek aynanın diğer tarafına bakmamızı sağlıyor.
Neydi ev sahiden? Yeri geldiğinde tren kompartımanlarını, gemi kamaralarını, sokak banklarını, kaplumbağaların kabuklarını, ihtiyarların hatıralarını, çocukların umutlarını yuva yapan neydi? Sığındığımız yer miydi yuva? Gittiğimiz mi, terk ettiğimiz mi, döndüğümüz mü yoksa?
Misafir
“İnsan tek başına delirmiyor. Bu yolda ona yardım edecek birileri mutlaka çıkıyor.”
Esin, hastaların “misafir”, hemşirelerin “abla”, başhekimin ise “baba” diye adlandırıldığı tuhaf bir akıl hastanesinde uyanır. Buraya neden ve nasıl getirildiğini hatırlayamayan genç kadın, önce isyan etse de zamanla kurallara uyarsa daha az zarar göreceğini anlar. Elinden geldiğince uyumlu görünmeye çalıştığı süreçte bir yandan bu acayip “Ev”in sırlarını çözmeye, bir yandan da buraya neden ve nasıl getirildiğini öğrenmeye uğraşır. Neyse ki bu yolda ona yardım edecek bir “abla”, iki de “misafir” vardır.
Nermin Yıldırım, bu çok tanıdık ama bir o kadar da yabancı akıl hastanesinin koridorlarında dolaşarak, içeridekilerin ve dışarıdakilerin dokunaklı hikâyelerini anlatıyor.
Berlin Uluslararası Film Festivali’nin edebi eserleri sinemaya uyarlayabilmek amacıyla, Frankfurt Kitap Fuarı’yla ortaklaşa yürüttüğü Books at Berinale’e seçilen Misafir, Nermin Yıldırım’ın o güçlü ve derin anlatımıyla okuru hayal gücünün sınırlarında dolaştırıyor.
Çocuktuk, bazılarımız için yokuşlar daha dik, merdivenler daha yüksekti. Kimimiz birilerinin elini tutup çıkarken, kimimiz düşme korkusuyla tırabzanlara yapışıp kaldı, kimimiz de başka birileri tarafından aşağı itildi.
Dokunmadan
“İnanmaya ihtiyacı olur hep insanın. Mümkünse kendinden başka bir şeye.”
Çocukluk yıllarında işlediği ilk günahı, ilk kabahati telafi etmeye çalışırken, yaşadığı coğrafyayı boydan boya kateden Adalet’in hikâyesi bu. Hem kendisiyle hem de ülkesiyle yeni baştan tanışmasına vesile olan bu yolculuk, gerçek kötülüğü sorgulamasını, o güne dek sahici bağlar kuramadan yaşadığı hayattaki yerini bulmasını ve pek çok büyülü duygunun yanı sıra aşkla da karşılaşmasını sağlayacaktır.
Dünya Kitap 2017 Yılın Telif Kitabı Ödülü’ne layık görülen Dokunmadan, edebiyatımızın güçlü kalemi Nermin Yıldırım’ın duyarlı ve kıvrak diliyle okurun hafızasına kazınacak, yüreğinin derinliklerine dokunacak, sürprizlerle örülmüş bir roman. Son sayfayı çevirdiğinizde kendinize soracaksınız: “Şu biricik hayatımı nasıl hakkıyla yaşarım?”
Artık anlıyorum, insan görkemli güzelliğini ölene dek bilemiyor. Ne dünyanın ne kendisinin. Kalbin terazisi, yitirilmemiş hiçbir şeyin kıymetini hakkıyla ölçemiyor. Oysa bir bilseniz, ah bir bilseniz…
Unutma Dersleri
“Bir yanlışı, sırf güzel olduğu için sevebilir insan.”
Aşk acısıyla boğuşan Feribe, canını yakan hatıralardan kurtulmak için soluğu Mazi İmha Merkezi’nde alır. Ne var ki burada verilen unutma derslerinde unutmanın temel şartlarından birinin hatırlamak olduğunu öğrenince tadı kaçan kahramanımız, bir de aklının köşesinden bile geçmeyecek yepyeni sorunların devreye girmesiyle büsbütün çıkmaza sürüklenir.
Kişisel ve toplumsal bellek ekseninde yazdığı romanlarla tanıdığımız Nermin Yıldırım, okuru geçmişin oyunbaz gölgeleri arasında dolaştırırken, bir yandan da hayat karşısındaki çaresizliğimizi muzip bir dille gözler önüne seriyor.
İnsan kandırılmaz, kanmak istediği için kanar. Öyle ya da böyle yoldan çıktığıma göre, demek ben de kendimi kaybetmeye teşne, bulmamam gereken yerde aramaya meyyaldim. İşte bu yüzden diyorum ya, başıma gelen her şeyi hak ettim.
Saklı Bahçeler Hatırası
“Galiba hatıraları böylesine kederli yapan, onları çoğaltamayacağımızı bilmek…”
Bir yayınevinde genel yayın yönetmeni olan Rıdvan, elli üç yıl önce yazılmış esrarengiz mektuplar almaya başlar. Tuhaf yöntemlerle kendisine ulaştırılan bu mektuplarda anlatılanların kurmaca mı, yoksa gerçek mi olduğunu anlamaya çalışırken, geçmişten günümüze uzanan sancılı bir sırrın içine çekilir.Okuru hafızanın tekinsiz dünyasıyla var oluşun gerçek çıkmazları arasında dolaştıran Nermin Yıldırım, aynı dönemde farklı coğrafyalarda yaşanan başka başka hayatlar üzerinden yakın tarihimize de ayna tutuyor.Saklı Bahçeler Haritası gerilim ve merak unsurunun hiç eksilmediği, son sayfasına kadar elinizden bırakamayacağınız bir roman…Etrafındaki zulmün çehresine kederle bakakalacak, korkuyla suspus olacaksın. Ama ne sessizlik ne de korku kurtarmaya yetecek geleceğini. Sessiz kalarak ateşine odun attığın bu cehennemden payını alacaksın. Ne kadar susarsan o kadar yanacaksın!
Rüyalar Anlatılmaz
“Gerçek kimi zaman rüyaların ardına gizlenir.”
Aniden ortadan kaybolan kocası Eyüp’ü bulmak için Barselona’dan İstanbul’a gelen Pilar, burada kocasının yıllardır görüşmediği ailesiyle tanışır. Yabancı bir şehirde, tanımadığı insanların arasında iz süren genç kadının elinde sadece Eyüp’ün ardında bıraktığı bir rüya günlüğü vardır. Günlüğün sayfalarında ise o güne dek üstü örtülmüş korkunç sırlar…
İnsan psikolojisinin derinliklerinde ustaca gezinen Nermin Yıldırım’dan rüyaların ardında gizlenenlere, söylenen yalanlara ve çarpıtılmış gerçeklere dair soluksuz okunacak bir roman.
Unutma Beni Apartmanı
“Kendim çok günahsızmışım gibi sana ceza kesebilir miyim?”
Kırk üç yaşındayken gelen beklenmedik bir telefonla annesinin sesini ilk kez duyan ve bu garip konuşmanın gölgesinde geçmişin labirentlerinde gezinmeye koyulan Süreyya’nın hikâyesi bu.Hayatını hayalet yazar olarak sürdüren Süreyya, bir yandan kayıplar üzerinden inşa ettiği geçmişini sorgularken, bir yandan da kimliğini gizleyerek yazdığı romanlarla bambaşka hayatların içine sızıyor… O hayatlara yepyeni hikâyeler biçerse, kendi hikâyesini de temize çekecek, ruhundaki boşlukların nedenini bulacakmış gibi…Çağdaş Türk edebiyatının güçlü kalemlerinden Nermin Yıldırım’ın ilk romanı olan Unutma Beni Apartmanı, Süreyya’nın hayatı ekseninde yakın Türkiye tarihinin de sayfalarında gezinirken, zengin karakterleri ve sağlam hikâye örgüsüyle bizlere şu soruyu sorduruyor: Kırık dökük bir geçmişin gölgesinde yaşarken hatıraları onarmak, hiç değilse geleceğe inanmayı başarmak mümkün mü?Ölüler artlarında teselli veren tatlı hatıralar bırakır. Oysa kaybolandan geriye tek kalan, dünü, bugünü ve yarını yutup yok etmeye yeminli, devasa bir şüpheler girdabıdır. Bu girdabın laneti bir kez dile geldi mi sadece giden değil, kalanlar da kayıplara karışır.
Bavula Sığmayan
“Susanların hikâyesi büyük oluyor, sessizlikleri nispetinde dallanıp budaklanıyor.”
Romanlarıyla okuru aile, toplum ve bellek ekseninde yolculuklara çıkaran Nermin Yıldırım, bu defa tadı damağımızda kalacak öyküleriyle buluşturuyor bizleri. İnce bir ipin üstünde gidip gelenler, düşmemek için birbirine tutunanlar, düşlenenlerle yaşananların arasında yollarını arayanlar bu öykülerde hayat buluyor.
Bavula Sığmayan hemen yanı başımızda yaşanan, kimi zaman görmediğimiz, kimi zamansa görmezden geldiğimiz hayatların kapılarını aralarken, Nermin Yıldırım keskin gözlem gücü ve şiirsel diliyle okura bir kez daha okuma şöleni sunuyor.
Yayımlandıktan sonra maceralarına devam ederek tiyatro seyircisiyle de buluşan bu kısa öykülerden bazıları, pek çok evde yaşamaya devam ediyor.
“Hafıza şeytanın ta kendisidir,” demişti. “Hatırlayarak ölüyü diriltebileceği gibi, unutarak diriyi öldürebilir insan. Ağılı bir kudret bu, korkunç bir beceri.”
Nermin Yıldırım kimdir?
2011 yılında başladığı edebiyat yolculuğunda kitapları aralarında İngilizce, İspanyolca, İtalyanca, Çince, Arapça, Yunanca, Sırpça, Bulgarcanın da olduğu çok sayıda dile çevrilen yazarımız, Manchester Letters, Tramline Project gibi edebiyat projelerindeki çalışmalarıyla uluslararası edebiyat alanında tanındı. 2013 yılında Köln Kültür Dairesi’nin Türkiye’den davet ettiği ilk yazar olan Nermin Yıldırım, 2015 sonbaharını da Şanghay Yazarlar Derneği’nin davetiyle Çin’in Şanghay kentinde geçirdi. 2017 yılında yayımlanan Dokunmadan romanı ile Dünya Kitap’tan Yılın Telif Kitabı ödülünü kazanan Yıldırım‘ın 2018’de okurlarla buluşturduğu Misafir romanı ise Berlin Film Festivali’nin Books at Berlinale kategorisine seçilen 12 eserden biri oldu. Yazarımız, 2020 yılında yayımlanan Ev romanıyla Türkiye’yi kadın hakları, özgürlük ve eşitlik konularında “ilk”lerle tanıştıran Duygu Asena’nın anısını yaşatmak için düzenlenen Duygu Asena Roman Ödülü‘nün 2021 yılındaki sahibi oldu.
edebiyathaber.net (3 Ocak 2025)