Neslihan Acu: “Yakın bir gelecekte bugün sadece hayalini kurduğumuz pek çok şey gerçeğe dönüşebilir”

Temmuz 11, 2024

Neslihan Acu: “Yakın bir gelecekte bugün sadece hayalini kurduğumuz pek çok şey gerçeğe dönüşebilir”

Söyleşi: İrem Şahin

Neslihan Acu’nun Barış’ın Akıl Almaz Yolculukları adlı kitabı Günışığı Kitaplığı’ndan yayımlandı. Kitap, paralel evren, kuantum fiziği gibi kavramları fantazya türünde anlatıyor. Çağdaş edebiyat alanında yazdığı yapıtlarla tanınan Neslihan Acu’nun ilk çocuk kitabı olan Barış’ın Akıl Almaz Yolculukları’nı yazarla konuştuk.

Barış’ın Akıl Almaz Yolculukları çocuklar için kaleme aldığınız ilk roman. Bugüne kadar yetişkinler ve gençler için yazdınız, merak ediyorum çocuklar için yazmak nasıl hissettirdi?

Çocuklar için yazmak biraz zor ancak çok keyifli bir deneyim. İronik yazmak, ki benim en sevdiğim tür, çocuk edebiyatında pek de mümkün olmaz. Çünkü çocukların algılaması daha düzdür. Kitap, öğüt verici olmamalı. Didaktik kitaplardan hiç kimse hoşlanmaz, özellikle çocuklar hiç hoşlanmaz. Eğlenceli, maceralı bir akış içine dünya gerçeklerini fazla göze batmadan yerleştirmek gerekiyor. Yetişkinler için yazmaya hiç benzemiyor yani, o özgürlük yok. Ama yine de çocukları seviyorsanız, onlar için yazmak çok keyifli. Ben çocukluğu hep rengarenk bir serüven olarak algıladım. En kötü şartlarda bile, çocuklar dünyaya biz yetişkinlerden çok farklı bakarlar. O günlerini unutmayan bir yetişkin olarak, kitapların/hikâyelerin çocuklar için ne kadar önemli olduğunu iyi biliyorum.

Barış her ne kadar sabırsız, mızmız, sıkılgan olsa da aslında oldukça duygusal bir çocuk. Bütün bu sinir bozucu huylarının altında yatan hassas kalbinin sebebini de ilerleyen sayfalarda anlıyoruz. Çocuklarda empati, ölüm gibi algılanması zor ve önemli olan bu duyguları romana aktarırken ne düşündünüz/nelerden faydalandınız?

Çocuklar çok şey hissederler, yetişkinlerden çok daha fazla. Ama dünya onlara, o yaşlarda, kendini tümüyle açtığı için hiçbir konumda fazla oyalanmazlar. Ağlarken gülünecek bir şey görürler, bir şeye sonsuz odaklanmış gibi görünürken on dakika sonra o şeyi tamamen unutabilirler… Bizimkinden çok daha büyük, zamanın çok daha yavaş geçtiği bir evrende yaşarlar yani. Çocuklar ilginç kısacası. Bizden çok daha yoğun hissederler ama takıntı haline getirmezler hiçbir şeyi. Hayatı olduğu gibi alma, görme eğilimleri güçlüdür. Var olanla didişmez, bunun yerine bolca soru sorarlar ki bu çok iyi bir tutumdur. Barış’ı anlatırken de tabii ki kendi çocukluk anılarımdan yararlandım. Neyse ki iyi bir hafızam var ve çok gerilere kadar gidebiliyorum anımsama konusunda…

Çoklu evrenler, reenkarnasyon, paralel evren… Bu konular günümüzün popüler ve tartışmalı kavramları. Bir evrenden başka bir evrene geçerken hiçbir şeyin aynı olamayacağı vurgusu da olaya daha gerçekçi bir bakış sunuyor. Sizin bu dünyalara, bu kavramlara bakışınız nedir, siz neler hissediyorsunuz, neler düşünüyorsunuz?

Kuantum fiziği ve türevi kavramları sosyal medya sayesinde çok yayılıp moda olunca bu paralel evrenler, geçişler, zamanda yolculuk gibi şeyler çok konuşulmaya başlandı. Tabii bunlar, bizler için henüz çok yeni kavramlar ama insanların oldukça ilgisini çekiyor. Zamanda geri veya ileri gitmek, başka bir evrene geçmek hayal gücünü çok coşturan şeyler bunlar. Filmlerde, dizilerde, bilgisayar oyunlarında… son yirmi yıldır bu konular inanılmaz yoğunlukta kullanılıyor.

Ben çocuklara en azından temel birtakım bilgiler verme ihtiyacıyla yola çıktım. Yani bilim, teorik olarak bir sürü şeyi çözmüş görünüyor. Ve yakın bir gelecekte bugün sadece hayalini kurduğumuz pek çok şey gerçeğe dönüşebilir. 50 yıl önce internetle tüm dünyanın birbirine böylesine bağlanacağını, cep telefonlarının bu kadar yaygınlaşacağını, Mars’ta koloniler kurmak üzere çalışmalar yapılacağını, uzaya turistik yolculukları kaç kişi hayal edebilirdi ki? Bilim dev adımlarla ilerliyor.

Romanda yer alan diğer bir ana karakter de Mistik Hanım. Mistik bir kedi. Romanın bir kısmını Barış’ın bakış açısından okurken bir anda Mistik Hanım’ın hayat tecrübelerine “insan”ların davranışlarına olan bakışını okuyoruz. Olayları iki farklı canlının bakış açısından anlatma fikri nasıl oluştu?

Olayları iki hatta üç farklı bakış açısından anlatmayı her zaman sevmişimdir. Böylece okuru zorla bir yere götürmemiş oluyorsunuz. Ona farklı görüşleri, farklı düşünce biçimlerini tanıtıyor, olaylara farklı yerlerden bakmasını sağlıyorsunuz. Herkes aynı şey bakar ama gördüklerimiz farklıdır. Tabii benim yazdıklarım sadece kurgusal şeyler. Bir kedi dünyaya nasıl bakar, nasıl görür, asla bilemeyeceğim. Sadece bir kedi olmayı hayal etmeyi deneyebilirim. Ama bu bile çok önemli bir girişim. Empati kavramı bu tip girişimlerle gelişiyor. Çocuklar oyunculuklarını ve hayal güçlerini henüz kaybetmedikleri için bu kavramlara çok daha açık.

edebiyathaber.net (11 Temmuz 2024)

Yorum yapın