Araştırmacı-yazar Nihan Kaya’nın 4 akşamlık Psikanaliz ve Edebiyat Atölyesi,18 Ekim’de başlayacak.
Tanıtım metninden:
“Evren atomlardan değil, hikayelerden meydana gelmiştir.”
Muriel Rukeyser
Her şey ama her şey hikayedir. Her cümle bir hikayedir. “Bir adam bir evin önünden geçti” derseniz bu bir hikayedir. “Bir adam kırmızı bir evin önünden geçti” derseniz bu başka bir hikayedir. “Kırmızı” bir hikayedir çünkü. Her sözcük bir hikayedir.
Hayatla kurduğumuz ilişkiyi sözcüklerle kurduğumuz ilişki belirler. Tanpınar’ın deyişiyle, “Önce sözcükleri öğreniriz; sonra birer birer mânâlarını” ve hayata dair öğrendiğimiz her şey, bir sözcüğün (dikey) anlamını yeniden, yeniden, giderek derinleşerek keşfetmek demektir.
Hikayelerle çevrili bir hayat süreriz ve kendi hayat hikayemizi kurmak, kuşatıldığımız hikayelere farkındalığımıza bağlıdır. Kurmaca bize sınırsız olanaklar sağlar. Hikayeler kendi hikayemizi yaratmamıza, kendimizle irtibat kurmamıza yardımcı olur.
Doğduğumuzda bizim için yazılmış hikaye çoktan bellidir. Kendi hikayemizi (dolayısıyla kendi hayatımızı) yaratmak, o hikayeden çıkabildiğimiz ölçüde gerçekleşir.
Aynı zamanda Jung psikolojisine giriş niteliğinde olan bu atölye, sanatı ve edebiyatı birçok teorinin perspektifinde ele alan farklı yaklaşımları tartışacak.
1. Oturum: 20.00-22.00
Kurgusal hakikat (fictional truth) nedir? Psikanaliz ve kurgusal hakikat. Psikanaliz bilim mi edebiyat mı?
Edebiyatçılar neden iyi birer psikolog? Edebiyat bizi neden ve nasıl daha iyi bir psikolog haline getirir?
İnsanları yorumlarken aslında hep kendimizi anlatırız. Peki ya bir sanat eserini, bir edebiyat metnini yorumlarken? Yorumumuzun ne kadarı kendimizle, ne kadarı eserin kendisiyle ilgilidir? Eserin objektif bir değerlendirmesi mümkün olabilir mi? Bir metni/filmi okumanın “profesyonel” bir yolundan söz edilebilir mi? “Edebiyattan anlamak” nasıl bir anlama gelebilir?
En sağlıklı içgüdümüz yaratıcı içgüdümüzdür ve bu içgüdünün kendisine has bir enerjisi vardır. Yaratıcı içgüdümüzün enerjisini eyleme dönüştürdüğümüz, yani kendimizi gerçekleştirdiğimiz oranda mutlu oluruz. Yaratıcı içgüdümüz sürekli kendisini gerçekleştirmek istediği halde, dünya onu dört yandan bastırır. Biz de yaratıcılığımızı bastırmaya alışırız. Fakat enerji hiçbir zaman yok olmadığı gibi, yaratıcı enerji de hiçbir zaman kaybolmaz, sadece bastırılır. Bu enerjinin doğası nasıldır, bastırılmış yaratıcı enerjimizi yeniden açığa çıkarmak ve onunla bağ kurmak nasıl mümkün olur?
2. Oturum: 20.00-22.00
Sanatın pratiği, teorisinden ayrılamaz. Her roman, bir romanın nasıl olması gerektiği düşüncesinin somut ifadesidir. Her roman yazarı, aynı zamanda roman teorisyenidir. Ama nasıl?
Biçim ve içerik neden ayrıştırılamaz?
Sanat eserinin, bileşenlerinin toplamından öteye gitmesi nasıl mümkün olur?
Sanat eseri üretmenin ne kadarı ilham, ne kadarı disiplindir? Araştırmalar, yaratıcılık süreci ile ilgili bize neler söylemekte? Yaratıcı insanların ortak özellikleri nelerdir?
Çocuk arketipi neden yaratıcılığı temsil eder? Bu arketiple nasıl daha güçlü bağlar kurabiliriz?
Belli bir alanda deha gösteren çocukların sadece yüzde onunun büyüdüklerinde kayda değer bir eser ortaya çıkarmasının nedeni nedir? Bunun bizimle ilişkisi ne olabilir?
Hayat neden hiç kimsenin yazmasını ve yaratmasını istemez? Tüm engellere rağmen yaratıcı olabilmek nasıl mümkün?
Neden bütün sanat eserleri aykırıdır?
Sanat ve edebiyat, aykırı kalırken uzlaşmayı nasıl sağlar?
3. Oturum: 20.00-22.00
Yazarı eserinden ayırt etmek mümkün müdür? Okuru okuduğu eserden ayırt etmek mümkün müdür? İddia edildiği gibi, “yazarın psikolojisi” ve “okurun psikolojisi”nden bağımsız bir “metin psikolojisi”nden söz edilebilir mi? Eğer bu mümkünse objektif bir “metin psikolojisi”ni nasıl çözümleyeceğiz? Bir psikolog/psikoterapist/psikanalist, danışanını kendi kişisel yargılarından bağımsız değerlendirebilir mi?
İyi psikologlar ve iyi sanatçılar neden hep çok acı çekmiş insanlardır? Acı ve yaratıcılık arasında nasıl bir ilişki vardır? Acılarımızı nasıl yaratıcı yönde bir dürtü olarak kullanabiliriz? Acı, yaratıcılıkta ne zaman yardımcı, ne zaman engelleyici unsurdur? Acıyı dönüştürme yolları
Ben nedir? Benlik nedir? Gerçek benlik (true self) ve sahte benlik (false self) arasında nasıl bir ilişki vardır? Neden her birimiz sahte benliğe de sahip olduğumuz halde sadece gerçek benliğimizle yaratıcı olabiliriz?
4. Oturum: 20.00-22.00
Bu atölyede katılımcılara, Katherine Mansfield’in “Bebek Evi” öyküsünün Türkçe çevirisi önceden temin edilecek. Bu öykü üzerinden, psikanalitik edebiyat kuramının metne nasıl uygulanabileceğini inceleyeceğiz. İlk 3 oturumda soyut olarak incelediğimiz fikirler ve kavramlar bu oturumda örnekler üzerinden uygulamalı olarak gösterilecek.
*Katılımcılar atölyeyi, temel psikanalitik kavramlar ve terimler hakkında bilgi edinmiş olarak tamamlayacaklardır. Bu atölyede değinilecek teorisyenlerden bazıları Jung, Freud, Winnicott, Rollo May, Paul Tillich, Anthony Storr, Henri Bergson, R. D. Laing, Michael Balint, Ernst Kris, Umberto Eco, Nietzsche, Luce Irigaray, Wilfred R. Bion, Ronald Britton, David Harned, Jean Paul Sartre, Milan Kundera, Christopher Lasch, Donald Meltzer, Bela Grünberger
İlgilenenler, afişteki numaradan bilgi alabilirler.
Nihan Kaya Kimdir?
Türkçede yirmi iki kitabı bulunan Nihan Kaya, kurmaca eserleri kadar edebiyat, psikoloji ve estetik teori üzerine yazdıklarıyla da biliniyor. 1 Ağustos 1979’da dünyaya geldi. Boğaziçi Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünden 2001 yılında mezun oldu. İngiltere’de, University of Essex’teki Psikanalitik Çalışmalar yüksek lisansını Winnicott psikolojisi üzerine yazdığı tezle 2005’te tamamladı. King’s College London’da yazdığı, yaratıcılık psikolojisi ve çocuk arketipi konulu doktora tezini Yazma Cesareti: Acının Yaratıcılığa Dönüşümü(2013) adıyla kitaplaştırdı. 2005’ten bu yana, psikoloji ve yaratıcılık alanlarında Avrupa ve Amerika’nın değişik yerlerinde konferans tebliğleri sundu, konuşmalar yaptı. Çatı Katı kitabı 2004’te Türkiye Yazarlar Birliği ödülü aldı. İngiltere’de Routledge Yayınlarının Psikoloji serisinden çıkan Dreaming the Myth Onwards: Revisioning Jungian Therapy and Thought (2008) ve Thresholds and Pathways between Jung and Lacan: On the Blazing Sublime (2020) kitaplarının yazarlarından. 2018 Eylül’den beri MEF Üniversitesi Psikoloji bölümünde Psychoanalysis and Literature I (Psikanaliz ve Edebiyat I) ve Psychoanalysis and Literature II (Psikanaliz ve Edebiyat II) derslerini veriyor. Ayrıca, edebiyat, psikoloji, yaratıcılık gibi alanlarda atölye ve seminerler yürütmekte. Şu sıralar Londra’da, University College London (UCL) Psikanalitik Çalışmalar bölümünde, biri çocuk travması uzmanı bir çocuk psikiyatristi, diğeri çocuk psikoterapisti iki psikanalist süpervizörlüğünde Winnicott psikoterapisi üzerine yeni bir doktora tezi hazırlamakta.
Twitter @nihanka
Instagram @nihanka7
YouTube @NihanKayaOfficial
Romanları: Seni Feda Etmeyeceğim (2021) Kırgınlık (2017), Kar ve İnci (2016), Disparöni ya da Yaşama Korkusu (2008), Buğu (2006), Gizli Özne (2003)
Öykü kitapları: Ama Sizden Değilim (2012), Çatı Katı (2004)
İnceleme kitapları: Yüzmek, Yaşamak ve Olma Arzusu (2022), Yazma Cesareti: Acının Yaratıcılığa Dönüşümü (2013), Fildişi Kuyu: Psikanalitik Edebiyat Eleştirisi ve Kadın (2011)
Diğer: İyi Aile Yoktur (2018), İyi Toplum Yoktur: Günlük Hayatta Toplumun Bireyi İstismar Biçimleri (2019), Bütün Çocuklar İyidir (2019)
Çocuk (Hikâye) Kitapları: Ada Annesiyle Duvarları Boyuyor (2020), Otobüsü Kaçıran Şoför (2020), Sahiku Çocuklarla Arkadaş Olmak İstiyor (2021), Prenses A Uyanıyor (2021), Sinderella Elbise Tasarımcısı Oluyor (2021), Asi Koyun Melo (2021), Mafin Bugün Mutsuz Olmak İstiyor (2021), Kırmızı Çizmeleri Annesi Zanneden Kaz (2021), Kırgın Ördek Yavrusu ile Kırmızı Ayakkabılı Kız (2022), Teneffüsleri Seven Çocuk (2022), Ailesini Özleyen Çocuk (2022)
edebiyathaber.net (6 Ekim 2022)