Luigi Pirandello’nun “Altı Kişi Yazarını Arıyor” adlı kitabı, Necdet Adabağ çevirisiyle İletişim Yayınları tarafından yayımlandı.
Tanıtım bülteninden
Necdet Adabağ çevirisi,
Yazarın, çevirenin, James Fisher’in önsözü,
Anne Paolucci’nin sonsözüyle
Yazar ve dönem kronolojisi,
Kitaba dair görsellerle.
Altı Kişi Yazarını Arıyor, modern tiyatronun öncü isimlerinden, Nobel ödüllü Luigi Pirandello’nun unutulmaz oyunlarından yapılmış bir seçki. İtalyan halk geleneğine ait öğeleri doğaçlama anlatım tarzıyla işleyen, çağdaş tiyatroya özgü teknikleri yaratıcı sahne düzenlemeleriyle buluşturan Pirandello deneysel ve özgün tarzıyla tiyatroya yeni bir soluk getirmiştir. Pirandello’nun en bilinen oyunu Altı Kişi Yazarını Arıyor’un yanı sıra IV. Henri, Liolà ve Size Öyle Geliyorsa Öyledir’i içeren bu seçkide kendini imparator zanneden bir karakterin trajedisinden aile dramlarını canlandırmak için tiyatro sahnesine çıkan “altı kişi”nin hikâyesine dek sanatla gerçeklik arasındaki gerilime dair özgün çeşitlemeler ve parlak çözümler yer alıyor. Altı Kişi Yazarını Arıyor, çağdaş tiyatronun köşe taşlarından biri.
“Pirandello, hem İtalyan edebiyatında hem de dünya tiyatrosunda bir devrim yapmıştır.”
ANTHONY MORTIMER
Kitaptan bir bölüm okumak için>>>
28 Haziran 1867’de Sicilya’nın Agrigento şehri civarındaki Kaos’ta doğdu. Babası sülfür madeni işleten zengin bir aileye, annesi ise İtalyan birliğini destekleyen soylu bir aileye mensuptu. Küçük yaşlarda ailesinden aldığı eğitimle Sicilya folklor geleneğinin bellibaşlı eserlerini ezberledi. İlk tiyatro oyununu 12 yaşında, ilk şiirlerini 13 yaşında yazdı.
Palermo, Roma ve Bonn üniversitelerinde sürdürdüğü yükseköğreniminin ardından Roma’ya yerleşip sadece edebiyatla uğraşmaya başladı ve ilk olarak Sicilya realist geleneğine bağlı kısa öyküler ve romanlar yazdı. Müteveffa Mattia Pascal (1904) romanıyla erken dönem arayışlarından uzaklaşıp edebiyatta modernist ve absürd temalara, bireyin kimlik bunalımlarını işlemeye yöneldi. 1894’te evlendiği Antonietta Portulano’dan üç çocuğu olsa da daha sonra karısının akıl hastanesine yatırılmasıyla ağır bir duygusal buhran yaşadı. 1910’lardan itibaren yazdığı tiyatro oyunlarıyla İtalya’da tanınmaya başladı.
Pensaci, Giacomino! (İyi Düşün, Giacomino!, 1916), Liolà (1916), Size Öyle Geliyorsa Öyledir (1917), Il Berretto a Songali (Soytarı Külahı, 1917) gibi oyunlarıyla ulusal bir takipçi kitlesi edindi ve oyunları Angelo Musco gibi ünlü aktörler tarafından sahnelendi. İlk kez 1921’de sahnelenen Altı Kişi Yazarını Arıyor oyunu kısa sürede çeşitli Batı dillerine çevrildi ve Paris gibi başkentlerde gösterime girdi. 1922’de sahnelenen IV. Henri ile tiyatroya yeni ve modern bir mizah anlayışı getirdi. Ağzı Çiçekli Adam (1923), L’altro figlio (Öteki Evlat, 1923), La vita che ti diedi (Sana Verdiğim Hayat, 1923) gibi oyunlarıyla çağdaş tiyatroda sanatsal yenilikler yaptı; son oyunu Questa sera si recita a soggetto (Bu Gece Doğaçlama Yapıyoruz, 1930) ile doğaçlama tekniğini yeniden tiyatro sahnesine taşıdı. 1924’te Mussolini’nin İtalyan Faşist Partisi’ne, 1929’da İtalyan Kraliyet Akademisi’ne üye olan ve Roma Sanat Tiyatrosu kumpanyasıyla oyunlarını birçok ülkede sahneleyen Luigi Pirandello, 1934’te Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazandı.
Çağdaş tiyatronun başyapıtları arasında sayılan tiyatro oyunları dışında İtalya’da ve birçok ülkede büyük ilgiyle karşılanan Il turno (Dönüş, 1902), Dışlanmış Kadın (1908), Karımın Kocası (1912), I vecchi e i giovani (İhtiyarlar ve Gençler, 1913), Si Gira, Quaderni di Serafino Gubbia (Serafino Gubbia’nın Defterleri, 1915) gibi çok sayıda roman, kısa öykü ve Mal giocondo (Neşeli Acı, 1889), Pasqua di Gea (Gea’nin Paskalyası, 1891) gibi şiir kitapları kaleme alan Pirandello, 1936’da Roma’da vefat etti.
edebiyathaber.net (13 Şubat 2023)
