-En son okuduğunuz kitabın adı nedir? İzlenimlerinizi öğrenebilir miyiz?
31 Aralık 2019’da, İletişim Yayınlarından Beyza Altay’ın çevirisiyle çıkan Turgenyev’in İlk Aşk kitabını okudum.
On altı yaşındaki bir Rus gencinin ilk aşkının anlatıldığı bir novella. Âşık olduktan sonra “erimenin, yanmanın hoşluğu yetiyordu bana” ifadeleriyle âşık olmanın büyüsüne kapılan delikanlının aynı zamanda büyümesinin de hikâyesi.
Ana tema aşk olmakla birlikte Çarlık Rusyası’nın toplumsal yapısını, borç batağındaki bir prensesin güzel kızının çevresinde pervane misali dönen kont, doktor şair, subay etiketli kimselerin durumlarıyla toplumsal çürümeyi, bunun yanısıra aile ve baba oğul ilişkilerini vermesiyle de doyurucu bir metin.
-Son okuduğunuz kitapta, en beğendiğiniz cümle ya da alıntı nedir?
“İnsana özgürlüğün neyin verdiğini biliyor musun?
İrade,kişisel irade, özgürlükten daha önemli olan gücü kazandırır. İstemeyi bilirsen özgür olursun ve yönetirsin” (syf 78)
-Yeni bir kitaba başlamadan önce arkadaşınızdan mı tavsiye alırsınız, kitap eklerinden mi yararlanırsınız yoksa tamamen sezgilerinizle mi hareket edersiniz?
Arkadaşlarımın tavsiyesi, sosyal medyadan takip ettiğim ve beğenisine güvendiğim kişilerin paylaşımları, yayın evlerinin kendi sayfalarında gezinerek ya da önceden okuduğum ve sevdiğim yazarların yeni çıkan kitaplarını takip ederek kitaplarımı alırım..
-Keşke bu kitabı ben yazsaydım dediğiniz bir kitap var mı?
Gabriel Garcia Marquez’in Yüzyıllık Yalnızlık’ını ilk okuduğumda (çok gençken) gerçekten büyülenmiştim. Bir gün roman yazarsam böyle yazmalıyım diye düşündüğümü hatırlıyorum. Şimdide ne kadar güzel kurgulamış dediğim kitaplar az değil.
-Yazdıklarınızı ilk olarak ne zaman gün ışığına çıkardınız ve ilk kimlere okuttunuz?
Yazdıklarımın ilk görücüye çıkması,2015 yılında “Yok Bi Şey” adlı öykümle altKitap öykü yarışmasına katılmakla oldu. Seçkiye girdim. Sonra da çeşitli dergilerde öykülerim yayınlandı.
Öykülerimi bitirdikten sonra fikrini aldığım iki yazar arkadaşım var. Ayrıca iyi bir okur olan kızımı da söylemeden geçmeyeyim.
-Belirli yazma alışkanlıklarınız var mı? Gürültülü bir yerde mi yoksa sessiz bir ortamda mı yazmaktan hoşlanırsınız?
Belirli bir yazma alışkanlığım yok. Her gün de yazmıyorum. Evde yazmayı tercih ediyorum. Evim sessiz, birazcık ses istersem bilgisayarımda müzik açıyorum. Dinlerken yazıyorum. Yürürken, metro beklerken, kafede otururken, uçakta, otobüste seyahat ederken aklıma gelenleri not alıyorum. Eğer bir öyküm bitmişse çoğunlukla çıktısını alıp çantama koyuyorum, evin dışında oturduğum bir yerlerde okuyorum, düzeltmelerini yapıyorum.
edebiyathaber.net (3 Aralık 2020)