Mehmet Erkan’ın Herkes Saklar Yarasını adlı romanı Destek Yayınları etiketiyle yayımlandı.
Tanıtım bülteninden
Yaşar Nabi Nayır Ödüllü Mehmet Erkan’ın edebiyat yolculuğundaki 12. kitabı Herkes Saklar Yarasını okuyucularıyla buluştu. Destek Yayınları’ndan çıkan roman; aşkı, terk edilmeyi, çocukluk travmalarını ve günümüz insanının yalnızlığını gerçekçi bir bakış açısıyla ele alıyor. Yazar, kesişen hayatların hikâyesini anlattığı romanda okurlarının yaralarını ve sakladıklarını bir kez daha düşünmelerine fırsat tanıyor.
Bugüne kadar özellikle çocuk ve iş dünyası kitaplarıyla geniş okur kitlesine ulaşan ödüllü yazar Mehmet Erkan tarafından kaleme alınan Herkes Saklar Yarasını, anlatacak bir dost ve kapanıp ağlayacak bir diz bulamayanların romanı. Kitapta, dışarıdan hep güçlü, mutlu gözüken şehir insanının yalnızlığı, buhranları ve çaresizliği Ceyda tarafından terk edilen ana karakter Faruk’un arayışları ile anlatılıyor.
Terk edilen Faruk, bir yandan aşk acısı çeker, bir yandan da çocukluk travmaları ile uğraşır. Fakat o kendi bunalımının ortasındayken, sebebini sonradan anlayacağı bir hisle Celal’in peşine düşer. Bu takip onu Beyoğlu’nun arka sokaklarında garip bir pansiyona ulaştırır. Faruk yavaş yavaş bu garip pansiyonun sakini olurken, dinledikleri ile Celal, Ceyda ve kendisi arasındaki gizemleri çözmeye çalışır. Birbiriyle kesişen farklı hayatların bir solukta okunacak hikâyesi ise bu noktada başlar.
Sakinlerinin sağır ve dilsiz olduğu bir pansiyonda tüm sırlarınızı paylaşmak ister miydiniz?
Mehmet Erkan’ın 12. kitabı ve ilk romanı olan Herkes Saklar Yarasını’nın karakterleri garip bir pansiyonun sakinleri. Ağlamak için tanımadıkları insanların cenazelerine katılanlar, özlemini duydukları şefkati hissetmek için türlü bahanelerle başkalarına sarılanlar, travmalarıyla ağırlaşan omuzlarını hafifletmek için yüreklerini bu pansiyonun sağır ve dilsiz dinleyicilerine açıyor.
Mehmet Erkan, büyük şehirler içinde çocukluk travmaları, geçim sıkıntısı, aile-toplum baskısı, aşk acısı ile sıkışmış yalnız insan olgusunu gerçekçi bir yaklaşımla ele alıyor. Roman okuru kendi yaraları ve sırları ile yüzleştirirken; mutlulukla hüzün, yalnızlıkla kalabalık, bireyle toplum, hazla acı gibi kavramları da ona yeniden sorgulatıyor.
Edebiyatımızda hep kuşaklar üzerine tartışmalar yaşanırken, Herkes Saklar Yarasını kitabı çocukluğu 90’lara denk gelenlerin toplumsal bir analizini de yapıyor. İlk özel televizyonlar, ilk internet kullanımı, derin devlet müdahaleleri ve pek çok faktör ile şekillenen, üzerine çok da konuşulmayan nesil Faruk karakteri üzerinden resmediliyor.
Bir film senaryosu akıcılığında kaleme alınan romanla ilgili olarak yazar şunları söylüyor: “Her ne kadar hayatın pek çok alanında kalıpların yıkıldığı bir dönemde yaşıyor olsak da ne yazık ki sürekli olarak birbirimizi yargılıyor ve yadırgıyoruz. Ve bu durum insanların içini açmasına mani oluyor, yalnızlığı derinleştiriyor.”
Herkes Saklar Yarasını okuyucusuna bu dünyada yalnız olmadığını edebi bir dil ve psikolojik derinlikle anlatıyor.
Arka Kapak Yazısı:
“Sırlarınızla ölmek mi istiyorsunuz, yoksa onları sır olmaktan çıkarıp yaşamak mı?”
HERKES SAKLAR YARASINI, anlatacak bir dost ve kapanıp ağlayacak bir diz bulamayanların romanı. Dışarıdan hep mutlu ve güçlü görünenlerin kırılganlığının çarpıcı gerçeği.
Ceyda tarafından terk edilen Faruk bir yandan aşk acısı çeker bir yandan da çocukluk travmaları ile uğraşır. Fakat o kendi bunalımının ortasındayken, sebebini sonradan anlayacağı bir hisle Celal’in peşine düşer. Bu takip onu Beyoğlu’nun arka sokaklarında garip bir pansiyona ulaştırır.
“Tüm kırık kalplerin ortasında, ayaklarım çıplak, onlardan hiçbirine basmamaya çalışarak yürüyordum. Bu gece duyduklarımın hiçbir cümlesini unutmayacağıma emindim.”
Ağlamak için tanımadıkları insanların cenazelerine katılanlar, anlatmak için sağır ve dilsizleri seçenler, sarılıp teselli bulmak için bahane arayanlar. Kırık Kalpler Pansiyonu’nun sakinleri onlar.
Faruk, Ceyda ve Celal’in kesişen hayatlarını bir solukta okurken, yaralarınızı ve sakladıklarınızı bir kere daha düşüneceksiniz.
“Bırakın bu beyhude uğraşı, herkes saklar yarasını! Bunu anlayın artık! Aramayın saklanmak isteyenleri. Onlar vakti gelince çıkarlar gizlendikleri yerden.”
Yazar Hakkında:
1981 yılında Samsun’da doğdu. Ege Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü lisans ve İşletme yüksek lisans mezunu. 2002 yılında Türk Edebiyatı Vakfı Ömer Seyfeddin Hikaye Ödülü’nde mansiyon aldı, 2005 yılında Varlık Dergisi Yaşar Nabi Nayır Öykü Ödülü’ne layık görüldü. Eserleri Hece Öykü, Varlık, Edebiyat Nöbeti gibi pek çok yerel ulusal edebiyat dergisinde yer aldı. Yayımlanmış on bir kitabı bulunan Mehmet Erkan çocuklar ve yetişkinler için yazmayı sürdürüyor.
edebiyathaber.net (30 Kasım 2022)