Okulların açılmasının ekonomi üzerindeki etkisini bir yana bırakıp duygusal yönden ele alırsak sevinen iki gruptan söz edebiliriz. İlki öğretmenler. Varlıklarının sebebi öğrencilerine kavuşmanın coşkusunu yaşarlar bu dönemde. Bir diğer grupsa ebeveynler. Özellikle de anneler. Uzun yaz tatilinden sonra çocuksuz saatlerin nefeslenmesinin mutluluğu bu 😊 İşin şakası bir yana mutlulukla karışık bir heyecan yaşayan grup, en önemlisi bu süreçte. Mini mini 1ler yani. Anne kanatlarının altından çıkıp güvenli sahadan ayrılıp bir başına geçirecekleri saatlerin telaşı, stresi, korkusu. Adına her ne denirse artık. Bir an önce okumayı öğrenme hevesi de cabası. Bundan dolayı birkaç hafta bu gruba yönelik kitaplar konuğumuz olacak burada. Haydi başlayalım.
Patrice Karst’ın yazdığı Joanne Lew-Vriethoff’un resimlediği ve Mundi tarafından yayımlanan kitap “sevgi” üzerine kurulmuş, kurgulanmış. Dünya eskisinden daha hızlı dönüyor gibi hissediyorum bazen. Bu hızla birlikte tüm bağların da zayıfladığını akrabalık, kardeşlik, dostluk, arkadaşlık gibi kavramların içinin boşaldığını görüyorum, biliyorum. “Görünmez İp”se benim göremediğim bu bağları gösteriyor çocuklara. İki çocuğun ve annelerinin hikâyesinin anlatıldığı bu kitapta çocuklar büyüyüp bilinçlendikçe korkuları ve endişeleri de onlarla birlikte büyümeye başlıyor. Bunu fark eden anne, bu sevdiklerimizle hatta artık yanımızda olmayanlarla bile aramızda kopmaz bağlar olduğunu anlatır onlara. İşte o bağlar görünmez bir iptir aynı zamanda.
Yazarı, resimleyeni ve yayıncısı yine aynı isimlerden oluşan kitapta yazar aynı tekniği kullanmış. Ayrılık kavramını yeni bir bağlama oturtarak okurlarını tüm insanlık ailesiyle paylaştığı sonsuz ve kopmaz bağlarını tanımaya, saygı duymaya ve kutlamaya çağırıyor.
Bu kitap toplumsal rollere yaptığı vurguyla dikkatimi çeken bir kitap oldu. Cem Akaş yazmış, Nesibe Çelebi resimlemiş. Yayımlayan yine Mundi. Kitabın daha ilk sayfasında anne T-Reks işten dönüyor, baba T-Reks boynunda önlük mutfakta onu karşılıyor. Önlerine gelecek ders kitaplarında farklı örneklerle karşılaşacak bu minik yürekler için önemli bir örnek “Kampa Gidiyoruz.” Bir de yaz döneminin ya da tatil döneminin bittiğini göz önüne alırsak, özlemle burun sızlatacak bir konuya değiniyor kitap. “Minik Gümgüm, annesi ve babasıyla kampa gitmeye hazırlanıyor. Gümgüm’ün yapması gereken çok ödevi var ama doğayla iç içe bir kamp fikrine kimse karşı koyamaz. Uyandıkları kargaşa ise…” Sıradan bir kamp olmuyor işte.
Mademki gündem okulların açılması, o halde okullu bir kitabı da alalım buraya. Bilgi Çocuk’un yayımladığı, Sharon Creech’in yazdığı, Harry Bliss’in resimlediği, Özge İpek Esen’in de dilimize kazandırdığı kitapta harika bir okulun harika bir müdürünü tanıyoruz. Fakat ters giden bir şeyler olmalı. Okuldaki paydaşların mutlu olduğunu gören müdür önce cumartesileri sonra da pazarları eğitim günlerine dâhil ediyor. Yılbaşını da tabii. Bununla yetinmeyip yaz tatillerini de eğitim günlerine çevirince bu durumda bir aksaklık olduğu anlaşıldı. Öyle ya insan sadece okulda öğrenmez ki. Bu kitap başarı kıstasını sadece akademik olarak ele alan ebeveynler için de önemli.
İlk okuma dönemi için olan kitaplara devam edeceğim.
edebiyathaber.net (19 Eylül 2023)
“Okuma-okutma telaş günleri… | Mehmet Özçataloğlu” üzerine bir yorum