“Okuma yazma becerilerinin gelişmesi ve alışkanlığa dönüşmesi uzun bir süreç ister.(…) Okuma kültürünün edinilmesinde, erken çocukluk döneminden itibaren duyarlı ve bilinçli çalışmalar yapılması elzem. Yapılan araştırmalar okumanın, okuma becerisi ve alışkanlığı edinme ile okuduğunu anlayarak değerlendirme süreçlerinden oluştuğunu gösteriyor. Okumak, yalnızca aklımıza yaptığımız bir yatırım değil. Okumak geleceğe ektiğimiz fikrî tohumlar. Cemil Meriç’in de söylediği gibi kitap ‘İstikbale yollanan mektup’ . Temel öğesi insan olan eğitim yolculuğunda okuma ve yazma kültürünü gençlere aşılamak en önemli olgulardan biri.” Böyle söylüyor İzmir İl Milli Eğitim Müdürü Dr. Murat Mücahit Yentür, Hürriyet Gazetesi’nde yer alan yazısında. Bu doğrultuda yürütülen ve bu yıl ikincisi gerçekleştirilen “Geleceğin Yazarları” projesi de buna olan inancını gösteriyor. Bu yıl 345 okuldan yaklaşık 17 bin öğrencinin projeye katılımı, hevesi, çalışmanın özgünlüğünü ve çocuktaki karşılığının anlam bulmuş halidir. Temelinde yatansa, bu projede çocukların özgürce kalem oynatabilmeleridir. Hayallerini, düşüncelerini ifade etmede bulabildikleri geniş alandır. Ortaya çıkan 135 kitap da çalışmanın meyvesidir.
Tüm bunları neden konu ettiğime gelince. Geçtiğimiz günlerde “Masal Anlatıcılığı” üzerine katıldığım bir toplantıda, anlatılanı dinleyenler öğretmen olunca, söz ister istemez çocukların okuma alışkanlığına geldi. Katılımcılar arasından konuşanlar, bu konuda neler yaptıklarını, neleri başarabildiklerini neleri başaramadıklarını anlattılar. Oysaki bu uğurda çokça çabaya gerek yok kanımca. Çocuğu özgür bırakalım yeter. Okuma tercihini kendisi yapsın. Tam bu noktada şu soruyu sormalıyız kendimize, ebeveyn ya da eğitimci olarak. “Çocuk, öncelikle okuma alışkanlığı mı kazanmalı yoksa okurken öğrenmeli mi?” Muzaffer İzgü, “Çocuk okuru olmayan bir toplumun yetişkin okuru da olmaz” demişti. Buna göre önceliğimiz çocuklara okuma alışkanlığını kazandırmak olmalı. Bunun için de okuma tercihlerinde özgür olmalılar.
Saftrig Greg’le başlayıp günümüze dek birçok değişik karakterle önümüze gelen kitaplar da okuma alışkanlığı kazandırmada önemli örneklerdir. Günümüzün popüler karakteri de “Kral Şakir”dir. Eksik Parça Yayınları’nın bu konuda önemli bir görev üstlendiğini söyleyebilirim. Dizi 13 kitaba ulaştı ve her defasında yüzümü güldürmeyi başardı. Yüzüm güldükçe daha iştahlı okuduğumun da farkındayım. Dizinin 13. kitabı “Cilala, Parlat, Bir Dürüm Patlat.” Kral Şakir ve avanesi yine bildiğimiz gibi. Diyor ki Şakir: “Aslında ailem ve ben normal günler yaşamaya çalışıyoruz ama garip olaylar peşimizi bırakmıyor. Her zaman olmadık durumlara girip birazcık şans, birazcık zeka ve çokça takım ruhuyla, sonu güzel biten eğlenceli hikayelere koşuyoruz. (…) hazırsanız kemerlerinizi bağlayın, sıkı tutunun ve maceraya hazır olun.” Bu kitaplar Kral Şakir adıyla yayınlansa da benim için ana karakter Fil Necati’dir. Kelimenin tam anlamıyla BAYILIYORUM. Şu satırları okuyan her çocuk da bayılacaktır. “Kantin kuyruğunda bekliyorduk. Bir türlü sıra gelmiyordu. ‘Oof, ne kadar uzun sürdü bu kantin sırası. Öğrenciler beklemekten ağaç oldu.’ Ağaç, yok abi, bahçedeki ağacım ben. Su almaya geldim gideceğim, diye karşılık verdi. ‘Aman iyi bari. Ben de içimizden biri ağaç oldu sandım gerçekten.’”
Varol Yaşaroğlu, Haluk Can Dizdaroğlu, Özgür Öcalan, Murat Sayım ortaklığı, çocuklara okumayı sevdirecek kitaplar çıkarıyor ortaya. Okuması başka, izlemesi başka keyif.
Eğitimciler, ebeveynler… Çocuklar okumayı nasıl sevecekler sorusuna yanıt aramayı bıraksınlar, onları okuma tercihlerinde ÖZGÜR bıraksınlar. Önceliğimiz okuma sevgisini kazandırmaksa tek yöntem bu. Sonrasında gönlünüzden geçen kitaplara da mutlaka yöneleceklerdir.
edebiyathaber.net (3 Temmuz 2023)