Byron Katie “Olanı Sevmek” adlı kitabında özetle, dünyada yaşanan ıstırapları; olana direnmemiz ve stresli düşüncelere inanmamız sonucu zihnimizin yarattığını, insanın yarattığı acıyı ancak kendisinin sonlandırabileceğini, bunun ise dört soru ve tersine çevirmelerden oluşan The Work düşünce sorgulama yöntemi ile mümkün olabileceğini söylüyor. Kaliforniya’da yaşayan, emlakçi, üç çocuk annesi Byron Katie kırk üç yaşında çok farklı bir deneyim yaşıyor. Öfke, endişe ve ağır depresyonla on yıl mücadele ettikten sonra, bir sabah aniden hakikate uyanıyor ve olumsuz düşüncelerine inandığında acı çektiğini, bu acıyı aslında kendisinin yarattığı fark ediyor. Olumsuz düşüncelerini sorgulamaz ve onlara körü körüne inanırsa acı çekiyor, inanmazsa çekmiyor. Katie’nin mutlu ve huzurlu olması için dış dünyada hiçbir şeyin ya da hiç kimsenin olduğundan farklı olmasına ihtiyacı yok. Bu farkındalığa uyanıp aydınlandıktan sonra onun için geriye kalan en önemli şey, hayatta olmanın sevinci ve minnettarlığı, o andan itibaren insanlığa bunu öğretmek için yaşıyor.
Byron Katie, The Work adını verdiği dört soru ve tersine çevirmelerden oluşan düşünce sorgulama metodunu yarattı ve milyonlarca insana bu süreci öğretti. Byron Katie Olanı Sevmek kitabında The Work metodunun ne olduğunu ve nasıl hayata geçirileceğini örnekler vererek anlatıyor. Katie, dört basit soruyla düşüncelerimizi parçalara ayırarak stresin üstesinden nasıl gelebileceğimizi, bire bir katılımcı paylaşımları üzerinden anlatıyor ve örnekliyor. Kalıp düşüncelerimizi sorguladığımızda deneyimlediğimiz duyguların farklılığını vurguluyor. Dış dünyada her şey aynı kalsa bile, dünyaya bakış açımızın değişmesi ile deneyimlerimizin değiştiğini, dış dünyamızın iç dünyanın yansıması olduğunu, düşünceleri tersine çevirdiğimizde önümüze farklı bakış açıları ve yeni olasılıklar açılacağını söylüyor.
Strese, depresyona girdiğimizde mutsuzluğumuzun, acı çekmemizin sebebi olarak başkalarını suçlarız. Dış dünya değişirse mutlu olabileceğimizi sanırız. Ancak bu tür bir bakış açısı bizi gerçeklerden uzaklaştırır, dışarıya bağımlı yapar. Sorumluluğu öteki insanlara ve dış olaylara yükleriz. Ancak stres, doğası gereği başkaları tarafından değil, stres yaratan düşüncelere inandığımız için ortaya çıkar. Dünyada olan değil, zihnimizde olanla ilişkili düşüncelere inanmamız sonucu stres yaratırız. Neler olup bittiğine dair yorumumuz, bu konuda strese girmemize neden olur. Yorumumuzu değiştirirsek, neyin stresli olduğuna dair tanımımızı da değiştirebiliriz.
Byron Katie’nin The Work yaklaşımında sevdiğim şey basit ve etkili bir yöntem olması. Dört soru ve tersine çevirmelerden oluşan, çok kolay olmasına rağmen etkili ve hızlı farkındalık yaratan, karanlıktan ışığa doğru gitmeye olanak sağlayan bir yöntem. Zihin karışıklığına, yargılara, olumsuz düşüncelere, kısacası zihin hapishanesinden çıkmaya sebep olacak çok hızlı bir araç ve olumsuz düşünceleri dönüştürmenin gerçekten iyi bir yolu.
Kendinizi hüsrana uğramış, endişeli ve depresif hissediyorsanız, mutsuzluğunuzdan başkalarını ve olanları suçluyorsanız, geçmişe takılıp kaldıysanız veya gelecekten korkuyorsanız Katie’nin Olanı Sevmek kitabını okumaya başlayarak acı çeken ve acısının sorumluluğu dış dünyaya yükleyen kurban rolünden çıkıp, özgürlüğe doğru giden yolculuğa başlayabilirsiniz.
edebiyathaber.net (5 Ocak 2023)