Hazırlayan: Mehmet Özçataloğlu
- Neden çocuklar için yazıyorsunuz?
Değişimle ilgileniyorum çünkü. Hayatın değişmesi, değiştirilmesiyle. Bu dünyada yaptığınız işin bir karşılığı olmasını istiyorsanız çocuklara yönelmelisiniz. Yetişkinlerin dünyası hayallerden, olasılıklardan, oyundan arındırılmış katı, donmuş bir dünya. Esnekliği yok, değişime açık değil.
Öte yandan salt çocuklar için yazmıyorum aslında. Çocukları merkeze alan, yetişkinlerin de okuyabileceği hikâyeler anlatıyorum. Kitapların şuna göre, buna göre diye sınıflandırılması piyasa ihtiyaçlarını karşılamak için daha çok. Aslolan iyi hikâye kuşkusuz. Kim için yazarsanız yazın.
- Okuduğunuz ilk çocuk kitabı hangisiydi? Sizde ne gibi izler bıraktı?
Zihnimde öyle bir iz yok ne yazık ki. İlk kitabı hatırlamıyorum ama Cin Ali dizisi, sınıf kitaplığından aldığım hayvan karakterli kitapçıklar ve sonrasında Jule Verne kitapları hafızamda hayal meyal yer etmiş. Zaten kitapların tek tek kendilerinden çok toplamının çocuk dünyamıza verdiği yön önemli. Bir kitabın bir çocuğun hayatını değiştirebileceğine olan inanç devam etmemizi sağlıyor.
- Bu kitabı keşke ben yazsaydım, dediğiniz bir kitap oldu mu?
Olmaz mı! Bunu derim zaman zaman ama içten içe bunun imkânsız olduğunu da bilirim. Kendi yazdıklarımdan ve yazacaklarımdan başka bir şey kaleme alamayacağımı da bilirim. Bu çok tuhaf bir duygu. Sevdiğimiz yazarlar gibi yazmaya çalışırız bazen. Kendi yolumuzu, sesimizi bulmaya çalışırken. Bende, keşke bu kitabı ben yazsaydım duygusu, kendi hikâyelerimi anlatmaya heveslenmeye dönüşüyor. Yani körelten değil doğurgan bir duygudur.
- Çocuklara yönelik kitaplardan en son hangisini okudunuz? Kitapla ilgili düşüncelerinizi kısaca belirtebilir misiniz?
Geçtiğimiz hafta Joy Cowley’nin Külüstür kitabını okudum. Bu bir yeniden okumaydı. Çocuk edebiyatının neden aynı zamanda yetişkinler için de keyifli olabileceğine dair harika bir örnek bence. Binlerce kilometre uzakta, ta Yeni Zelanda’da, yazılan bir hikâyenin bize böylesine iyi gelmesi düşündürücü doğrusu. Cowley’in tercih ettiği yazma biçimiyle, hikâye iki ergenin kendi anlatımlarıyla dönüşümlü olarak ilerliyor, metnin içeriğinin uyumu yazmakla ilgilenen herkes için oldukça ilham verici.
edebiyathaber.net (2 Ekim 2019)
“Ömer Açık’a 4 soru | Mehmet Özçataloğlu” üzerine bir yorum