ucuzkitapal.com Genel Müdürü Ömer Doğan, yıllardır sürdürdüğü 2 TL’lik kitap hizmetindeki hedeflerine dair, “Kültür Bakanlığı bize bir takdir ve teşekkür takdim ettiğinde asıl ve nihaî hedefimizi gerçekleştirmiş olacağız. Yanlış anlaşılmasın, tebrik gelince çalışmalarımız bitmeyecek. Yeni hedeflerimiz ile çalışmalarımızı sürdüreceğiz” dedi.
Kitap Sektöründe Dönemsel Yoğunluklar Olur. Sizde durum Nasıl?
Kış sezonuna girdik. Eylül ayı ile birlikte yoğunluğumuz başladı ve halen devam ediyor. 24 saat çalışıyoruz. Okulların açılmasıyla birlikte derslere yardımcı ve sınavlara hazırlık sezonu başladı. Özellikle derslere yardımcı kaynak kitaplar ve test kitapları yoğunluğu mevcut. Ek olarak 2 TL’lik kitaplarımız var tabiî. Hatta bunun için yardım aldık. Yeni yıla da inşallah bu yoğunluk içinde gireceğiz.
Hedefiniz nedir? Kitap yelpazeniz nasıl bir çeşitlilik gösteriyor?
Ucuz kitap konusu revaç bulunca Ankara şubemizin dışında İstanbul’da 1000 m2’lik yeni bir yer daha hizmete açtık demeden, ürünlerle doldurduk. Orayı da tamamen buna tahsis ettik. Aslında 2 TL’lik kitaplar fizikî alanımızı çabuk dolduruyor. Zira bir kerede 30-40 bin adeti birden alıyoruz. Yeni yeri açınca 3-4 yıl rahat ederiz diye düşündük, ama yanılmışız.
20 bin çeşit hedefimiz sürüyor. Şu anda Ankara ile birlikte 2.500 m2 yerimiz var. En az 10 bin m2’ye ulaşmamız gerekiyor. Sanırım 5-6 katlı bir bina yapmalıyız. Ulaştığımız 5 bin çeşidin bin çeşidi artık yok. Onun yerine bine yakın çeşit ekledik. Yani çeşidi arttırırken bir taraftanda azalıyor. Çeşit anlamında 6 bin rakamına ulaşmış olduk.
2 TL’lik kitap kampanyası ne kadar devam edecek?
Devam edecek. Çünkü hedefimizi belirlemişiz, vazgeçemeyiz. Bu rakamı duyanların inanası gelmiyor, inananlar da vazgeçemiyor. Bu ucuz kitapların sergilenmesi için İstanbul Şirinevler’de perakende bir işyeri açtık. Burayı ucuz ve kampanyalı kitaplarla doldurduk. Bu pilot uygulamada başarılı olursak İstanbul’un değişik yerlerinde ve Türkiye’nin farklı illerinde bu uygulamaya devam edebiliriz. Uygulama ise gerek isim hakkı vermeyle gerekse kendimizin açmasıyla olacak. Sırf bizim çeşitler ile az biraz ticareti bilen bir kişi sitedeki kitaplar ile işyeri açabilir ve başarılı olabilir.
“Kitap pahalı diye alamayan, ama okuma aşkı ile yananlara ateş olduk!” diyorsunuz…
Bir de şöyle bir durum var; kitaplarımıza talep okurdan çok kitapçılardan geliyor. 2 TL’de aldıkları kitapları rahatlıkla 5 TL’ye verebiliyorlar çünkü. Okumak isteyen insanlar, maddî durumu biraz zayıfsa 2 TL’lik kitaplarla bu ihtiyaçlarını gideriyorlar. Diyebiliriz ki kitap pahalı diye alamayan, ama okuma aşkı ile yananlara ateş olduk. Meselâ insanlar “bunlar korsan mı” diye soruyor. “Güzel kardeşim korsan kitabın dahi bir maliyeti var. En beğenmediğiniz kitap dahi en az 2-3 TL’ye imal ediliyor.” Aldığımız ürünler yayınevlerinin depolarında yer kaplayan, bekleyen, orjinal kitaplar. Yayınevleri için de bulunmaz bir nimet. Onların rağbeti de yüksek. Sırtlarındaki bir kamburu atmış oluyorlar. Diğer bir yönden âtıl kalan bir ekonomiyi harekete geçirmiş oluyoruz. Böylece yeni ağaçların kesilmesini de engelliyoruz.
Çevreci bir yönünüz var yani…
Tabiatım itibariyle yaptığım işlerde israfın önüne geçecek şekilde çalışırım. Allah’ın verdiği imkân, kabiliyet ve zamanı en iyi şekilde değerlendirmek vazifemizdir. Müşterilerimiz adına empati yaparak onların maddî kazançlarını en bereketli şekilde kendilerine menfaat sağlamalarını samimiyetimiz gereği bir borç biliyoruz.
Taklitleriniz oluyor mu?
Onlar her zaman olacaktır. Ancak bazılarını uyardık. Sitelerini kapattılar bazıları da başarılı olamadılar.
Ucuz kitaba inandırma süreciniz devam ediyor mu?
Bu da her zaman sürecektir. İşin içyüzünü bilemedikleri için şüpheler her zaman devam edecektir. Şöyle bir durum da var; insan bilmediği şeyin düşmanıdır. İnsanlar zamanla bu hizmetimizi bilecek, öğrenecek. Meselâ iki ulusal gazeteyle tam sayfa günlük reklâm kampanyası başlattık. Siparişler yoğun olduğu için ara sıra yayınlattırıyoruz. Kastımız ise kampanyalarımız arkasındaki imajı desteklemek. Bu da tuttu. Bize müracaat edenler, ne gariptir ki, daha çok cezaevlerinden oluyor. İnternet imkânı olmadığı için gazete kupürlerinde takip ediyorlar. Sipariş vermek istiyorlar, ama biz sadece dijital ortamda bunu yapıyoruz.
Peki cezaevlerindekiler için bir kitap gönderme uygulamanız var mı?
Evet sipariş olarak almasak da… Kargolarını biz ödeyerek istediklerini gönderiyoruz, hediye ediyoruz. Onlardan tek isteğimiz oluyor, kitaplar yalnız sizde kalmasın, başkaları da okusun, diyoruz.
20 bin çeşide ulaşmak adına özel bir çalışmanız var mı?
20 bin çeşide ulaşmak adına çeşitli hedefler koyduk. Bunlardan biri; kurduğumuz Maviçatı Yayınevinden 10 kitap çıkarttık. Hedefimiz bin farklı kitap çeşidine ulaşmak. 20 binin bir kısmını da biz oluşturalım istiyoruz. Kitapların içinde çekirdek kadro her zaman olsun istedik. 2 adet kitabımızı 5’er bin adet olarak bastık yayınevimizde. Zira kitaplar bir yandan geliyor bir yandan da bitiyor. Bir de bitenleri aynı fiyatla yerine koymak mümkün olmuyor. Yayınevleri de kendilerini rahat hissediyorlar meselâ. Diyelim ki, bir yayınevi 5 bin kitap bastı. 4 binini satabildi. Kalanını zarar olarak da görmedikleri için biz değerlendiriyoruz. Biz de kitap baskısına devam edeceğiz hızlı bir şekilde. Ayda 4-5 tane basmak istiyoruz. Ya da anlaştığımız yayınevlerine bastırmak istiyoruz. Diyelim ki, kendisine 2 bin basacak, ‘bin adet de bize bas’ diyeceğiz.
Diğer yayınevleri ile anlaşıp bastırdığınız eser oldu mu?
Mavi Çatı Yayınları olarak yeni bir yayınevi kurarak kendi kitaplarımızı kendimiz basmaya başladık. Yaklaşık on kadar kitabımızı piyasaya sunmuş durumdayız. Çalışmalarımız Sürüyor.
“Ucuzkitapal” hedeflerinizin neresindesiniz, ne kadarını başardınız?
Şu ana kadar tüm hedeflerimizi gerçekleştirdik. Nihaî hedefimizi gerçekleştirdiğimiz an, Kültür Bakanlığı bize bir takdir ve teşekkür takdim ettiğinde veya böyle bir şey duyduğumuzda asıl ve nihaî hedefimizi gerçekleştirmiş olacağız. Çünkü Kültür Bakanlığı kültüre hizmeti takdir etme anlamında ülkemizdeki en üst merci. Onlardan tebrik gelene kadar çalışmaya devam edeceğiz. Yanlış anlaşılmasın, tebrik gelince çalışmalarımız bitmeyecek. Yeni plan ve hedeflerimizi ortaya koyarak çalışmalarımızı sürdüreceğiz.
Bir sloganınız var; “Farkı, Fark Etmek İçin, Farkında Olmak Lazım!”. Kitabı fark ettirip siz de fark edildiniz mi?
Aslında biz pek de fark edilmek istemiyoruz. İnsanlar kendilerinin farkında olsunlar. Netice olarak, sadece insanlar okusun istiyoruz. Asıl mesele Yunus’un dediği gibi:
“İlim ilim bilmektir /İlim kendin bilmektir
Sen kendini bilmezsen / Ya nice okumaktır.”
edebiyathaber.net (30 Aralık 2014)